12. Bölüm: Aklıma biri gelecekse, elim hep sana gidiyor.

343 26 31
                                    

Bölüm Şarkısı: Büyük Ev Ablukada-Hoşçakal Kadar

"Sen benden gitsen bile, benim hep seninle kalacağımı..."

Cevap vermedim ve öyle, göz göze bir şekilde durduk biraz. Cevap vermedim çünkü ne diyeceğimi bilmiyordum.

Sunghoon kötü biriydi. Bencildi. Canı ne isterse onu yapıyordu ve şu an yaptığı da tam olarak buydu. Ama yine de gözlerimi ondan alamıyordum. Beynimin içinde tüm gerçekler çığlık çığlığa ondan uzak durmamı haykırırken ben içimde, bir çiçek büyütür gibi onun aşkını büyütüyordum.

O aşkı besliyor, suluyor, gün ışığı almasını sağlıyordum. O aşkı seviyordum.

"Sunoo!"

Gelen sesle ikimizin de bakışları birbirinden ayrılırken kafamı sesin geldiği yöne doğru çevirdim.

Babam, karşımda dikiliyordu. Sunghoon'un eli hala yüzümdeydi. Boş bir ifadeyle babama baktım. Bay Park'tan aldığım güvence sayesinde ondan korkmamam gerekiyordu, biliyordum. Artık bana hiçbir şey yapamazdı. Ama bu yine de içimde oluşan korkuyu engelleyemiyordu. Bu korkuyu ona yansıtma niyetim yoktu. Ama babamın bakışları ve karnımda büyüyen ağrı vücudumu kaskatı kesmişti.

Babam hışımla bize doğru yaklaştı ve saçlarımı kavrayarak beni ayağa kaldırdı. Ellerimi kaldırıp onun bileklerini kavramaya çalıştım. Saçımı çektiği için başım arkaya doğru gidiyordu ve Sunghoon'u göremiyordum.

Hayatımda daha önce hiç bu kadar rezil olmamıştım.

Gözlerimin yaşla dolduğunu hissettim. Sunghoon'un bu olaya şahit olması en son isteyeceğim şey olabilirdi.

Saçımı kavrayan el gevşerken kendimi hızla öne atıp ondan uzaklaştım ve babamın saçımı bırakmasına sebep olan şeye baktım.

Sunghoon, tıpkı babamın benim saçlarımı kavradığı gibi onun saçlarını kavramıştı. "Sunghoon..." dedim titreyen sesimle. Ağlıyordum.

Sunghoon'un bakışları onun ismini söylememle yüzüme çevrilirken babam anlık, onun boşluğundan yararlanıp ayağını arkaya doğru salladı ve Sunghoon'a tekme attı.

Sunghoon'un acıyla inlemesini bekledim ama sesini çıkarmadı. Bakışları tekrar babamı bulmuştu. Benim korkmuş yüzüm ve babamın sinirli suratının aksine Sunghoon'un yüzü oldukça sakindi. Sanki küçük bir çocuğu zapteder gibi babamı tutuyordu.

Babam arkasına dönmeye çalışarak Sunghoon'un karnına doğru bir yumruk attı. Sunghoon geriledi. Babamın saçını bırakmıştı.

Bunu bilerek yapmıştı.

Babamın Sunghoon'a saldıracağını anladığım için içgüdüsel olarak onu korumak istedim ve "Baba!" diye bağırdım. Dikkatini kendi üzerime çekmem lazımdı.

"Defol git!" dedim. "Rahat bırak beni!"

"Ulan..." Babam hışımla üzerime yürüyüp yüzüme yumruğunu geçirdiğinde sendeledim ve dengemi koruyamayıp yere düştüm.

Buna alışkındım. Devamında ellerimi kafamın etrafında kapatıp dayak yemeyi beklerdim.

Öyle de yaptım. Bacaklarımı karnıma doğru çektim ve kafamı ellerimin arasına aldım. Sırtıma doğru inen tekmeyle belim gerilirken gözyaşlarım dudaklarımı çoktan ıslatmıştı.

Tam şu an, ölmek istiyordum.

Darbelerin devamı gelmesini beklerken babamın küfrettiğini duydum ama sesi uzaklaşmıştı. Ellerimi kafamın etrafından çekip yerimde doğruldum.

Reflections | SunSunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin