Deniz Gözlü 2.Bölüm ×

195 10 2
                                    

EGE

Kafamdaki sorulara cevap veremiyordum sevinçle ve heyecanla çıktığım merdivenleri huzursuzluklar ve endişeyle hızlıca geri iniyordum. Yolun kenarından tam taksiye biniyordum ki Kutayın neşeli sitem dolu sözlerini işittim.
"Abicim nerdesin sen ya haber verir insan dimi " Mutlu surat ifadesi benim solgun ve endişeli yüz ifademi görünce onun yuzude benim yüzüm gibi endişeli bir hal aldı.
"Emniyetten aradılar oraya çağırdılar. "Ellerim titriyordu konuşurken .
"Niyeblan noldu naptın geldiğin gibi ?"
"Ne yapabilirim Kutay ! Bilmiyorum " elimle kalbimin olduğu tarafı gösterdim.
"Bir şey var burada .Maraton koşmuş gibi Nefes alamıyorum. boğuluyorum düşündükçe bir şey oldu Kutay eminim buna. "
"Lan durma o zaman bin arabaya hadi "
Titreyen ellerimi içime düsen şüphe tohumlarını stresten sallanan ayaklarımı durduramıyordum.
Emniyetin önüne geldiğimizde bizi genç bir polis karşıladı. Kumral uzun boylu yapılı bir adamdı.
"Ege bey hiç içeri girmeyelim Gitmemiş gereken bir yer var. "
"Burak Bey bana birşey söyleyin durmuyor içimdeki bu his ne oldu aileme ulasamiyorum onlara mı birşey oldu ? "
Bakışlarını kaçırdı.
"Lan deli mi edeceksiniz beni ! Kutay birşey söylesene "
Kutaya baktigimda gözündeki o soğukluk içimi yakmisti. Sanki bu olan şeyler normal gibi davranıyordu.
"Kardeşim sakin ol gidelim anlayalim dertleri hadi "
Gözünde gördüğüm o ifadeyle sesindeki o samimiyet beni çelişkiye bırakmıştı.
Hızlı adımlarla kutayın arabasına bindim.

Burak beyin bizi götürdüğü yolun sonunu aydınlık göremiyorum. Annem her zaman herşeyi iyiye yormayı öğretti. Aklımdan geçen şeyler kutayı duymamı engelliyordu.Kutayın ani freniyle düşüncelerimi kafamdan atıp etrafına baktım.
Arabadan çıkarken bedenini soğuk bir rüzgar esip geçmişti.Burak Bey benden önce arabada. inip bana değişi duygularla bakıyordu. Acıma mı ? Bilmiyorum. Hüzünlü bir şekilde belki de.
Burak bey eliyle uçurum gibi bir tarafı göstermişti adımlarını itici bir yavaşlıkla o yöne doğru yürüyordum. Daha hiç bir şey belli olmuyordu.
"Lan birşey söyleyin artık neresi burası birşey mi oldu aileme olduysa neden buraya geldik hastaneye gidelim lan hadi "
Duyacağım şeyleri biliyormuşcasına önceden itiraz hakkımı kullanıyordum.
"Üzgünüm Efe bey aileniz bir trafik kazası yapmışlar bu uçurumdan suya düşmüşlerdi ekibimiz hemen olay yerine geldi cesetler suda çok kaybolmadan çıkarabildik şimdi düştükleri arabayı çıkartmaya çalışıyorlar. Geçmiş olsun
Başınız sağolsun."
Bu cümleleri ağızım açık o kadar şaşırmış bir şekilde dinlemiştim ki artık herşeyin bir saka olduğundan şüphelenecektim. Genç polisin yakışıklı suratı ölümsüz bir soğukluğa bürünmüştü. Bu olaylara o kadar alışmıştı ki yüzü sanki bir insana normal birşey söylüyormuşcasına duygusuzdu.

Gülmeye başladım gerçekten kahkaha atarak gülmeye başladım. Burak komiser hala bana duygusuz bir şekilde bakıyordu.
Gözüm o eşsiz güzelliğe takıldı .Masmavi rengi insana huzur veriyordu Gözlerim bu sefer Burak komiserin arkasında yerde duran cansız bedenlere takıldı. Hafif bir rüzgar vardı İstanbul da. Anne ve babamın üstüne kapanan gazeteler bu acımasız rüzgarın estiği sert rüzgara direniyordu . Gazetelerin ucu havaya kalkıyordu. O anda gördüm annenin yumuşak ve ince bileğini. Yavaşca dizlerimin üzerine çöktüm .Az önce kahkaha attıgım gülücüklerin tam aksine şimdi gözlerimden yağmur yağıyormuş gibi damlalar boşalıyordu. Gazetenin ucundaydım simdi daha yakındım onlara.
"Anne kalksana hadi ben geldim süprizin vardıya hani bana göstersene onu " mırıldanarak tekrar ediyordum bunları ellerine damlayan ıslaklıklıkların gözyaşlarımın olduğunu anlamıştım.
Babamın beybeyaz saçları rüzgarda savrulurken annemin bembeyaz yüzü sahada beyazlasmıs dudakları morarmıştı.
Dudakların titriyordu ,kafamı yavaşca denize diktiğimde içinden çıkartılan karavan dikkatimi çekti.
Şimdi anlaşılıyordu herşey en ince ayrintısıyla. Kabus gibiydi herşey sonsuza dek uyanamayacağım bir kabus gibi. Bu sefer annemde yoktu ki yanımda hafifçe güldüm . Bunları hak ediyormuydum ki onlar aylarca benim özlemimle kavrulurken simdi ben sonsuza dek onların yanlızlığıyla boğulacaktım.
Kutay bana sesleniyordu çekingen bir sesle ama duyacak ne gücüm nede takatim kalmıştı. yavaşca başımı kutayq döndüm oda benim gibi dizlerinin üstüne çökmüs bir elini omuzuna koymuş birşeyler diyordu.
"Kardeşim . Hadi gidelim."
dedi samimi bir şekilde. Biz kutayla belki daha yeni tanışmıstık ama her zaman yanımda olmuştu her zaman ailemle benim gibi yakin olmuştu.
"Benim boktan hayallerim yüzünden öldüler."
"Hayır saçmalama Ege ".
"Boktan ,Saçma ,çocukça hayallerim yüzünden .." mırıldanarak konusuyordum kutayın söylediklerini sanki duymuyordum.
Oda birşey demedi zaten sıkıca sarıldı bana.
Banzen o kadar teselli cümlesi yerine sarılmak insana gerçekten iyi hissettiriyordu.

Deniz GözlüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin