acht⁸

1.4K 190 106
                                    

“ben senden vazgeçmem,ışıkları söndürseler bile

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

“ben senden vazgeçmem,
ışıkları söndürseler bile.”

ışıkları söndürseler bile, maNga.

×

şubat, 2019

Küçümsenirsin ve nefret edilirsin. Eğer buradaysan bunlara maruz kalmaman imkansızdır.

Ama o bilmiyordu işte bunu. Hatta öyle çok bilmiyordu ki bileklerindeki o kırmızılıkların sebebini bile önemsemiyordu. Merak bile etmiyordu, en ufacık merak kırıntısı yoktu bu morluklar ve kırmızılıklara dair. Sadece tek bildiği çok çalışıyor olmasıydı.

Çok çalışmazsa bir yere gelemezmiş, öyle dediler. Saatlerimden feda edeyim, dedi o da.

Birkaç aylık meslek hayatında en önemli ödül törenlerinden birine davet edilmesi ile ufaktan başardığını hissetti. Bugün mutluydu, onu üzecek bir şey olmasını istemiyordu.

Felix’i minicik bir sevgi bile mutlu etmek için yeterliydi aslında. Kardeşinden aldığı iyi haberler ve birazcık sevgi.

Ama sevgi öyle küçük bir kavram değil işte. Yine de, nefret kadar büyük bir kavram da değil. İnsanlar hakkında konuşacaksak, onlar büyük olanı seçti.

Hiç sevildiğini hissetmedi. Felix’e bunu kimse hissettiremedi. Hatta o kadar hissettiremediler ki, onu sapıkça takip eden insanların bir anlığına onu sevdiğini düşündü. Eğer birisi yüzüne doğru “Onlar sapık!” diye bağırmasaydı, düşünmeye devam ederdi.

Araba ilerlerken biliyordu aslında çoğu kişinin ona nefretle bakacağını. Beş ayda çok bir hayranının falan olacağını da düşünmüyordu.

Yine de istiyordu. Müziğini kimse beğenmeyecek olsa da istiyordu sadece. O sahneye çıkmak, bir kez de olsun kocaman bir sahnede bir sürü insanın gözünün içine bakmayı çok istiyordu.

Düşün, düşün, düşün zaman bitiyor tabii. Onu uyaran menajere karşılık verip arabanın kapısını açtı ve indi arabadan.

Büyük bir yer.

Kapıda bekleyen hayranlar var, bir sürü sanatçı için çığlıklar atıyorlar. İnsan içinden diyor, “Hiçbir zaman ben olamayacağım.” diye.

İlerisini bilseydi olmayı da istemezdi zaten. “Bu taraftan.” Menajer eliyle yolu gösterdi Felix’e, Felix de devam etti o yoldan.

“Önce giyinmek için stiliste git. Oradan da makyajını yaptırmaya, aksi bir durum olursa ara.” Hızlı hızlı konuşan menajerine kafasını sallayıp kulise girdi. Gizlemeye çalışsa da henüz beş aylık bir idol için içi kıpır kıpır. Kocaman bir sahne ve kocaman bir alan onu istemeden de olsa mutlu ediyordu.

colorful street(s)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin