2.Bölüm: Tanışma

26 4 13
                                    

"Ahsen, beş bin kere tarif ettim ya sana evin yerini!" elimi saçlarıma geçirip odada bir o tarafa, bir bu tarafa yürümeye devam ettim. Bu gün gezi günü olduğu için erkenden kalkmıştım. Ve şimdi Ahsen'in bu unutma yeteneğine sinir olarak evimin yerini bilmem kaçıncı kez tarif ediyordum. Daha iki hafta önce bize gelmişti, nasıl unutuyordu şaşırıyordum.

"Tamam kapat,kal olduğun yerde gelip alacağım ben seni kapat!" dedikten sonra telefonu kapattım. Dolapta olan bej rengi hırkamı giyip odadan çıktım. O sırada babam da alışık olduğum takım elbisesi ile yatak odalarından çıktı. Beni görür görmez yanıma gelip, dün yaptığı gibi burnumu sıktı ve yüzümü buruşturdum. "Nereye gidiyorsun Berfu, bahçeye mi?"

Sıkıntıyla nefes vererek omzumu düşürdüm."Yok baba, Ahsen'i alacağım. Bulamadı evin yolunu. Evin biraz ilerisinde falan ama bulamıyor." diyerek sitem ettim. Babam gülümsedi. "Hadi hadi,bekletme kızı. Hava soğuk,üşütür sonra bir hafta evin yolunu unutursun." Ahsen hasta olduğunda gerçekten evin yolunu unutuyordum. Hep başında durur, annesi gibi ilgilenirdim.

Babama gülümseyip hızlıca merdivenlerden aşağı kata indim. Dikiş odasından annemin sesi geliyordu. Büyük ihtimalle telefondaki müşterisi ile konuşuyordu. Hızlıca ilerleyip dış kapıdan çıktığımda soğuk hava yüzüme çarptı.Gözlerimle etrafa bakarken bir anda durdum. Çünkü Ahsen evin biraz ilerisinde olan ve çaprazına düşen dükkânın önünde çantasıyla duruyordu.

Allah'ım sen bana sabır ver, yoksa bu yufka yürek olan Ahsen kulun elimde kalacak.

Adımlarımı hızlandırıp Ahsen'in biraz ilerisinde durduğumda elindeki telefona dalmış olduğu için beni fark etmemişti. Ellerimi bir anda birbirine çarptığımda irkildi ve sıçradı.

"Berfu, aklımı aldın be manyak !" diye bağırdı Ahsen. Ellerimi belime yerleştirip,"Kusura bakmayın Ahsen Hanım, şayet evime o kadar uzak bir mesafedesiniz ki dağları aşıp buraya geldiğim için sinirlendim." diye bütün sinirimi açıkça belirttim. Ahsen, abartılı bir şekilde gözlerini devirdi. Ardından telefonunu pantolonun cebine koydu. "Hadi gidelim, üşüdüm zaten."

Ahsen'in kolunu çekiştirip eve doğru ilerlettim yaklaşık kırk dakika falan vardı. Ve ne kadar hızlı gidersek o kadar iyi olurdu çünkü evimle okul arası yirmi dakikaydı. Bizi ise babam okula bırakacaktı.

Ahsenle evin bahçesine geldiğimizde durup,vücudumu ona çevirdim. "Bekle burada,çantamı alıp geleceğim." dedim. Ahsen başını aşağı yukarı salladı. Hızlıca eve girdim. geçerken Özlem'i gördüm. Hızlıca merdivenlerden çıkıp odama yöneldim ve içeri girip kapının eşiğinde olan çantamı alıp odadan çıktım. Merdivenlerden aşağı indiğimde annem ve babam merdiven başında duruyorlardı. Annemin elinde saklama kapları vardı,babam ise elleri ceplerinde öylece duruyordu.

" Yemeksiz gidiyor birde,al şunu bakalım." annem elinde ki kapları bana uzattığında yemek işini unuttuğumu yeni fark ettim. Cidden nasıl unutmuştum? Birde çadırda uyuyacaktım ve gece muhakkak acıkırdım. Annemin elinde olan saklama kaplarını alıp tek elimle ona sarıldım. O da bana sarıldı. "Sağol anne,aklımdan çıkmış, tamamen unutmuştum." dedim.

Annem geri çekilip gülümsedi. Babam kolundaki saate baktı. "Berfu, kızım geç kalacaksınız hadi," dedi. Hızlıca başımı sallayıp salonun kapısının önünde durdum. "Hiç ablamı yolcu edeyim demek yok." dedim Özlem'e doğru. Özlem hızlıca ayağa kalkıp yanıma geldi ve boynuma atladı. Gülerek Özlem'e sarıldım. Özlem geri çekildi.

GEZİ ARKADAŞI 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin