10. Bölüm: "Ya'aburnee."

309 30 18
                                    


Medyadaki şarkıyı dinlerken okumanızı öneririm💗

***

"Sunghoon...gözlerinde yıllar önce arkadaşım olan bir ateş böceğinin ışığı var sanki."

Sessiz bir şekilde beni izliyordu. Kafası dizimde, saçlarını okşuyordum. Konuşmuyordu. Etraf karanlıktı ve istemsizce korkuyordum. Fakat onun yanında öylesine huzurlu hissediyordum ki, bu an bozulmasın diye korkumu derin bir mezara gömebilirdim.

"Sana ne zaman baksam, bana çok tanıdık gelen bir his sarıyor kalbimi."

"Çünkü bizde birbirimizden parçalar var." Neredeyse fısıldayarak söylediği bu söz, kalbimi heyecanla ezerken yüzünü okşadım.

"Sana karşı hissettiklerim... çok derin." dedim tıpkı onun gibi fısıldayarak. "Elimi tuttuğun sürece seninle her yere gelirim."

Cevap vermedi. Yüzüme bakan yüzü donuklaşırken ellerimdeki hissizlikle kaşlarımı çattım.

Gözlerimin önü kararırken karın boşluğumda hissettiğim büyük acıyla yüzümü buruşturdum ve gözlerim kapanırken etraftaki karanlığın içine çekildim.

Sancı durdu.

Gözlerimi açarken artık Sunghoon'a dokunmadığımı fark etmiştim.

Ellerimi korkuyla etrafa attım ve elime gelen kuru yapraklarla bir ormanda olduğumu anladım.

Karşıdan gelen ve gözlerimi acıtan ışığın aydınlattığı yere baktım ve Sunghoon'un yerde yatan bedenini gördüm.

Tıpkı az önce dizimde yattığı gibi uzanmıştı, gözleri açıktı ve yüzü ifadesizdi.

Gözlerini kırpmasını bekledim. Göğsünün inip kalkmasını görmek istedim. Ama olmadı.

Telaşla bağırıp yanına gitmeye çalıştım fakat vücudumu hareket ettiremiyordum. Karnımdaki büyük sancı tekrar baş göstermişti ve buna vücudumu hareket ettirememenin verdiği rahatsızlık hissi de eklendiği için delirecek gibiydim.

"Sunghoon!" diye bağırdım. Sesim ormanda yankılandı.

İkinci kez bağırmak istedim fakat sesim ikinci kez çıkmadı.

Ağlıyordum. Gözümden akan tuzlu su damlaları dudaklarıma değiyordu.

Sunghoon'un cansız bedeni karanlık bir ormanda, kuru yaprakların arasında öylece uzanıyordu ve ben hiçbir şey yapamıyordum.

Ve sonra onu gördüm.

Ağzından salyalar akan bir kurt Sunghoon'un bedenine doğru yaklaştı.

Yüzü normal bir kurt yüzünden çok daha farklı, çok daha vahşi ve açtı.

Korkunç gözüküyordu. Ve sanki alayla gülüyordu.

Keskin, alaycı bakışları bir anlığına beni buldu ve sivri dişleri karanlıkla parlarken Sunghoon'un boynuna doğru eğildi.

Karnımdaki sancı büyürken kendimi zorladım ve acı içinde inleyerek hareket ettim.

Canım çok yanıyordu fakat en azından hareket edebiliyordum.

Reflections | SunSunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin