HATUN

312 29 11
                                    


Heyyy yorum ve voteler az geliyo lütfen destek olun arkadaşlar. Iyi okumalar


Artık gözlerim dolmaya başlamıştı. Anlattıkça hafızam yerine geliyor gibiydi. Kafasını sallayıp, dalgın bir şekilde konuşmaya devam etti.

"O küçük kızı da benim gibi itip katkılar. Ama o gitmedi. Bazıları karşı koymaya çalıştı ama işe yaramadı........ "

Yüzündeki gülümseme iyice genişlemişti. Ben ise sinirlenmeye başlamıştım. Hah sanki çok komik yaa.

"Sonra hiç beklemediğim bir anda kız ağlamaya başladı. Okulun ortasında bahçede yere çöktü ve hüngür hüngür ağladı. Önce onu itip kakanlar şimdi susturmaya çalışıyorlardı. Ama bir türlü susmadı. Sonunda korkup kaçtılar ben yerde yarı baygın gibi yatıyordum. Küçük kız herkesin dağıldığını görünce yerden kalkıp yanıma geldi. Sahte ama işe yarayan gözyaşlarını silip beni kaldırmaya çalıştı. O an kendime yediremedim bi kızın beni kurtarmasını. Ben ne kadar dirensemde, o hiç vazgeçmedi. Beni yerden kaldıramayınca yanımdan gitti. O an yanlız kaldığımı sandım......... Biraz zaman geçtikten sonra elinde bir şişe su, bir mendil, sargı bezi, yara bandı, krem ile geri döndü. Ben ona şaşkınca bakmaya başladığımda, o sadece omuz silkmeyle yetinip yanıma oturdu...."

Artık bende gülmeye başlamıştım, ama engel olamadığım yaşlar akmaya devam ediyordu. Anlayamadığım bir şekilde hem mutluydum, hem de ağlayasım geliyordu. Oturduğu yerden doğrulup yanıma geldi. Ellerimden tutup sandalyemden yavaşça kaldırdı. Gözlerini gözlerime sabitleyip.

"O küçük kız benim ellerimden böyle tuttu ve beni yerden böyle kaldırdı. O küçük kız benim yaralarımı sardı Sevda, Şimdi izin ver bende senin yaralarını sarayım. O gün bana yaptığın gibi... "

Bu kadarı ruhuma bile fazlaydı. Bedenim nasıl dayansın ki. Nasıl yaptım bilmiyorum ama hiç bırakmayacak gibi ona sımsıkı sarıldım. Ağlamaktan gözlerim şişmişti. Hissedebiliyorum. Gözyaşlarım, Poyraz ın sırtını ıslatıyordu.

"Ağlama Sevdamm.. "

Ruhumdaki bütün duyguları böyle atmayı tercih ediyordu bedenim. Sırtıma değen bir damla göz yaşı ile irkildim. Yüzüne bakmak için kollarından kurtulmaya çalıştım. Ama Poyraz benim aksime beni daha çok sıkmıştı.

"Bana diyene bak yaa"

"Ağlamıyorum ben "

"Yalan söyleme işte "

"KES. Erkekler ağlamaz tamam mı. "

"Işte en büyük yalan "

Diyip gülmeye başladım. Beni kollarından ayırıp yüzüme bakmaya başladı. Ben güldükçe bakışları daha da derinleşti.

"Ne oldu yaa? "

"Bana böyle gülmeni çok bekledim be hatun"

Gülümsememi saklamaya çalıştım. Alışık değildim bu laflara. Yanıma gelip yanaklarımdan tuttu ve başımı yerden kaldırdı.

"Ben dört sene senin bana gülmeni bekledim be hatun. Şimdi benden o gülümsemeyi esirgeme Allah aşkına. "

Allahım nasıl dayanacağım ben bu herife. Konuyu kapatmak adına aklıma gelen bir soruyu sordum.

"Bu resimleri nasıl ve ne zaman çektin "

Gözlerimi resimlere odaklamış. Odayı turlamaya başlamıştım. Konuşmasını bekledim ama bir süre hiç konuşmadı. Beni izlediğini biliyordum, bu içimde farklı çok farklı bir his yaratmıştı. Bir elim fotoğrafların üzerindeyken ona döndüm ve cevap isteyen gözlerle bir süre ona baktım.

"Okulda dayak yedikten sonra, bir daha o okula gitmedim. Yeni okula başlamak için bir senenin bitmesini bekledim. O bir sene de annem boş durmayayım diye bana bir fotoğraf makinası aldı ve bu odayı verdi. O yaz makinamla dışarı çıktığımda seninle karşılaştım....... daha doğrusu sen bir kafede çalışıyordun. Teşekkür etmek için yanına gelecektim ama o an gülüşüne yakalandım... "

E gel de utanma bu aşk fazla bana be herif. Hak ettim mi ki ben seni?

"Makinam yanımda olduğu için gülüşünü yakaladım hemen evde çektiğim fotoğrafları asmak için bu odaya geldim ve senin fotoğrafını en öne astım...... "

Karşımda duran duvarın yanına gitti. En tepede duran fotoğrafı gösterdi. Baya bi eski halimdi. Çok kötü çıkmamıştım ama ben harbi kezbanmışım ya.

"Bu fotoğraftan sonra zaten hep seni çekmek istedim. Hep çalıştığın kafeye gelmeye başladım. Sonra okuluna geçiş yaptım. "

Bunları yapan bir adam bana neden bu kadar kötü davrandı o zaman.

"Bana neden kötü davrandın? "

Çok beklemeden cevap verdi.

"Çok fazla soru soruyorsun hatun. Öyle olması gerektiği için öyle davrandım. "

"Heyyy bu bir cevap değildi. "

Yanıma gelip elini omuzuma attı. Odadan çıkıp koridorda yürümeye başladık.

"Bilmen gereken tek şey ne biliyo musun?"

Durup gözlerinin içine baktım.

"Seni seviyorum hatun "

AFFETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin