Sabah hey yerimin ağrısıyla uyandım. Etrafıma bakındığımda Rafe'in dün akşam beni arabada bıraktığını anlamam uzun sürmedi. Hemen telefonumu alıp Rafe'i aradım.
Kaç kez çaldı ama açmadı. En sonunda Sarah'ı aramaya karar verdim ilk çalışta açtı.Sarah: Bella? Nerdesin
Isabella: SARAH O ŞEREFSİZ ABİNE SÖYLE BENİ ARABASINDAN ÇIKARTSIN!
Sarah: Ne-
Isabella: DÜN AKŞAM BENİ ARABADA BIRAKMIŞ VE KAPILAR DA KİLİTLİ.
Sarah: Tamam bekle söylüyorum.
Aradan 15 dakika geçti ve karşıda Rafe'in yaylana yayalana gelişini izledim. Sonunda kapıyı açtı ve çıktım. Havasızlıktan bayılıcaktım artık.
Isabella: NE KADAR İNSAFSIZSIN ARABADA BIRAKMAK NE DEMEK!?
Rafe: Bağırma ne yapsaydım kucaklayıp evine mi taşısaydım.
Isabella: Genelde insanlar öyle yapar!
Yüzüne bir tokat geçirdim ve evime doğru yürüdüm. O kadar sinirliydim ki hızlı hızlı yürüdüğümden hemen geldiğimi fark etmemişim.
Alice: Dün gece eve gelmedin?
Isabella: Söylemeseydin anlamayacaktım
Merdivenlerden odama çıkarken arkamdan bağırdı.
Alice: Baban ve ben merak ettik bu kadar umursamaz olma!
Odama girdiğim gibi hemen duşa girdim. Bir yarım saat kadar oyalanıp üstüme rahat bir şeyler giydim
Yatağa yattığım gibi telefonum çaldı.
Sarah: Bella hazırlan topper ufak bir tekne turuna çıkartıcakmış bizi
Isabella: Evet benim düşüncemi sorduğunuz için de teşekkürler!
Telefonu kapattım ve üstümü değiştirmem gerektiğini düşündüm çünkü eğer bir tekne turuna çıkıyorsanız kesinlikle denizs giriceksiniz demektir.
Kimseye görünmeden arabama bindim ve tekrar cameronların evine geldim. İskeleye doğru ilerlediğimde Topper ve Sarah beni bekliyordu.
Sarah: Gelmiceksin sandım.
Isabella: Gelmemem için sebep yok
Tekneye bindik ve önce biraz dolaştık. Kendimi Topper'ın yanında rahat hissediyordum çünkü bana hep abimmiş gibi davranıyor. Biraz daha ilerlediğimizde yoksullar küçük tekneleriyle gözlerini bizden alamıyordu.
Kiara: Görmemiş gibi davranma sürtük!
Sarah ve Topper onları takmadı ama ben arkamı dönüp gülümseyerek güzel bir orta parmak çekip önüme döndüm.
Isabella: Gerçekten aşırı sinir bozucular pis fakirler.
Sarah: Öyle deme Bella!
Isabella: Ne? Bana onları mı savunuyorsun?
Sarah: Hayır ama söylediğin yanlış çok ön yagrılısın
Göz devirdim ve şortumu çıkarttım.
Isabella: Topper artık bir yerde dur da serinleyelim.
Topper durduğu gibi kendimi suya attım. Ben atladığım gibi Sarah da üstüme atladı ve ikimiz de suyun dibini boyladık. Kafamı sudan çıkarttığımda ağzıma giren suları püskürttüm
Isabella: Ayı gibi üstüme atladın
Sarah: Evet
Bu sefer de sırtıma çıkmaya çalıştı
Isabella: TOPPER! SEVGİLİNE BİRŞEY SÖYLE BOĞULUCAM.
Sarah sırtıma çıkmıştı ve kuş gibi oraya tünemişti. Biraz daha öyle eğlendikten sonra geri tekneye binip döndük
Sarah: Kurt gibi açım
Isabella: Bende bir şeyler sipariş edip babanın yatında mı yesek
Sarah: Zekice. Gel hadi
Biz yata girdik ama Topper gidiceğini söyledi. İçeri girer girmez John B'yi kolunda dalış ekipmanlarıyla görmemiz bir oldu.
Sarah: John B? Burda ne işin var?
John B: Aa şey bu tüpleri doldurmam gerekiyor da. Sizin ne işiniz var burda?
Sarah: Kendi yatımda bunu sorman garip
Isabella: Gidicek misin?
John B: Evet ben de gidiyordum şimdi
Hızlıca çıktı biraz şüpheli bir tavrı vardı ama neyse. Kendimize sushi söyledik o gelene kadar da biraz sohbet ettik.
Isabella: ee Topper'la nasıl gidiyor?
Sarah: İyi gidiyoruz şuanlık
Isabella: Güzel
Biraz sessizlik oldu
Sarah: Sabah ki olay neydi?
Isabella: Hiç sorma. Aptal abin beni arabada bırakmış
Yemekler gelince yedik ve akşam yatta kaldık. Sabah erken saatlerde bazı fısıltılara uyandım.
Isabella: Bu ses ne- John B burda ne işin var
Sarah: Bende aynısını soruyordum?
John B: aa tüpler, tüpleri getirdim fakat dolduramadım o yüzden geri getirdim.
Sarah: Sabahın altısında mı?
Isabella: Ward'ın bunu bilmesi gerekiyor bence.
Sarah: Söyleriz o zaman
John B tam gidicekken durdu
John B: Tam olarak ne söyliceksiniz?
Sarah: Dün dalış tüplerimizi çaldığını ve sabahın altısında geri getirdiğini
John B: Bak lütfen söyleme ihtiyacım vardı ve aldım lütfen Ward'a bir şey söylemeyin
Sarah: Dalga geçiyorum rahat ol
John B bana emin olmayan bakışlar attı ben de ona gülümsedim ve gitti biz de geri uyuduk
Of çok saçma ve yavaş ilerliyor neyse.