Minho arkadaşlarını gerisinde bıraktıktan sonra ağaç evine doğru ilerledi. Evde kimse yoktu fakat duşta biri vardı. Duştaki kişinin onun evde olmadığını düşünüp havlusuz çıkabilme ihtimaline karşın seslendi, "Odada ben varım, çıkacağın zaman bornoz giyin!"
Minho cevap almayınca üstelemedi. Yatağına gidip yandaki komidinde duran bilgisayarını açtı ve arkadaşları onu çağırmadan önce izlediği bl dramasına devam etmeye başladı.
Yaklaşık 10-15 dakika sonra duştaki kişi çıktı. Minho dramadan gözünü ayırmadığı için kim olduğunu göremedi. Zaten umursamıyorduda.
Fakat bir süre sonra önünde hiçbir şey yapmadan kendisini izlediğini anladığı bedene döndü. Chan'ı görmeyi hiç beklemezdi. Ayrıca bornoz yerine bir bel havlusu kullandığı için karın kasları gayette meydandaydı. Minho fark ettiği an önüne döndü, "Bornoz giymeni söylemiştim"
Chan olduğu yerde dikilip Minho'yu izlerken Minho ona bakmamaya çalışıyordu.
"Burada giyineceksen çıkarım."
"Sanki hiç görmedin.."
Minho kızarırken hâlâ dizisine odaklanmaya çalışıyordu.
"İzleme artık beni, rahatsız oluyorum"
Chan omuz silkip arkasına döndü ve eğilip valizinden kıyafet bakmaya başladı.
Chan arkasına döndüğünde Minho anlamadığı bir şekilde Chan'ın sırtına bakmaya başladı.
Chan gülerek önüne döndü, "Bana bakmadığını sanıyordum"
Minho tekrar bakışlarını önündeki bilgisayara çevirince Chan ona doğru adımlamaya başladı.
Chan yüzünü iyice Minho'nun yüzüne yaklaştırıp konuşmaya başladı,
"Özlemedin mi Minho? Beni hiç özlemedin mi? Hiç tekrar benimle görüşmek istemedin mi?"
Minho cevap vermedi, sadece Chan'ın gözlerine bakıyordu.
"Ben çok özledim Minho. Seni çok özledim. Sürekli beni Yuqi'yle kıskandırmaya çalışman çok saçmaydı ama kıskandım Minho. Benimle kızları takip ettiğim için ayrıldığında inanamadım. Bana hiç mi güvenmedin Minho? Hepsinin arkadaşım olduğuna yemin ettim sana, hâlâ öyleler. Miyeon'la aramda hiçbir şey yok, olmadıda. Ama, sen bilirsin Minho..."
Minho'nun kalbi çok hızlı atıyordu. Sürekli bu kelimeleri duymak istiyordu, fakat şimdi ne yapacağını bilemiyordu.
"Bunları neden bana söylüyorsun ki? Ne sevgilin ne de arkadaşın değilim. Umursamıyorum." dedi bilgisayarını yandaki komidine koyarken. Hayır umursuyordu.
Chan hafiften uzaklaşıp konuştu, "Haklısın, hiçbir şeyim değilsin..."
Minho yaptığının bir aptallık olduğunu biliyordu. Gay olmasına rağmen onu kızlardan kıskanmıştı. Artık bu saçmalığı sonlandırmak istiyordu.
Chan daha fazla uzaklaşmadan Minho öne eğilip dudaklarını birleştirdi. Chan ise dahada yaklaşıp Minho'nun öpücüğüne özlemle karşılık verdi.
Nefeslenmek için ayrıldıklarında Minho gözlerini açmadan konuştu, "Bende özledim Chan, çok özledim"
Chan gülümsediğinde Minho tekrar dudaklarını birleştirdi. Aynı zamanda Chan yavaş yavaş Minho'nun üstüne iyice yerleşti, Minho ise o sırada Chan'ın vücudunda ellerini gezdiriyordu.
Chan dudaklarını ayırıp Minho'nun boynuna öpücükler bırakmaya başladı.
Dışarıdan gelen gülme ve yakınma seslerini duyduklarında Chan Minho'ya göz kırpıp yatağa koyduğu eşyalarını aldı ve hızlıca giyinip yatağına uzandı.
Hyunjinler odaya girince yataklarına geçtiler ve yorgun oldukları için kısa sürede uyudular.
Minho Chan'a baktı. Gülümseyerek onu izliyordu. Sessizce ayağa kalkıp Chan'ın yanına ilerledi. Chan onu görünce yatakta kaydı ve Minho'nun yatabileceği yer açtı. Minho oraya yerleşince Chan'a sarıldı. Chan'da üstlerini örtüp Minho'ya sarıldı ve o gece birlikte uyudular...
--
ulan oyle bi banginho askim var ki jilix ficine bile banginho sıkıstırıyorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
School Camp
FanficJisung okulun düzenlediği kampa Felix'in geleceğini öğrenmişti... #250123 #190523 --shipi cok on planda tutamadigim bi fic oldu.