Merhabaaa. Bu bölüm biraz geç geldi umarım bekletmemişimdir. Bölüme geçmeden önce söylemek istediğim bir şey yok okuyun yeter.
2. Bölüm: Umut Işığı
*Gün gelir bir bakmışsın birisine umut ışığı olmuşsun*Ayda'dan
Sesler boğuklaştı. Vücuduma dikenler batıyordu, her bir tarafımdan vücuduma geçirilen hançerler varmış gibi hissediyordum bu şekilde bir kaç dakika geçirdim. Canım yanıyosdu fakat sonrasında sadece vücudumun uyuşmaya başladığını hissedebiliyordum. Bir kaç dakika sonra bacaklarımda ayakta duracak hâl kalmamıştı. Yere vücudumun dayanamayıp yere yığılışını bekledim. Bacaklarımı, kollarımı, ellerimi hiçbir yerimi hissedemiyordum. Yere yığıldım. Tek hissedebilidiğim buydu. Hiçbir şey göremiyor, hissedemiyor ve duyamıyordum. Tek duyabildiğim şey Duru'nun yanımda hıçkıra hıçkıra ağlamasıydı. En son hatırladığım şey ise yerde dakikalarca yanımda hıçkırarak ağlayan Duru ile orada kaldığımdı. Sonrası yok.
*****
Uyandığımda yatağımdaydım. Rüyamda mı görmüştüm bütün bunları? Eğer öyle ise bu rüya değil olsa olsa bir kâbus olurdu. Yataktan zorla da olsa kalktım. Bu yatak beni çekiyor muydu? Her neyse. Hızlıca kalkıp banyoya yürüdüm. Evde hiç kimse yoktu. Ancak banyoya adım attığım an kapıyı kilitledim. N' olur N' olmaz sonuçta.
Küvetin yanına gittim. Suyu kaynar derecede bir sıcağa getirip dolmasını bekledim. Bekledim, bekledim yaklaşık 10 dakika boyunca fakat unuttuğum bir şey vardı. Deliği kapatmayı unutmuştum. Kaynar su akmaya devam ederken elimi dibine az da olmuş suyun içine sokarak deliği tıkadım. Şu gerçekten kaynıyordu. Geri çekildiğimde üzerimde bir ağırlık vardı. Bu genelde hasta olduğumda olurdu. Hatta sanırım ateşim vardı ama endişelenmedim. Biraz sonra geçer zaten. Yavaş yavaş, zaman kavramını unuturcasına dakikalarca banyoda, 4 duvarın arasında biriken buharların arasında bekledim. Sonra yavaş yavaş küvete yanaştım. Suyu kapattıktan sonra oturup kendimi suya bıraktım. Kaç dakika öyle bekledim bilmiyorum. Ama en sonunda üzerime bornozumu alıp kilidi açtım. Odama gidip dolabımın karşısına geçtim. Üzerime bu sefer yine oversize fakat simsiyah bir tişört aldım. Altıma ise bol ve gri bir şort aldım.
Mutfağa gidip kendime kahve yapacakken aklıma bugün Türkiye'ye döneceğim aklıma gelmişti. Mutfağa gitmekten vazgeçip odamdaki kıyafetlerden almaya karar verdim. Dolabımın en altındaki rafların ikisinde bomboş duran iki bavulu gözüme kestirdim. Bu sefer sadece onlarla yetinmeyecektim. Arkamı dönüp yatağımın yanındaki dikdötgen sehpanın altındaki 2 bavulu da yanıma aldım. Bütün bavullarımı yaz renklerinde almıştım. Sırayla mavi, yeşil, sarı ve pembe bavulum vardı. İlk olarak mavi olanı aldım. Kare bölmelere yerleştirdiğim tişört ve kazaklarımı aldım. Bozulanları güzelce katladıktan sonra hepsini bavuluma özenle yerleştirdim. Tabiki bunlarla dolmadı. Sweatshirtlerime de aynı işlemleri uyguladım. Zaten yeterince küçük bir bavula yerleştirdiğimden dolayı hemen doldu. Fermuarını çekip kenara koydum. Yeşil bir tişört ve mavi Kot pantolonumu uçakta giymek için ayırdım. Yeşil ve sarı bavula da diğer kıyafetlerimi yerleştirdikten sonra dolabımda hiç bir kıyafet kalmamıştı. Evi böyle bırakacaktım çünkü benden sonra eşyalı 3+1 olarak kiraya verecektim. Kiralarımı genelde uygun buldukları için hemen kiralanacaktı. Hemen pembe bavulu da doldurmaya başladım. Buraya nevresim takımımı koyacaktım. Dolabımda tek kalan nevresim takımımı da bavula yerleştirdikten sonra koridora doğru yürürken bavulu da kucağımda götürüyordum. Ayakkabı ve montlarımı alacaktım önce ayakkabılarım olan dolabı açıp aralarından beyaz, siyah, mavi ve pembe olanları aldım. Yeşil olanı uçakta giderken giyecektim. Güzelce bavulumu hazırladım. Montlarımı da aldıktan sonra hazırdım.
![](https://img.wattpad.com/cover/333512078-288-k645575.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp
AcakUzun zamandır sevgili olan Atlas ve Ayda'nın ilişkisi değişik bir şekilde son bulur. Artık kimsenin onu canlandırmayacağını düşünen Ayda'nın fikrini bozan kişi küçük yaşta bir kız olur. Yıllar sonra onu yetimhaneye bırakan babasını bulan Ayda ne ya...