3

134 27 80
                                    

Hoşgeldiniz~

Bu bölümde Sunghoon 10 yaşında^^
Jungwon'da 8 olmuş oluyor yani.

İyi okumalar^^

•••

Küçük çocuk dolabının kapağını açtı ve annesinin yıkayıp koyduğu beyaz çarşafı aldı bir eline. Diğer eline de oyuncak kutusunun en dibinde kalmış el fenerini aldı.

Elindekileri ses çıkarmamaya çalışarak abisinin odasına götürdü, abisinin anlamsız bakışlarını umursamadan.

Elindekileri abisinin önüne atıp kendi odasına koştu sessiz olmaya çalışarak.

Odasına geldiğinde öğretmeninin verdiği birkaç masal kitabını ve babasının yurt dışından getirdiği kaliteli kutu oyunlarını alıp tekrar abisinin odasına gitti.

Abisi hâlâ anlamsız anlamsız bakıyordu küçük çocuğa.

Umursamadı küçük çocuk.

Abisinin yatağına çıkıp abisinin okuduğu kalın kitabı abisinin elinden çekip yatağın yanında bulunan komodine koydu.

Hâlâ abisinin anlamsız bakışlarına maruz kalınca ise "Çadır kuralım." dedi.

Ne zaman canı sıkılsa abisinin yanına gelir çadır kuralım derdi. Hava sıcaksa arka bahçeye, soğuksa da abisinin odasında kurarlardı. Sonra ise sabaha kadar eğlenirlerdi.

Ama bu kez sıkılmamıştı küçük çocuk. Hatta uyuyordu bile. Ama rüyasında tuhaf şeyler görmüştü.

Kavga sesleri vardı. Ve bu sesler babası ile abisine aitti. Sonra abisinin gittiğini gördü rüyasında küçük çocuk. Korkunçtu. Çok korkmuştu.

Abisini seviyordu ve onun gitmesini istemiyordu. Gitmezdi değil mi?

"Hava soğuk, içeride yapalım olur mu?"

"Hmhm, olur."

Küçük çocuğun onayı ile abisi büyük odasının ortasına çadırı kurmuş sonra da küçük çocuğu çağırmıştı; "Gel hadi"

Sonrası ise eğlenceydi. Önce abisi ona masal okumuş, sonra birlikte tüm oyunları oynamışlardı sessiz bir şekilde.

Şimdi de abisi diz üstü bilgisayarından film açmıştı ve onu izliyorlardı.

"Abi?"

"Hm?"

Sormak ve sormamak arasında gidip gelse de en sonunda günlerdir aklını kurcalayan, daha öncesinde küçüğünün ona sorduğu soruyu abisine sorma kararı almıştı.

"Erkekler birbirlerine aşk öpücüğü verebilir mi?"

Durakladı Jisung. Kardeşinin böyle bir soru soracağını hiç beklemiyordu.

Kendini yeni yeni keşfediyordu Jisung. Bu zamanında ise ona en çok Chenle yardımcı olmuştu. Jisung ise Chenle karşı bir takım hisler beslemekten alıkoyamamıştı.

Hâlâ bir isim vermemişti Jisung, Chenle'ye olan hislerine. Hâlâ çelişiyordu çünkü kendi içinde. Çocukluğundan beri yanlış olarak bildiği şeyi yapıyor oluşunu kabullenmek pek kolay değildi haliyle.

Kardeşine her zaman yardımcı olmak isterdi Jisung. Kendisi bu evde mutlu değildi her ne kadar dışarıdan bakan insanların özendiği bir eve, hayata sahip olsada. Bu yüzdendir belki kardeşi ile hep ilgilendi Jisung. Onun mutlu olmasını istiyordu.

Kendi doğru ve yanlışları olsun, kimse onu yönetemesin, kendi istediği gibi yaşasın, mutlu olsun istiyordu. Bu yüzden kardeşine kendi doğru ve yanlışlarını anlatmazdı. Sonuçta kendi doğru ve yanlışlarını kendisi belirlemeliydi.

Love Is You and It's True || ˢᵘⁿᵍʷᵒⁿHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin