34; "Hayal"

2.2K 130 50
                                    

"Ya Deniz bak çıldırıyorum ama hadi artık!"

"Senle ilk ve son tatile gidişimdi bu Aktürkoğlu!"

Ona kızmam üzerine elimdeki bavulu sinirle yere atmıştım.

"Bebeğim, benim elimde olsa senin istediğin vakitte çıkarız ama," Okan hocamın vardır bir bildiği.. "Takımın elinde bu."

Ah be!

Şuan Alanya'ya doğru yol almıştık. Yani takımca. Tüm takım servisteydi ve Alanya'ya gitmeye hazırdı.

Sanırım çok heyecanlanıydım. Burada herkes vardı. Tüm Galatasaray oyuncularının olmasını geçtim onların eşleri veya sevgilileri vardı. Mesela şuan Muslera'nın eşini görebiliyordum. Mertens'in çocuğu ve karısı gibi.

Çocuğu çok tatlıydı!

Herkes kendi eşiyle, eşi olmayanlar en yakın arkadaşıyla oturuyordu. Tabii ki bizim aramızda olan Yunus. Ne kadar gitmesi için ikna etmeye çalışsak bile gitmemişti. Torreira'ya bile yalvardım bir sıra alıp Yunus'u götürsün diye ama o da ikna olmadı.

"Orada beni yalnız bırakırsan çok pis kavga ederiz." Kerem'le en köşeyi kapmış oturmuştuk bile. Benim başım onun omzunda, onun başı benim başımın üstündeydi. "Hiç ayrılmayacağım."

Büyük bir oh çekip rahatlıkla omzunda kıpırdandım. Belki arkadaş edinebilirdim ama edinemezsem yalnız kalmak istemiyordum.

Servis hareketlenmeye başlamıştı. "Galatasaray ile yolculuklar çok eğlencelidir. Şarkı açıp eğleniriz genelde."

Şarkı derken bahsettiğimiz şarkı Çocukluk Aşkımsın olmalıydı çünkü şuan çalan şarkı o'ydu. Buna gülüp şarkıyı mutlulukla devam ettiren Yunus'a baktım. Şarkıyı tüm neşesiyle söylüyordu. Ben anlamıştım, bu çocuk Galatasaray'ın çocuğuydu.

"Çocukluk aşkımsın, sen ilk göz ağrımsın!"

"Kimseyi, kimseyi sevmedim senin gibi."

"Sevdanın uğruna terk ettim her şeyi!"

"Hayatın anlamı Galatasaray!"

Her birini farklı kişiler söylemişti. Mesela ben buradan Okan'ı ve Barış'ı duymuştum. Ondan başkasını da çok fazla duydum ama genel olarak kulağıma gelen sesler bunlardı.

Bide son cümlede Galatasaray derken Torreira bağırmıştı.

Yolculuk böyle eğlenceli geçerken bende gülerek onları izliyordum. "Arda!" diye bağırdım sessizce. Onunla hiç konuşmamıştım! Mesaj atmıştı ama bakmamıştım.

Telefonumu açıp hemen Arda'yı çaldırdım. "Alo, Arda! Özür dilerim canım mesaj yazmayı unutmuşum. Aceleyle evden çıktığım için göremedim telefonu."

"Önemli değil. Maçımız var, gelecek misin? Senin gelmen bana enerji veriyor biliyorsun."

Ah, Arda'nın maçını tamamen unutmuştum ben! Ona söz vermiştim geleceğime ama unutmuştum.

"Çok üzgünüm Arda ben onu tamamen unutmuşum."

Bir süre Arda'dan ses gelmemişti. "Söz vermiştin Deniz."

"Ama gerçekten çıkmış aklımdan."

"Sana bir bilet ayarlayabilirim diye düşünüyorum."

Ben ona bunu nasıl söyleyecektim?

Kerem için onu sattığımı düşünebilirdi.

"Alanya'ya gidiyoruz, Kerem'in de maçı var."

fangirl | kerem aktürkoğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin