Uyanmıştım ve yaklaşık yarım saattir tavana boş boş bakıyordum. Sonunda saate bakmak için doğruluğum an da Yeonjun odama girmişti.
Yeonjun" Günaydın Lisa noona uyanmışsın. Hadi o zaman aşağıya gel . Namjoon Hyung ve Mo noona geldi . Gelişmeler hakkında konuşacakmışız."
Lisa" Sana da günaydın Yeonjun . Kai kalktı mı? Baştan söyliyim ben kaldırmam onu"
Yeonjun"Merak etme Lisa noona ben o tehlikeli, oda olduğunu varsaydığım alana girip uyandırdım Kai hyungu ."
Lisa"Tamam bende üzerimi giyiniyim geliyorum" dememle Yeonjun kafasıyla onaylamış ve kapıyı kapatıp aşağıya inmişti.
Bende üzerime eşofman takımımı giyip aşağı indim. Ekibin salonda toplandığını görünce onların yanına geçtim.
Namjoon benim gelmemle söze başladı. "Dünkü sergide elde ettiğiniz bilgiler ile Yeonjun deponun yerini buldu. Seoul çıkışına yakın bir binayı depo olarak kullanıyorlar. Lisa ve Kai bu sefer ikiniz gidiyorsunuz. Yarın serginin ikinci günü var . Depodan sadece Vazoyu alıcaksınız. Anlaşıldı mı ? Sadece Vazo!"
Hepimiz onu başımızla onaylamıştık. Bayan Mo bile Namjoondan yaşca büyük olmasına rağmen onu dinlerdi. Çünkü herkes Namjoon'un ne kadar zeki olduğunun farkındaydı. "O diyorsa kesin bir bildiği vardır" anlayışıyla ilerliyorduk.
Namjoon"Şimdi görev için hazırlanın . Lisa ve Kai dikkat çekmeyen kıyafetler giyin. Vazoyu aldıktan sonra buraya uğramadan limana geçin. Bende orda olucam."
Tüm ekip üyelerine bakarak"Ayrıca bu görevi hallettikten sonra sizinle konuşmam gereken bir konu var"demişti.
Ne konuşucaktı acaba? Jackson'a doğru baktığımda onunda bilmediğini yüzünden anlamıştım. Normalde Namjoon bizden önce her şeyi Jackson'a söylerdi.
Kai aniden kolumdan tutup beni kaldırmıştı. " Ne yapıyorsun aptal!"
Kai"Kalk hadi kızım hazırlancaz ya! Oturdun kaldın"
"Şu hayvan iç güdülerini kontrol et lütfen. İnsan gibi söylesene. Hadi yürü çıkalım" demiş ve yukarı doğru çıkan Kai'nin arkasından bende adımlamıştım.
Odama geldiğimde hem dikkat çekmemek hem de rahat olması adına siyah bir takım giymiştim. Cebime herhangi beklenmedik bir durumla karşılaşırız belki diye bir sis bombası ve tabancamı da almıştım. Normalde kullanmam ama ne olacağı belli olmayan bir işin içinde olduğunumuzdan yanımda taşımak zorundaydım.
Odamdan çıktım ve aşağıya indim. Yeonjun'un odasına girdim.
Yeonjun"Noona bunu yanına al deponun şifresini çözmek için bu aleti kullan. Şifre giriş yerinin üzerine takman kapının açılması için yeterli olucak. Ayrıca bu gözlükleri de alın deponun kamera sistemine erişemezsem sizi burdan takip edicem."
"Kamera sistemine ulaşamamak bizim Yeonjunumuz için imkansız ama alalım biz yine de " diyerek onu övmüştüm. Yeonjun aramızda en küçük kişi olduğundan onu kardeşim gibi seviyordum. Bazen kendini çok yetersiz hissettiğini de biliyordum bu yüzden onu övmekten asla çekinmiyordum.
Bulundugumuz odanın girişinden seslenen Kai ile odadan çıkmış ve depoya doğru gitmek için yanına adımlamıştım.
(...)
Deponun olduğu alana varmıştık. 5 metre uzakta olan arabamızın içinde Jackson'ın komutunu bekliyorduk.
Arabanın torpidosundan çıkarttığım siyah maskeyi ve Yeonjun'un verdigi gözlüğü Kai'ye uzatmıştım. Gözlüğün ne için olduğunu sorarcasına bakan Kai'ye "Yeonjun kameralara belki erişemem ne olur ne olmaz diye verdi. Ayrıca kulaklığını da takmayı unutma" demiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Sly Fox|Taelice|
Fiksi Penggemar[Kth&Llm] (Açıklama : Mad Dog dizisinden esinlenerek yazmış olduğum bir fictir. Tamemen aynı değildir.)