two

217 32 30
                                    

"yeojin?" kapıyı açtığı anda karşısındaki bedene şaşkınlık içinde bakıyordu. "sürpriz."

nayeon tavşan dişlerini göstererek gülümsedi ve küçük kuzeninin sırtındaki çantayı aldı.

"amanın, ne kadarda ağır.." nayeon çantayı eline aldığı gib sızlanmaya başlamıştı. yeojin kıkırdadı. "sen birde salı günleri gör, resmen ızdırap gibi!"

yeojin, nayeon'un şuana kadar en yakın hissettiği kişilerdendi. kuzen olmalarıda büyük bir avantajdı.

nayeon, çantayı girişteki ayakkabılığın yanına bırakıp yeojin'inin gittiği yöne ilerledi. o sırada kuzeni henüz yeni fırından çıkardığı kurabiyeleri yemek üzereydi.

"hey, hey. suç üstü yakalandınız im yeojin! derhal ellerinizi yıkayın ve mutfağa geri dönün. küçük olan büyüğünün anlatımına gülerek kafasını salladı ve banyoya ilerledi.

nayeon, yeojin'in arkasından bakarken fırını kapatıp, fırın eldiveniyle kurabiyelerin olduğu tepsiyi çıkardı ve geniş masanın üzerine koydu. o sırada yeojin çoktan gelmişti. "ee misafiriz sonuçta tadınada ilk biz bakalım, değil mi?"

nayeon sırıtarak cevapladı. "pekala hanımefendi, ilk siz bakın. ama..." arkasını dönerek buz dolabından sütü çıkardı. "yanına soğuk bir şeyler içseniz iyi olur çünkü dilinizi yakmak istemezsiniz."

yeojin sandalyeyi çekip otururken nayeon ise iki bardak çıkarıp soğuk sütü döküyordu.

"seni hangi rüzgar attı bakalım buraya?" masaya derin, içi süt dolu bardağı bıraktı.

"ne yani, biricik kuzenimi özlemiş olamaz mıyım?" nayeon, yeojin sütü alıcağı sırada hızlıca kendine çekti. "onu kastetmiyordum çocuk, şuan dersin olduğunu biliyorum. ne işin var buralarda."

yeojin 'yakalandık' diyen bir yüz ifadesiyle bakarken ellerini havaya kaldırdı ve geri yerine koyup kurabiyesinden bir ısırık aldı. "ister inan ister inanma, seulgi hoca ilke defa derse gelmedi!"

nayeon alayla gülerken yanıtladı "inanmamayı seçeceğim, hayatımda o kadın kadar disiplinli bir hoca görmedim. bizim senemizde girmediği tek bir dersi yoktu." yeojin'e sütünü geri uzatırken ekledi. "ama kadın beni seviyordu, o yüzden pek sıkıntı olmadı."

"seni sevmeyen bir hoca var mıydı sanki? tüm hocaların gözdesiymişsin hemde, jeongyeon söylemişti."

nayeon uzun zamandır başkasından duymadığı isim üzerine biraz şaşırmıştı, ancak belli etmedi. edemezdi çünkü, eşinin sevgisinin öldüğünü söyleyemezdi kimseye.

"başka ne demiş jeongyeon?" nayeon gülümseyerek söylemişti şüpheli olmaması için.

yeojin elini çenesine yaslayarak düşündü bir süre. "beden derslerini sevmediğin için sınıfa çıkıp uyuyormuşsun." büyük olanın kulağına yaklaşıp devam etti "seni izliyormuş sürekli, çok tatlı görünüyormuşsun."

kuzenin imalı konuşmasına gözlerini devirerek konuştu. "hadi, hadi. çabucak ye, daha yapman gereken tonla ödev olduğunu biliyorum küçük hanım."

ㅡ geçmiş

"sevgilim, hadi bugün uyuma en azından. gel beraber dışarıda temiz hava alalım. kendine gelirsin uykun açılır." jeongyeon yine beden dersi geldiği için kafasını sıraya gömmüş nayeon'un yanında, onu dışarıya çıkmaya ikna etmeye çalışıyordu.

"çıkmayacağım dediysem çıkmayacağım, yoo." aniden kafasını sıradan kaldırarak jeongyeon'un geriye çekilmesini sağlamıştı.

daring woman, 2yeon ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin