Prem 15 yaşındayken
"Bunlar sana Prem."
Prem elindeki çiçekleri kokladı. Çiçekleri bir arkadaşı vermişti ve Prem severek kabul etmişti. Sınıfa çantasını almak için geri geldiğinde sırasında oturan Boun'u gördü. Çatık kaşları ile öylece sırasında oturuyordu. Prem endişe ile yanına yaklaştığında kendi sırasının üzerinde duran sarı papatyaları fark etti. Kendi elindeki çiçeklere sonrasında onları tutana doğru bakan kişi derin bir iç çekip konuşmaya başladı.
"Ben de sana çiçek getirmiştim ama sen çoktan almışsın Prem."
Boun ayaklanıp sınıftan çıkmak üzereyken Prem onu durdurdu. İlk defa aldığı çiçek buketini hiç düşünmeden çöp kutusuna attığında sırasının üzerindeki demeti eline aldı. Koklamadan edemedi. En sevdiği sarı papatyalar daima güzel kokardı.
"En sevdiğim çiçeği nasıl bilebilirsin ki?"
"Senin hakkında her şeyi bilirim ben Prem. En sevdiğin çiçeği, En sevdiğin rengi, En çok nerede oturmayı sevdiğini bile."
Boun aslında yanılıyordu. En sevdiği çiçek Boun'un da en sevdiğiydi. En sevdiği renk de... Prem'in hayatında onun dışında bir şey yoktu. Fakat şuan karşısındaki bu kız onun sevdiği kişiydi. Prem ikinci plana düşmüştü onun için.
Kendisinin kalbi sırf elinden tuttuğu için deli gibi atarken onunki başkaları için atıyordu. Prem üzüntüsünü onlara göstermek istemedi. Gülümseyip ellerini kenetleyen kişilere baktı.
"Tebrik ederim. Umarım mutlu olursunuz"
Prem yanlarından ayrılıp ikiliyi arkasında bıraktığında nedense gözyaşlarına engel olamıyordu. Neden ağlıyordu? Neden bu kadar kalbi kırık hissediyordu bilmiyordu ama birbirlerine aşk ile bakan ikiliyi gördüğünde gerçekten üzgün hissetmişti.
Sınıfa çıkıp sırasına başını sıraya koydu. Şuan en sevdiği ders bile ona ağır geliyordu. Boun ise dersi dinlemeyen kişi yüzünden endişelenmeye başlamıştı. Son zil çaldığında Prem çantasını acele ile doldururken arkasında duyduğu ses ile yavaşladı.
"Boun çıkışta kafeye gitmek için anlaşmıştık ya. Hadi gidelim."
Prem bir kez daha yıkılmıştı. Eve giderken asla Boun onu yalnız bırakmamıştı. Şuan tek başına yolları geçmek zor gelecekmiş gibi hissediyordu. Prem hala sırasından kalkamamışken önüne dikinle kişiyle başını kaldırdı. Boun mahcup bakışlar ile kendisine bakıyordu.
"Prem eve yalnız gidebilir misin? Biz kafeye gitmek için anlaşmıştık da."
Boun kız arkadaşını gösterirken Prem elindeki son kitabı da çantasına koyup ayaklandı. Hiçbir şey yokmuş gibi davranmaya çalıştı.
"Önemli değil Boun. Size iyi eğlenceler."
Prem sınıftan çıktığında arkasından bakakalmış birini bırakmıştı. Evlerinin yolları ilk defa Prem için uzun gelmişti. Boun yanında olsa onunla konuşur, başını şişirene kadar onunla şakalaşırdı. Şimdi kulağında çalan –asla dinlemediği- bir müzik ile yolları geçiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dostluğun Bir Fazlası
FanfictionPrem aynadaki yansımasının gerçek olmamasını diledi. Gözlerinin beyazları ağlamaktan kırmızıya dönmüştü. Akan yaşları silse bile devamı geliyor, yanaklarını ıslatıyordu. Bunun sebebi o delice hoşlandığı kişiydi. Onun kalbinde artık yeri yoktu fakat...