14- Sarhoş Kadın

228 68 302
                                    

Tekrardan hoşgeldiniz beyler bayanlar! En son Sigma ve Arisu'nun oyununda kalmıştık. Bu sefer önemsiz bir bahis için de olsa ikili aynı hırsla kapışmaya devam ediyorlar! Oyun masası -aslında Sigma'nın çalışma masası- oldukça gergin. Maç çekişmeli gidiyor ve kimin kazanacağı belli görünmüyor. Sahne ışıklarını çalmaya çalıştığım için özrümü kabul edin, beyler bayanlar. O halde oyun kaldığı yerden devam etsin!

Arisu ve Sigma ciddi ve konsantre oynuyor gibi görünseler de ikisi de eğlenmeye dalmıştı aslında. Üst üste iyi gelen birkaç elden sonraki gülümsemeleri bundan olsa gerek, ikisinin de oyundan zevk aldığı anlaşılıyordu. Oyunun ortalarına doğru Arisu çoktan iki kadehi bitirmiş üçüncüyü dolduruyordu.

"Biraz fazla içmedin mi?"

"Sabahtan beri masa başından kalkmamış biri mi neyin fazla olduğunu söylüyor?"

Bunun üzerine Sigma sessizliğini korudu ama hamlesini yapmaktan da geri durmadı. Ortadaki kartı aldığında Arisu yüzünü buruşturarak ona baktı.

"O kartı görmemiştim."

"Elimdeydi."

"Her neyse. Oyna bakalım."

.

.

.

Oyun sonlara yaklaşmışken Arisu kafasını eline yaslamış uykulu gözlerle kartlarına bakıyordu.

"Hey, sıra sende."

"Ha? Affedersin."

"İyi misin? Fazla içtiğini söylemiştim sana."

"Boş ver bitirelim şu oyunu."

Kalan kartları da oynadıklarında Arisu elindeki son kartı ortaya attı.

"Sanırım kaybettim."

Kenardaki kartları saydıklarında Sigma'nın galibiyeti kesinleşmişti.

"Evet kaybettin."

Arisu bir şey demeden masanın kenarındaki kağıt yığınından bir kısmını alıp masanın karşısında duran üçlü koltuğa uzandı ve topuklu ayakkabılarını yere attı. Kağıtları üstünkörü biraz inceleyip sıkkınlıkla başını geri yasladı.

"Oof bunlar biter sanki de."

"Oyalanmazsan biter. Aylaklık yapma yardım edeceğini söylemiştin."

"O kadar içmesem beni yenemezdin."

"Seni uyarmıştım dinlememeyi seçen sendin."

"Pff, iyi."

İkisi de tekrar kağıtlara gömülmüştü. Bu kadar iş nereden çıkıyor demeyin, her zaman kağıt işleri olurdu gazinoda zaten. Yalnızca son zamanlarda bir çoğu ertelenmiş ve dolayısıyla birikmiş durumdaydı. Ertelemenin sebebini tahmin edersiniz, ben ortalığı karıştıran bir baş belası demekle yetineceğim.

Yarım saat ancak oluyordu ki Sigma Arisu'nun sesiyle kafasını kaldırıp karşıdaki koltuğa baktı.

"Sigma..."

Gazino müdürü elindeki kağıtlarla uyuya kalmış kızı görünce göz devirdi. Yerinden kalkıp yanına gitti ve elinde duran kağıtları alıp masaya koydu.

"Arisu? Kendinde misin?"

"Hıı..?"

Sigma yeniden göz devirip onu uyandırmaya çalıştı.

"Arisu hadi kalk. Odana gitmen lazım."

Ama kız kalkacak gibi görünmüyordu. Dahası uyansa bile yürüyebileceğinden şüpheliydi Sigma. İç çekip başka yapacak bir şey olmadığına karar kılmış olacak ki kızı yavaşça kucağına alıp yerdeki topukluları da eline aldı.

"Bir daha hayatta içmene izin vermem."

Sigma odadan çıkıp Arisu'nun odasına doğru yürümeye başladı. Ama hesaba katmadığı şey bu saatlerin bir gazinoda oldukça hareketli olan saatler olmasıydı. Gazinoda kalan müşterilerin büyük bir kısmı bu saatlerde oynamayı severdi, çoğu kumarhane salonlarında olsa da koridorda birileri ile karşılaşmaları oldukça olasıydı. Onun odasının bulunduğu kısımda kimse olmasa da üst kata çıktığında düşüncesi gerçekleşmişti. Müdür Sigma müşterilere rezil olduğu düşüncesiyle kafasını eğmiş, kıpkırmızı kesilmiş halde duvar kenarından yürüyordu. Gözlerini kucağındaki kızın yüzüne diktiğinde pembe dudaklarının hafifçe gülümsediğini gördü. Tekrar etraftakilere bakmayacak şekilde koridora çevirdi bakışlarını. Neyse ki birkaç kişi dışında pek kimseyle karşılaşmadı, ama bu insanların bunu duymayacağı anlamına gelmiyordu.

Dedikodular böyle işler dostlarım. Biri bir şey görür veya duyar. Ardından başkasına söyler, bazen o kişiyi ayıplamak bazen ise gülmek için. Hatta bazen insanlar inanmadığı şeyleri yaymaya devam ederler. "Ne komik değil mi, gerçek olma şansı yok!" "Ne kadar da saçma!" Ama buna rağmen bu şekilde başkasına söylerler ve o da bir başkasına, sadece bir başkasının da bu saçma olaya gülmesi için durmadan yayarlar dedikoduyu. Ve bir süre sonra dedikodu öyle yayılır ki herkes farkında olmadan buna inanmaya başlar. İnsanlar işte böyledir dostlarım. Sigma'yı koridorda gören o 'birkaç kişi' de aynen böyle bunu yayacaktır muhakkak, birkaç kişi yüzlerce kişi olana dek. Sigma bunun bilincindedir elbet, yoksa o kadar utanır mıydı ki?

Nihayet Arisu'nun odasına geldiklerinde derin bir nefes aldı Sigma. Arisu'yu yavaşça yatağına yatırıp ayakkabılarını yere bıraktı. Tam çıkacakken Arisu'nun seslenmesi ile durup arkasını döndü. Kız göz kapaklarını hafifçe aralamıştı ve sesi oldukça uykulu çıkıyordu. Elini Sigma'yı durdurmak ister gibi ona doğru uzatmıştı.

"Gidecek misin?"

Ama gazino müdürü soruya cevap vermek yerine konuyu dağıtmayı tercih etti.

"Yarın kaldığın yerden devam edeceksin bıraktığın işe, o yüzden iyi dinlen."

"Sigma, gitme..."

Sigma ise sadece yarım açık göz kapaklarının arasından mor gözlerine bakmakla yetindi. Ardından odadan çıkıp gitti.

"Özür dilerim..."

***
BU BÖLÜME BAYILIYORUM WAAAAĞĞ

Önceki bölümün yorumlarını daha okumadım bu bölümle beraber okucam

Bu arada son cümleyi Arisu diyo kesin karışıklık olur diye söylüyim dedim

Neyse çok konuşcak bir şeyim yok umarım iyisinizdir hepiniz bugünlük benden bu kadar! Dün izleyemediğim bölümü izlicem daha

Kendinize iyi bakın! ♡

Sky Casino | Gökyüzü KumarhanesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin