5

294 23 6
                                    

"Arka tarafta göl varmış diyorlar!"

Jisung yemeğini yerken Soyeon tarafından sarsılmasını umursamamaya çalışıyordu.

"Jisung-ah kime söylüyorum!"

"Bakarız Soyeon'um ama lütfen yemeğini ye artık!"

Soyeon kollarını bağlayıp önüne döndü. Hyunjin'se sırıtarak onlara bakıyordu. "Ne bakıyon yarram"

"Soyeon'um ha" Hyunjin'in sırıtışı büyüyordu. Jisung ise sabır diler gibi yukarı baktı.

"Gerizekalı Jisung gay ya hani!" Seungmin Hyunjin'in kafasına vurup yemeğini yemeye devam etmişti.

"Ama benim hoşuma gitti Soyeon'um diyebilirsin bana" Soyeon gülerek konuşmuştu. Jisung'da başını salladı.

"Tabi kimse Yuqi'yi sevmesin!" Yuqi kaşlarını çatıp şakayla söylediği şeyin tribini atıyordu.

"Yaa ben diyorum ya sana Yuqi'm diye"

"Bir tek sen diyosun zaten"

Hyunjin Yuqi'ye döndü, "Tamam bende sana Yuqi'm derim"

Yuqi sırıtarak Hyunjin'e bir bakış attı ve yemeğine döndü.

Minho ise o sırada Minho'ya göre önlerindeki masada oturan Chan'ı izliyordu.

"Yeter oğlum bakışlarınla yedin çocuğu"

Minho omuz silkti.

"Ben doydum gidiyorum kim benimle göle gelicek!" Soyeon ayaklanırken konuşmuştu. Jisung'da ayaklanırken bir ihtimal Felix duyupta kıskanırsa diye kelimeleri bastırarak, "Ben geliyorum Soyeon'um!" demişti. Aynı zamanda da Soyeon'un koluna girmişti. Tam Felix'lerin olduğu masanın yanından geçerkende, "Hadi gidelim Soyeon'um" demişti.

Soyeon ordan uzaklaştıklarında Jisung'un kolunu bırakmasını sağladı ve, "Abartma Jisung, senden hoşlanmıyorsa bile hoşlandığı zaman gay olmadığını düşünücek ve başlamadan bitecek, okay?"

Jisung kafasını salladı, o sırada diğerleride kalkmış yanlarına geliyorlardı.
"Hadi beraber gidelim madem"

Yolu bilmemelerine rağmen kamp alanının dışına doğru yürümeye başladılar. Taşlı bir yol önlerine çıktığında ise onu takip ettiler. Etraf ağaçlar ve bitkiler ile doluydu.

Geldiklerini onlara gösteren kocaman bir göl ile durdular. burası ormanın tam ortasındaydı. Her tarafında ağaç olan ormanın ağaçları gölden 10 metre falan uzakta duruyordu, böylece gölün kenarı bomboştu ve burada piknik yapılabilirdi.

Akşam olduğu için üzerine ay ışığı vuran göl tertemiz ve mükemmel duruyordu. Gölün üstünde kısa bir iskele ve yanlarında ise küçük botlar bulunuyordu. Birkaç kişi gölün kenarına oturmuş konuşuyorlardı.

"İskeleye oturalım"

İskeleye adımlayıp oturduklarında diğer insanlarda göle doğru gelmeye başlıyorlardı.

Orda oturup zaman geçirdikten sonra geç olunca evlerine dağıldılar...

--

e hayat nasi gido

School CampHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin