Eve gelmiştik. Baya bi kıyafet almıştım. Etekler, gömlekler,pantolonlar... Hepsini ben kendim seçmiştim. Ross karışmamıştı. Ne aldığımdan bile haberi yoktu. İçeri girer girmez alışveriş çantalarını yukarı çıkardım. Ross ne yaptı bilmiyorum ama televizyonun karşısına oturdu sanırım. Umrumda değil ne yaptığı.
Hemen birkaç kıyafet denedim. İlk olarak beyaz gömlek, siyah pantolon, beyaz gömleğin üstüne kareli kazak ve altına yarım bot. Tamam kabul ediyorum zevkim iğrenç.
Hemen üstümdekileri çıkarıp yeni şeyleri denedim. Neredeyse diz kapağımdan 8 parmak yukarıda pudra rengi etek ve krem rengi straplez bir bluz giydim. Odamki aynanın karşısına geçtim ve kendime baktım.
Saçıma da birşeyler yapmak istiyordum ama karar veremedim. Tokayla saçımı ördüm. Saç rengimi seviyorum.
Bir sağa bir sola dönerek kendime bakmaya başladım. O sırada kapı açıldı. Ross beni baştan aşağı süzdü. Şaşırmış gibiydi.
"S-sen bunları mı aldın?" kekelemişti, evet kekelemişti. "Hı-hım." Tarzı bir ses çıkardım.
Yaklaşmaya başladı. Korkuyordum. Evet evet, korkuyordum. Bana bir şey yapmasından.
İyice yaklaştı. Aramızda ya 10 yada 15 cm vardı. Gözlerime baktı.
"Bu etek hemen çöpe gidicek."
"Hayır. Gitmeyecek. Bunu çok beğendim." Dudaklarını yaladı.
"Allison sinirlenmeye başlıyorum. Bu etek çöpe gidicek. HEMDE. HEMEN." Son iki kelimeyi bastırarak söylemişti.
Bense sakindim. "Neden?"
"Çünkü ben öyle istiyorum."
"Hayır."
"Tamam o zaman. İsteğimi kullanıyorum. Bu etek hemen,şimdi çöpe gidiyor." Ağzım açık kalmıştı. Bir şey diyemezdim. Yoksa o da benim isteklerimi yok sayardı.
"Peki." diyebildim.
"İstek hakkımı böyle saçma bir şey istemek için kullandığıma inanamıyorum." Sessiz konuşmuştu ama benim duyabileceğim bir tonda fısıldamıştı.
Umursamayarak yanıma kot pantolonu aldım. Yanından sıyrılarak aşağıya indim. Odada eteği çıkarıp pantolonumu giydim.
Mutfağa giderek çöp kovasını buldum. Elimdeki eteği -istemeyerek- çöpe attım. O sırada telefon çaldı. Bu Ross'un telefonuydu. "Ross telefon çalıyor!" bağırmıştım öküz gibi ama duymadı.
'O zaman ben açarım.' Dedim kendi kendime. İsim yerine numara yazıyordu. Telefonun açma şeysini kaydırdım ve telefonu kulağıma götürdüm. "Ross bu iş bu gece biticek. Mesaj atacağım adrese akşam saat 10'da bekliyorum. Gelmezsen olucaklardan ben sorumlu değilim."
Ama bu Logan'ın sesiydi.Ne yani Ross'la tanışıyor muydu? Ne alakaları vardı ki? "Cevap versene piç kurusu." Bişey demeden telefonu kapattım . Arkamı döndüğümde Ross'la yüz yüze geldim.
Ya gördüyse? Şimdi yandım işte!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESCAPE (R5Fanfic)
FanfictionHer şeyin başlangıcı o anlaşmaydı. Peki sonra ne olacaktı?