Jisunglar kahvaltıda buluşmak üzere hazırlandılar. Hepsi beraber yemekhaneye girip açık büfeden tabaklarını hazırladılar ve rastgele bir masaya geçtiler.
Masaya ilerlerken Changbin'in sert bir şekilde ona bakması Soojin'i rahatsız etmişti. Onunla konuşmak istemiyordu. Onunla yüz yüze gelmekte istemiyordu.
Masaya oturup sohbet ederek yemeklerini yemeye başladılar.
Changbin Soojin'in yanına gitmek için ayağa kalkmıştı ki Miyeon onu kolundan tuttu, gözlerindeki ifade endişeli olduğunu söylüyordu.
"Bırakırsan gideceğim Miyeon?"
"Changbin, diyorum ki... Konuşmasan mı?," Gözleriyle Soojin'i işaret etti, "Baksana onların yanına daha mutlu..."
Changbin Miyeon'un baktığı tarafa baktı. Soojin gerçekten onların yanına eğleniyordu. Changbin abilik görevini yerine getirmediğini düşünüyordu.
"Tekrar düşün lütfen, sende Soojin'in iyiliğini istemez misin?..."
Changbin tekrar sandalyesine oturdu. Miyeon Changbin'in kolunu bırakıp önüne döndü.
Changbin ise sadece kahkahalarla gülen Soojin'i izledi..
...
"Düzgün yürü, göle düşersen benim suçum değil!"
Jisung önünde yürüyen Soyeon'a söyleniyordu.
Hep birlikte göle gelmişlerdi ve iskelenin sonuna ilerliyolardı. Seungmin yeterince ilerlediklerini düşününce oturdu, "Bence çokta gitmeyelim"
Diğerleride onay verip Seungmin'in yanına oturdu.
"Soyeon otursana amına koyayım"
"Jisung kalk!"
"Ne-" Jisung ne olduğuna anlam veremeden Soyeon tarafından çekiştirilip ayağa kalkmıştı. Tam iskelenin kıyısında duruyorlardı. "Noluy-"
Soyeon birden Jisung'u göle itip kendiside peşinden atlamıştı. Yuqi kahkaha atarak onların arkasından bakarken birden Hyunjin tarafından suya itildi. Hyunjin'de onun arkasından kahkaha atarken Minho birden Hyunjin'e belinden sarılıp suya atladı, otomatik olarak Hyunjin'de göle girmiş oldu.
Seungmin'le Soojin gülerek onları izlerken Hyunjin kafasını sudan çıkarıp söylenmeye başladı. Jisung ise susması için Hyunjin'in kafasından tutup tekrar suya soktu.
"Hadi bizde girelim"
Soojin ayağa kalkan Seungmin'le ayağa kalkarken kalbi hızlıca atmaya başladı, "A-Ama ben yüzme bilmiyorum ki-"
Seungmin o sırada suya atladı. Kafasını sudan çıkarıp saçlarını yüzünden çekince Soojin'e döndü, "Gel ben sana öğretirim"
Soojin'in kalbi heyecandan neredeyse çıkacak gibi atarken derin bir nefes aldı. Seungmin'in arkasındaki Jisung'u boğmata çalışan Hyunjin'e, arkadanda Hyunjin'le uğraşan Minho'ya, onları kahkahalarla izleyen Yuqi ve Soyeon'a baktı. Çok eğleniyorlardı, fakat Soojin yüzemezdi ki.
"Gelmen için atlaman lazım, söz veriyorum seni tutacağım"
Soojin'in heyecandan bacakları titremeye başlarken kafasını salladı. İlk önce deirn bir nefes alıp verdi. Hazır olduğunu hissedince nefesini tuttu ve kendini suya bıraktı.
Vücudunda hissettiği soğuklukla hafif titredi. Su soğuktu evet ama durulmayacak kadar değildi. Belinde hissettiği Seungmin'in eliyle kafasını sudan çıkardı. Seungmin gülümseyerek ona bakıyordu. Soojin'in belindeki elini çekmeden Jisungların yanına ilerledi.
"Soojinn!!"
Soyeon Soojin'in üstüne atlayacakken Seungmin Soojin'i sağına doğru çekti. "Soojin yüzme bilmiyor, kızı boğmak mı istiyorsun?"
"Ama o nerden bilsin ki..."
"Yaa Soojin'im özür dilerim bilmiyodum"
"Önemli değil Soyeon"
...
Changbin karşısındaki gölden çıkan kardeşini izliyordu. Soojin kendisiyle hiç bir zaman böyle eğlenmiyordu ve bu onun sinirini bozmaya yetiyordu.
"Ya oha bu Seungmin nesi oluyo Soojin'in? Şuna bak o kadar sinirliyim ki üzerine zıplayacağım!"
"Kes Shuhua"
Shuhua Changbin'e sert bakışlarından birini gönderdi fakat Changbin bunu fark etmeyecek kadar dalmıştı.
"Zamanında kardeşine sahip çıksaydın şuan ne sen böyle olurdun ne de ben."
Changbin hızla Shuhua'ya döndü, "Bu seni ilgilendirmez Shuhua, önüne bak"
Shuhua göz devirip önüne döndü. Changbin 3 gündür böyleydi ve bu çok sinir bozucuydu. Shuhua terslenmekten nefret ederdi.
Miyeon endişeli gözlerle Changbin'e bakıyordu. Changbin'i hiç böyle görmemişti ve tuhaftı. "İçecek misin?" Miyeon elindeki kolayı Changbin'e uzattı.
Changbin gözünü Soojin'den ayırmadan Miyeon'un uzattığı kolayı alıp bir yudum aldı.
"Yuuuhh Jisung'un karın kasları mı var yoksa benim başıma güneş mi geçti"
Jisung üzerindeki tshirtü çıkarmış arkadaşlarına vuruyordu.
"Yuuuhh Felix sen Jisung'u mu izliyosuunn"
Felix telaşla kafasını çevirip, "Yo ne bakıcam öyle gözüme takıldı" dedi.
Minnie 'Kesin öyledir' bakışlarından birini atıp Miyeon ve Shuhua'yla olan sohbetlerine döndü.
"Minho'nun Chan'dan neden ayrıldığı belli oldu, şuna bak arkadaşları daha havalı"
Chan Changbin'i tekmelerken Felix ve Changbin kahkaha atmaya başlamıştı. "Komik mi orospu çocukları"
"Heh işte biraz söyle gül be Changbin, sıkıldım somurtmandan" Miyeon arkadan seslendi.
Changbin gülümseyerek ona bakıp tekrar Soojin'e döndü. Miyeon haklıydı, Soojin orda mutluydu ve gülüyordu. En azından lise hatıralarını doldurabileceği garip arkadaşları vardı artık...
--
diyorum ki artik yavastan bi jilix odakli mi gitsek (zaten)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
School Camp
FanfictionJisung okulun düzenlediği kampa Felix'in geleceğini öğrenmişti... #250123 #190523 --shipi cok on planda tutamadigim bi fic oldu.