offended love : seongjoong

"neden sevgilimden utanayım ki?"

iyi okumalar.💕

~
(seonghwa)

yemek yedikten sonra san ile konuşmak için onun evine doğru yola çıktım. ona her şeyi anlatacaktım. ondan tavsiye de alacaktım. artık hongjoong olmadan hiçbir günüm geçsin istemiyordum.

"alo san?"

"efendim hwa?"

"evde misin? sana geleceğim de."

"evdeyim, evet. gel bekliyorum seni."

"tamam görüşürüz."

"bayy."

san'ın evine gelmiştim. kapıyı çalıp san'ın gelmesini bekledim. geldiği zaman bana gülümseyerek kapıyı açtı. sonra da içeri girdim.

salondaki koltuğa karışıklı bir şekilde oturduk. şu an sadece yüzüne bakıyordum. çünkü nereden başlayacağımı bilmiyordum.

"hwa hadi anlatsana. bakma yüzüme öyle bön bön."

"tamam anlatıyorum."

"hadi."

"ben sana hongjoong'u süredir tanıyorum demiştim ya hani."

"eeee?"

"işte hongjoong eskiden benim sevgilimdi."

"NEEEYYY!!!???"

"neden bağırıyorsun mal?"

"neden ayrıldınız ki?"

"aslında ayrılmadık. hongjoong bana hiçbir şey söylemeden gitti. bir sebebi olduğundan eminim ama o sebebi bana daha söylemedi, san."

"emin ol söyler. biraz daha bekle. eminim o da seni çok seviyor. sana şunu öneriyorum; yalnız kaldığınız zaman sıkıştır eğer dayanamıyorsan."

"öyle mi yapmalıyım?"

"eğer artık beklemeye dayanamıyorsan evet."

"teşekkür ederim san-nie!"

"rica ederim hwa~"

kollarımı açarak sarılmasını işsaret ettim. o da hiç beklemeden sarıldı. biraz sarıldıktan sonra işim olduğunu ve gitmem gerektiğini söyledim.

arabaya binip eve doğru sürmeye başladım. gerçekten de onu sıkıştırmalı mıydım? bunu yapsam onu zorlamak olurdu. bunu yapmak istediğim son şeydi ama artık onunla eskisi gibi olmak istiyordum. bana bir açıklamasa yapsa peşinden koşa koşa giderdim. düşüncelere dalmışken telefonum çalmıştı.

"alo?"

"merhaba, park seonghwa mı?"

"buyrun benim."

"ben Lee Jeno polis memuruyum. Kim Hongjoong'un saldırganı yakalandı. onun için gelmeniz gerekli."

"tamamdır."

arabayı daha da hızlı sürmeye başladım. hongjoong'un bu işin bitmesini görmesini istiyordum en kısa sürede. onu bundan sonra asla yalnız bırakmayacağıma söz verdim.

eve geldiğimde ablam ve hongjoong sohbet ediyordu. aslında onu izlemek isterdim ama acelemiz vardı.

"hongjoong benimle karakola gelmen lazım. hadi hazırlan." (sh)