Pekala şuan yaşananlar biraz garipti ve ben nasıl açıklayacağımı inanın hiç bilmiyorum.
Hemen yeosangın kucağından kalktım ve sanın yanına doğru yürüdüm ellerim gerginlikten mi yoksa az önce yeosangla öpüştüğüm için mi terliyordu pek emin değilim, Hızlıca üzerime sildim ve sanin elinde ki poşeti aldım.
"Aaa abi selam ahaha"
"Selam jongho ve yeo-"
"yeosang mı? ayyy olaysın cidden ne yeosangı yok yeosang burada"
bunları derken bir yandan da elimle sanı mutfağa iteklemeye çalışıyordum.
Ay ne oldu da bu kadar şey oldu bu gitmiyor derken, san kolumdan tuttu ve beni kendinden uzaklaştırdı.
"Jongho, ben ne gördüğümü iyi biliyorum ve bence bir açıklama yapmak zorundasınız?"
tek kaşını aldırmış bir bana bir de yeosang'a bakmıştı.
Oturup yeosang cama geçmiş beni izliyormuş sonra ben dayanamadım aldım içeri konuşçaz derken öpüşmeye başladık diyemem herhalde.
.
yeosang koltuğun diğer ucun de ben de diğer ucunda oturuyorduk karşımız da da elleri belinde bir san, hem bana hem yeosang arasında gidip gelen bakışları..
derin bir nefes almaya karar verdim kimse konuşmayacaktk sanırım çünkü en fazla 8 dakikadır böyle boş boş duruyoduk ve ben gerçekten gerilmeye başladım.
"Yeosang geldi konuşalım-"
"Ben camdan bakarken bunu gördüm dedim al içeri beni konuşalım felan dayanamadı aldı işte konuştuk affeder gibi oldu sonra işler değişti vallahi sarhoştum"
Ciddili düşündüğüm şeyi söylemesi beni şok etti ama cokta umursamadım zaten ne söyleyebiliriz ki san'a döndüm ve bir şey demesini bekledim.
"Ne sana ne de yeosang'a bir şey söyleyebilirim..Benim sizin aranızda olan bir ilişkiye karışmamam gerekiyor diye düşündüm.Bu sizin hayatınız ve sizin aranızda olan şeyler ama tabi ki bir abi olarak kardeşimi bazı tehlikeli şeylerden yani senden yeosang korumam gerek."
bunlaeı derken gözlerini devirip bir yan bakış atmıştı, komiğime gitmişti nedense.
"Ben her türlü kardeşimi desteklerim, şimdi seni evden kovup kardeşime 'neden o şerefsizle öpüştün!' diyr kızacak değilim her ne kadar senin yaptıklarından dolayı sana pek ısınamasam da kardeşim sana aşık maalesef.."
"Hey!"
yalan mı der gibi omuzlarını kaldırıp indirmişti, pekala içimin rahatladığını söyleyebilirim kızacak diye çok korkmuştum.
Yeosang'a baktığımda gülümsediğini fark ettim salaktı ama seviyordum işte.
"San sen var ya adamın dibisin he"
Yeosang kalkmış san'a sarılmıştı ve sırtını pat patlamaya başlamıştı biraz sert vuruyordu sanırım?? çünkü baya ses çıkıyordu ve san yüzünü buruşturmaya başlamıştı.
"Git be sarılma bana"
Bende ayağa kalkıp onlara sarıldım sonra da ikisini ayırdım.
"O zaman her şey düzeldi değil mi jongho ile konuşabilir ve buluşabilirim."
"Hemen heves etme, kolay lokma değilim."
San dediğime gülmüş eliyle omzumu ovmuş sonra da oturma odasından çıkıp odasına gitmişti yani sadece tahmin.
"Teşekkür ederim" demişti ve hemen bana sarılmıştı.
Salak mı ne
"Teşekkür etmene gerek yok asıl ben teşekkür ederim...Aa dur gidecek misin hemen yoksa duracak mısın?"
Hemen ona sarılmayı bıraktım ve ellerini tuttum.
"Durmayı çok isterdim ama gitmem gerekiyor, özür dilerim.."
"Sorun yok! başka bir zaman da görüşebiliriz."
Gülümsemiş ve yaklaşıp burnumun ucundan öpmüştü.
Çok mutlu hissediyordum kalbim böyle birden çıkıp uçup gidecekmiş gibi geliyordu, elinden tuttum ve onu kapının oraya getirdim.
Keşke kalsaydı biraz daha geçirdim içimden acaba ne işi vardı? neyse sonra sormak için aklımda bir yere not ettim bunu.
"Ahh dur gitmeden önce bir şey vermem gerek."
Mutfağa koşarak gitmiş ve sanın benim için aldığı tatlıyı alıp yeosangın yanına geri dönmüştüm.
"Biraz daha kalsaydın senin için bir şeyler yapabilirdim, o yüzden bunu vermek istedim sever misin bilmem ama."
Biraz utanmıştım nedense o da kocaman gülümsemiş elleriyle yanaklarımdan tutup beni kendine çekmişti sonra da dudaklarıma küçük bir öpücük bırakmıştı, yanaklarımı bırakıp elimde ki poşeti almıştı.
"Hiçbir tatlıyı dudağın kadar sevemeyeceğime eminim ama Teşekkür ederim genede seve seve yiyeceğim."
yanaklarımın yavaştan kızardığını hisseder hissetmez hemen ellerimi yanaklarıma koydum.
"Aa tamam git hadi git git"
ellerimle onu iteklemeye başladım, kapıyı açtım ve yavaşça dışarı çıktı.
"Görüşürüzz"
"Hmhmm görüşürüz"
arkasını dönecekken paltosundan tuttum ve kendime geri döndürdüm, sonra da yanağına kocaman bir öpücük bıraktım.
"Tamam şimdi gidebilirsin, vardığın da mesaj atmayı unutma tamam mı?"
"Tamam güzelim"
el sallamış arkasına dönüp yavaş adımlarla gitmeye başlamıştı, hala ona bakıyordum o da arada dönüp bana bakıyor gülerek tekrar el sallıyordu.
Yanaklarım hem kızarmış hemde gülümsemekten acımaha başlamıştı en sonunda tekrar arkasına dönmüş ve içeriye girmem için işaret yapmıştı.
Kafamı salladım ve kapıyı kapatıp sanın odasına doğru yürüdüm.
Önce kapısını çaldım çünkü her şeyle karşılaşabilirdim tamam mı?
Aklıma en son woo ile sanı bastığım anı geldiğinde yüzümü buruşturdum, içeriden gel sesini duyunca kapıyı aralayarak kafamı uzattım.
"Seni seviyorum teşekkür ederim."
San şok olmuş gözlerle bana bakmış yatağından kalkarak yanıma gelmişti.
"Ölecek miyim noluyor?"
"Abart biraz daha" gözlerimi devirdim sonra da odama doğru yürümeye başladım, iki güzel şey söyledim diye havalanmaz umarım.
"En başından bunları söyleyeceğini söyleseydin en başından yapardım aranızı!"
Gözlerimi tekrardan devirdim salak ya bunların hepsi.
.
SELAMM BEKLETTIGIM ICIN COKCOKCOK OZUR DILERIM BUNUN ICIN TELAFI OLARAK BIR SEY YAPMAK ISTIYORUM HER GUN BES BOLUM DKWKODLQPQQ
saka tabi ki.
ama düşünecqm yani
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i like u | jongsang
Fanfictioncxxho: senden çok hoşlanıyorum kangss: saçmalamayı kes