Bölüm 3

524 42 41
                                    

Beni direkt mekanlarına götürmüştü. Tahmin ediyordum ki beni buraya getirmek bir başkasının planıydı çünkü Hanma'da o kıvrak zekayı göremiyordum. Daha çok eğlence düşkünü gibiydi ve benimle de eğlenmek istermiş gibi bir hali vardı.

Ona istediğini verecektim. Eğlence mi istiyordu? O halde eğlenceyi vücudunun her zerresinde  tadacaktı.

Beni, giriş kısmından geçirip ana mekanın yanında olan toplantı odasına getirmişti. Yaklaşık 10 kişi dikdörtgen şeklindeki uzun masaya yerleşmiş bizim gelmemizi bekliyordu. Masanın başındaki adamın, bu ortamın sahibi olduğu belliydi.

"Hoş geldin. Biz de senin gelmeni bekliyorduk." 32 dişiyle sırıttı.

"Oh? Ben de çok memnun oldum bay... ee isminiz neydi?"

"Draken."

"Evet, bay Draken. Beni bu güzel ortama kibarlıkla davet ettiğiniz için teşekkürler ama buranın amacını hala kavrayabilmiş değilim."

Ayağa kalkıp yanımıza geldi. Hanma'ya baktığımda onun da gülümsediğini gördüm.

"İntikam." bunu söylerken gözleri sulanmıştı.

"Pardon ama hala anlamadım. Neyin intikamından bahsediyoruz?"

"Sevgilimin, masum insanların ve daha birçok insan sayabilirim. Hepsi bonten yüzünden, daha doğrusu Tenjiku ve Toman yüzünden."

"Tahmin etmeliydim. Sevgilinizin başına neler geldi? Anlatmak ister misiniz?"

"Sevgilim öldürüldü. Ve bütün suç kime ait tahmin ediyor olmalısın. İzana ve Mikey yüzünden. Emma'm öldü."

Biraz duraksadı ve devam etti.
"Ama o ikisi hala hiçbir şey olmamış gibi hayatlarına devam edebiliyorlar."

Bunları söylerken öfkesi gözlerinden okunuyordu. Dudakları tek çizgi halini almış ve çenesi iyice gerilmişti.

"Babam ve İzana amcanın böyle bir şey yapmayacağını söylemek isterdim ama yapmışlardır. Üzgünüm ama sizi teselli edemem."

"Bunun haricinde de her gün masum insanları katledip, saf canların ailelerini ellerinden alıyorlar. Bunu durdurmak istiyorum. Bu yüzden seni buraya getirttim. Ayrıca görmeni istediğim biri var."

"Kim?"

Birden büyük toplantı kapısı açıldı. İçeriye siyah saçlı, yüzü çökmüş bir kadın girdi. Aslında genç görünüyordu, babamdan daha genç olabilirdi. Ama hayat bu kadını yormuşa benziyordu. İçimden umarım yaşlandıkça böyle bitkin görünmem diye geçirdim.

Kadın yanıma gelip birden bana tokat attı. Ne olduğunu daha kavrayamadan böyle bir muameleyle karşılaşmak pek hoşuma gitmemişti.

"Aynı ona benziyorsun. Tanrım! Sen aklımı koru!"

Kadına onu öldürecekmiş gibi bakmaya başladım. Ne saçmaladığı hakkında en ufak bir fikrim yoktu.

Kadın birden çığlık ata ata geriye doğru gitmeye başladı. Onun bu tepkisi hoşuma gitmişti. Daha çok üzerine gittim. O kimdi ki bana tokat atabiliyordu?

"Gelme! GELME DİYORUM SANA! Uzak dur benden." Tam ilerlediğim sırada Hanma kolumdan tutup beni durdurdu.

"Gerçekten annene böyle mi davranacaksın?"

"Annem mi?" duyduklarıma inanamıyordum. Annem yaşıyor muydu? Oysaki babam onu öldürdüğünü söylemişti.

"Buna inanmamı mı bekliyorsun? Babam, annemi öldürdü."

"Nasıl bu kadar eminsin? Cesedi gördün mü?" Hanma bana sinsice sırıtıyordu.

"O zamanlar ben daha çocuktum. Hatırlamıyorum ama öldürdüğünü söylemişse öldürmüştür."

Draken araya girdi.

"DNA testi ister misin çünkü o senin gerçek annen. Onu Mikey'in elinden zorla kurtardım. Anneni evden atmıştı ve dışarıda onu görmesem neredeyse öldürüyordu."

"Oğlumu öldürdü. Biricik yavrumun canına acımadı. O adam... onu ve yanındaki herkesi öldüreceğim."

Kadın karnını ovuşturdu.

"Eğer o gece beni dövmesydi... oğlum yaşıyor olacaktı. Ardından silahla iki el ateş etti ve evden attı beni, Draken bana yardım etmeseydi ölmüş olurdum."

Kadın ağlamaya başladı.

O sırada masada oturan adamlardan biri konuşmaya katıldı.

"İste bu yüzden Bonteni yok edeceğiz, lütfen bize katılın."

Bu sözden sonra kahkahalarla güldüm. Bu imkansızdı.

"Siz ciddi misiniz onları yok etseniz tekrar birleşip başka bir çete kurarlar. Ayrıca bu dediğinizin olacağına da inanmıyorum."

Çocukluğumdan bazı anılarım aklıma geldi o an.

Yaklaşık dört yaşındaydım.

Ve o gün doğum günümdü.

Annem bana doğum günü pastamı kendi elleriyle hazırlamıştı.

Ama o zamanlar sebepsizce karnı büyüyordu. Her zaman nedenini merak ederdim.

"Anne niye karnın kocaman oldu?"

"Çünkü içinde kardeşin var."

"Ben neden senin karnında değilim?"

"Çünkü sen doğmadan önce oradaydın canım."

Saçlarımı okşayıp öptü.

Tam doğum günü pastamı yiyorken babam içeri gelmişti. Beni umursamadan annemin yanına gidip ona sert bir tokat attı.

"Beni aldattın. O çocuk benden değil, Değil mi? Seni, dışarıda bir adamla konuşurken kendi gözlerimle gördüm. Sanzu, onunla daha önce de görüştüğünü söyledi. Bana bunu nasıl yaparsın!?"

"Hayır, yemin ederim öyle bir şey yok. Mikey dinle beni. Bana inanmalısın."

"Sana inanmıyorum."

Sonrasında odaya acı çığlık sesleri hakimdi.

Bu olay yaşandıktan sonra onu evden atmış olmalıydı. Bana ise öldürdüğünü söylemişti.



Karşımdaki annem olduğunu düşündüğüm kadın ayağa kalkmıştı.

"Onun gibi gülüyorsun. Onun gibi konuşuyorsun. Onun gibi bakıyorsun. Nefret ediyorum. Senden de ondan da nefret ediyorum. İkinizin de canı cehenemme!"

Birden boğazıma yapıştı. Zaman geçtikçe nefes almak gittikçe zorlaşıyordu. Ardından bilincim kapandı.



















Mikey's Daughter《•♡•》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin