"Bizimle gelmek istediğine emin misin genç adam?" Diye sordu babam.
Kai başını aşağı yukarı salladı ve gözyaşlarını sildi.
"Pekâlâ, sanırım seni yanımızda götürmek zorundayız."
"Teşekkürler Bay ve Bayan Choi."
Annem gülümsedi.
"İsterseniz beraber Kai'nin evine gidip bavulunu hazırlayın."
Başımı salladım ve Kai'nin elini tutarak evden çıktım. Evlerimiz o kadar uzak değildi. Karanlık sokakta yürürken konuşmaya başladık.
"Seni buradan kurtaracağımı söylemiştim." Dedim.
"Sana güvenebileceğimi biliyordum Soobin."
Olaylara iyi yönünden bakma zamanı gelmişti.
"Peru'ya daha önce gitmiştim, orası gerçekten çok güzel. Emin ol orada daha mutlu olacağız sana söz veriyorum Kai'm"
Gülümsedi.
"Umarım size yük olmam."
Elimi omzuna attım.
"Sen bizim için yük değilsin Kai. Ayrıca bir planım daha var. Seninle ayrı eve çıkmak veya beraber yatılı okulda kalmak istiyorum."
Mutlu görünüyordu.
"Teşekkür ederim Soobin. Umarım beraber ayrı eve çıkabiliriz veya yatılı okulda kalabiliriz." Dedi.
Kai'nin evine ulaşmıştık, eşyalarını alıp bizim eve geri dönecektik, bu Güney Kore'deki son günümüz olacaktı çünkü yarın Peru'ya uçacaktık. Mutlu hissediyordum.
°
"Tekrar hoşgeldiniz çocuklar." Annem bizi yine gülümseyerek karşıladı.
Yemek hazırlamıştı, Güney Kore'deki son yemeğimizi yedikten sonra odama çıktık.
"Yanımda uyuyacaksın dimi?"
Kai başını aşağı yukarı salladı ve gülümsedi.
Erken yatmıştık çünkü yarın erken kalkmamız gerekiyordu.
°
Kai ile uykuluyken havaalanına nasıl geldiğimizi hiç hatırlamıyorum. Havaalanında kahvaltı yapmıştık ve şimdi uçağı bekliyorduk.
"Çok kalabalık" dedi Kai.
Elimi omzuna attım.
"Sanırım bu gün herkes Güney Kore'yi terk ediyor."
Nihayet uçak gelmişti. Hızlı adımlarla uçağa yürüdük. Annem ve babam yakın olmamızdan rahatsız olacağımı bildiği için kendi koltuklarını önden ve bizimkileri de onlara uzak bir yerden ayarlamışlardı. Bunu aniden nasıl yaptılar bilmiyorum, sanırım Kai çok şanslı.
Kendi koltuklarımıza yürüdük, Kai'yi cam kenarına geçirdim çünkü kendimi bildim bileli uçmaktan korkarım, birde camdan bakamam.
Aradan bir saat geçti.
"Sanırım çok erken geldik" dedim.
Gülümsedi.
"Müzik dinleyelim mi?"
Kai'nin mutlu olduğunu anladığımda moralim tamamen düzeldi.
"Dinleyelim ama müziği sen seçeceksin."
Kulaklığını çıkardı ve birini bana verdi.
"Tabiki ben seçeceğim."
♪~Конфетка
"Ciddi misin sen!?"
Güldü.
"Üzgünüm en son bunu dinliyordum."
Güldüm.
"İnanamıyorum sana."
Spotifyda gezinmeye başladı.
♪~Anpanman
"Bu daha iyi."
Saçlarını düzeltti.
"Evet."
Kai'yi tuttum
"Olamaz, uçak kalkıyor."
"Korkuyor musun?"
Başımı aşağı yukarı salladım.
"Birşey olmaz merak etme."
Bir nefes verdim.
"Uçakların düşme ihtimali yüzde kaç biliyor musun?"
Bir süre düşündü.
" Yüzde 20 falan herhalde."
"Ne!?"
...ᘛ⁐̤ᕐᐷ
ŞİMDİ OKUDUĞUN
୨୧ WOUND ⊰⊹ Sookai ✧
Fiksi Penggemar"Yaralarım geçmiyor Soobin..." "Merak etme geçecekler..." ♪~🫀 Bölümler kısa.