3. Bölüm

4 2 0
                                    

Gecenin karanlığında, sabahın şafağında, öğlenin sıcağında, insan kalabalıklarında, bu şehrin her sokağında, yürüdüğüm yollar, tenime vururken, tenimin sıcağında buharlaşan yağmur damlalarındadır benim bir başına hislerim.
    Bir boşluk hissi düşün ruhumdaki ruhum. Ne yaparsan yap dolmayan bir boşluk. Bu acı hissi, bu yalnızlık, bu yoğun duygu nasıl tarif edilir bilmiyorum.
    Sanki denizlerin, okyanusların en derin yerinde boğuşmak üzeresin ve ne batıyor, ne çıkıyorsun, sadece elin kalmış suyun dışında belki biri gelir de tutar diye bir bekleyiş içindesin.
    Umut denen bir kelime varmış lugatta ve insanlar sığınırmış ona diyorlar. Bakıyorum ufuklara da her zaman gördüğüm tek şey, çok uzağımda o umut denen, bende anlamını yitirmiş olan kelime.
     Umut yerine unut diyorlar bana oysa. Kendini unut, var olma sebebini unut, yaşam içindeki varlık sebeplerini unut.
     Unutmanın olduğu yerde umut olabilir mi sence ruhumundaki ruhum?
     Birini tanımadan söylenebilecek ne kadar çok şey var değil mi?
     Baktığın etten kemikten bir canlı hakkında ruhuna inmeden ne kadar kolay yol çizebiliyor, senaryolar yazabiliyorlar. Yine dolu sanki kafamız, yine dışa vuran hallerimizin yansımaları, yine ruhumun medcezirleri içinde git, gellerdeyim.
     Pessoa'nın dediği gibi ruhumundaki ruhum: "Ruhum iki arada bir derede,
hani insanın canı ne yaşamak, ne başka bir şey ister ya, işte o durumda."
     Burada kesmek en iyisi, çünkü biliyorum yine anlamayacaklar, sadece bakacaklar ve sen yine aynı sen kalmaya devam edeceksin. En iyisi susmak...

SADECE BİR PAPATYA ✨Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin