Algol doğalı ne kadar oldu bilmiyordu, zaman dilimini takip etmek zordu. Üstüne üstlük bezinin değiştirilmesi, emzirilmesi ve gazının çıkarılması konusunda gerçekten utangaç davranıyordu ama onun yerinde kim olursa aynı tepkiyi vereceğine emindi. Doğduğundan beri sessiz bir bebek olarak nitelendirilse de -ki bunun sebebi 22 yaşında olması- bu tarz şeyler yapıldığında mızmızlanmadan
duramıyordu.Üstüne üstlük bu bebek vücudu çok çabuk yoruluyordu. Kafasını hâlâ sabit bile tutamıyordu. İlk başta teknoloji çağının etkisiyle çok çabuk bunalsa da yatakta yatarken daha faydalı bir şey yapabileceğinin farkına varmıştı.
Sihrini kontrol etmek için meditasyon yapabiliyordu.21. y.y. teknolojisiyle ortaya çıkan Webtoonların bu kadar işe yarayacağını kim tahmin edebilirdi ki ?
Sınavlara çalışmak yerine Murim temalı webtoonlar ve mangalar okuduğu için kendini alnından
öpmek istiyordu. Fiziksel olarak bu imkansız olsada.Bu parlak fikri sayesinde büyüyü biraz anladığına emindi. Yine de onu kullanmak hala zordu. Sihir çekirdeği hala gelişme aşamasındaydı ve zaten sihir dokunabileceği bir şey sayılmazdı. Elle tutulmazdı, gözle görülmezdi. Sıcak veya soğuk denilmezdi. O sadece oradaydı. Sadece şekillendirilmesi
gerekiyordu. Etki ve tepki olayı gibi. Sadece isteğine bağlı derin bir niyet belirtisi ve onu destekleyecek
yeterli büyü gücü gerekiyordu.Öldürücü lanet gibi. Hem yeterli öldürme niyeti hem de yeterli büyü gücünün olması gerekiyordu.
Ve Algol'da yeterince sihir vardı. Neyse ki meditasyonla sayesinde bunu düzgünce kullanmaya başlamıştı. Kısaca ağladığında veya yoğun duygusal durumlarda ortaya çıkan sihir kazaları çok sık yaşanmıyordu. En azından Walburga onunla vakit geçirmediği sürece. Çükü o kadının yanında olmak ruhunu şeytana satmak gibiydi.Yine de iyi tarafından bakarsak uzun bir süre gibi gelen bu süreçte eşyaları istediği gibi hareket ettirmeye başlamıştı.
İlk düzgün deneyimi ise Walburga'nın üstüne bir bardak su dökmesiydi. Kelimelerle anlatılamayacak
kadar çileden çıkmıştı. Neyse ki Algol'un, Orion adında bir koruması vardı. Walburga, Orion'un coşkulu
tepkisi ve akrabası Durella'nın kıskançlığıyla bunu bir seferliğine görmezden gelmeye karar vermişti.
Yine de Algol kendi başına bir şeyler denesede eğitimle daha iyi olacağına emindi. En azından kendi başına hareket edebilecek kadar büyüdüğünde, Black ailesinin her türlü bilgiyi içeren kütüphanesine kesinlikle gitmeliydi.Algol'un doğumunu kutlamak için gelen bir kaç saf kan ailenin överek bitiremediği kadar büyük bir kütüphane olmalıydı. Açıkçası Walburga her zaman ki gibi bu konuda da mütevazi olmayarak anlattıkça anlatmıştı.
Sınırlı sayıda olanlardan en yeni basımlara kadar, yasaklı olanlar, çoktan tarihin tozlu sayfalarında
unutulmuş bilgiler ne ararsanız vardı. Açıkçası büyük bir kitap kurdu olan biri için müthişti. Özellikle hayranlık duyduğu dünya hakkında.
Algol'un en çok öğrenmek istediği büyüler ilizyon büyüleriydi ve bu konuda gerçekten yetenekli olduğunu düşünüyordu. En azından küçük şeyleri yapabiliyordu ve gittikçe gelişiyordu.
YOU ARE READING
Algol || Marauders Era
FanfictionAlgol || Şeytan Yıldızı Liam Elaf fantastik kitaplara ve filmlere bayılan, müzikler hakkında saatlerce konuşabilen sıradan bir üniversite öğrencisi. Finalleri bittikten sonra oda arkadaşlarının partiye gitmesini fırsat bilerek yurt odasında Harry P...