Öğrenebilseydik belki kavuşmayı , tuttuğum ellerin parçalamazdı bu kadar bedenimi..
Kendimi uçurum gibi bırakmıştım sana düşmekten korkmadan acı ne bilmeden ben hayata hiç bir umudum yokken tutunmayı öğrendim sana ama şimdilerde yutkunamadığım her kelimemde nefesimi kesiyorsun.
Yüreğinde kocaman bir boşluk oluşuyor her gece ağrılarını çeke,çeke uyuyorsun..
İyi gelmeyeceğini bildiğin halde düşünmekten vazgeçmiyorsun.Hayallerimi bir uçurumdan aşağıya bırakmasaydım belki bu kadar çok acıtmazdı bu yorgun bedenimi,insan sevince güzelleşiyormuş.. ama kendimizden daha çok sevdiğimiz insana zarar verince bu kor ateşte yanan yüreğimiz, anladık aslında bir yerde kül olup gittiğimizi.. yanılgılarımızı hiç bir zaman kabullenemedik çok sevginin can yaktığını.
Ne kadar çok seversen o kadar çok korkunda artıyor.. herşeyinden korkuyorsun kendine onun için kurallar koyup her gece baş etmeye çalışıyorsun daha çok düşünmeye başlayıp... Kendine bile kötü gelmeye başlıyorsun.. aslında sen sadece onun için o olmaya çalışıyorsun onun istediği gibi biri olmaya çalışıp kendinden bile vazgeçiyorsun fakat bazen hayat sana acımadan onun yaptığı hataları ama senin kabullenemeyeceğini gösterince de inanmak istemiyorsun.
"Ama insan oğlu şunuda hiç bir zaman anlamadı aslında gitmek çare olsaydı sevenler sizi çoktan bırakırdı "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAHİPSİZ AŞK
Non-Fiction" bırakalımda yanlızlık anlatsın sahipsizliğimizi " Ben iç sesiniz duyurmak istemediğiniz boğanızdan geçmeyen cümlelerin sesiyim ben..