9; "Kız Kardeş İle Maç"

3.9K 162 48
                                    

"Oh, sonunda bitti." soyunma odasını toparladıktan sonra son bir kez bakış attım odaya. Neredeyse 2 saattir burayı temizliyordum ve artık yorulmuştum bile. Nasıl oluyordu da bu kadar dağılıyordu bu oda?

Sanırım bugünde maç vardı. Çünkü hazırlıklar tam gaz devam ediyordu ve bugün tüm oyuncular buradaydı. Ayrıca Kerem'in de çok sıkı çalıştığını görmüştüm.

"Kolay gelsin." kafamı formalardan çekip gelen sese doğru yönelttim. Gelen kişi Icardi'ydi. Türkçe mi konuşmuştu o?

"Teşekkürler." dedim gülümseyerek. Anladığını düşünmüştüm, ki anlamıştı da. "Bugün maç mı var?" yarım yamalak ingilizcemle konuştuğumda bana bakmadan cevap vermişti.

"Evet. Umarım gol atabilirim." Eğer atamazsan trip atarsın seni de biliyoruz be Icardi!

"Umarım atarsın." son cümlemden sonra içeriye gelmeye başlamışlardı bile. Artık burda bir süre daha durmamam gerektiğini anlamış, kapıya doğru yol almıştım.

Tam kapıya yaklaştığımda ismimi duymam kulaklarımı doldurmuştu. "Deniz!"

Kerem'di.

"Efendim?"

"Şey," biraz utana sıkıla söylemesinden bir şey olduğunu anlamıştım. "Ney?"

"Ya ne kadar boş konuşuyorsunuz çıksanıza dışarı." Yunus'un söylediğine emin olurken birinin Yunus'un yüzüne forma fırlattığını görmüştüm. Gülümseyerek tekrar Kerem'e döndüğümde o bana bakıyordu bile.

"Sanane kardeşim? Sen ne karışıyorsun işlerine." valla çok haklısın Barış Alper. "Tamam ne kızıyorsun? Bir şey demedim sayın."

Sanırım bizde uzun süredir bakışıyorduk Kerem'le.

Ya da bana öyle geliyordu.

Umarım bana öyle geliyordur.

"Ee Kerem? Sen ne diyecektin?" dedim biraz daha uzaklaşarak. O da kendine gelmiş, benimle konuşmaya başlamıştı. "Seni sahile götürmeyi düşünüyordum, ama maçımız var kusura bakma. İzleyecek misin?"

Heyecanla başımı onaylarcasına salladım. "Tabii ki izleyeceğim." artık sözümü kesmem gerekiyordu çünkü olduğum yeri fark etmiştim. "Sonra konuşuruz." diyerek direkt dışarı çıktım. İnşallah bir gören olmamıştır..

---

Artık çıkma saatimin geldiğini görünce tüm eşyalarımı toparlamaya başladım. Büyük ihtimalle bugün maçı canlı izleyemeyecektim, çünkü genelde ailecek gelirdik ve şuan o aile diye bir şey yoktu ayrıca ailem hakkında en son nolduğunu bile bana söylemiyorlar.

Çıkışa doğru yönelecekken telefonumun çaldığını görmüştüm.

Derin salağı

Sırası mı be Derin? Ne mal kızsın sen ya!

"Ne var Derin? Çalıştığımı bilmiyor musun?" biraz sinirli bir şey söylememle uzunca nefes aldığını duymuştum.

"Bana yalan söyleme. Biliyoruz herhalde çıkış saatin olduğunu." seninde hakkını yiyoruz be Derin. Sende zeki kızsın aslında.

"Neyse. Beni maça götürür müsün diye soracaktım." O konuşurken ben çoktan Stadyum'dan çıkış yapmıştım bile. Taksiye doğru yönelirken olduğum yerde durup ona cevap verdim;

"Biletin mi var Derin? Ben seni nasıl götüreyim?"

"Ya varsa?"

Tüm harçlığını buraya mı vermişti? Tabii anneannem veriyor. Ekmek elden su gölden yaşayıp gidiyorsun Derin.

fangirl | kerem aktürkoğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin