five

153 29 39
                                    

ㅡ 6 yıl sonra

"geç kaldığım için çok özür dilerim, çok yoğunuz sevgililer günü olduğundan dolayı." jeongyeon anladığını belirtmek için kafasını salladı. "hiç sıkıntı değil, endişelenmeyin."

garson kız gülümsedi ve elinde duran büyük menüyü uzattı. "teşekkürler beklediğiniz için."

"gerçekten, sorun değil. eskiden buraya eşimle birlikte gelirdik. o yüzden önemli bir yer benim için."

kız içten bir şekilde gülümsemişti. isim etiketinde yazdığına göre adı minjeong'du. jeongyeon siparişlerini söylerken minjeong  hızlıca dediklerini not etti. "hemen getiriyorum!" minjeong kargaşa dolu olan kafeye geri dönünce jeongyeon kıza gülmeden edemedi.

siparişinin gelmesini beklerken telefonuna bakmanın iyi bir fikir olacağını düşünüp masaya uzandı. eline aldığı telefonla dahyun'dan gelen mesajları farketti.

hiraidubuu
13 sene geçmiş jeong..
eski okul itiraf sayfasında bulduğum fotoğraflara bak

*fotoğraf*
*fotoğraf*
*fotoğraf*

jeongyeon tam fotoğrafları inceleyeceği sırada koluna kısa boylu, sarışın bir kız dokunmuştu. "merhaba bayan."

jeongyeon kolunan dokunana bakmak için döndüğünde küçük kızın tatlılığı içini yumuşatmıştı.
"merhaba minik."

kız sağına ve soluna baktı. "sana bir şey sormam gerek. çok önemli."
jeongyeon tanımadığı bu kızın ciddileştiğini görünce gülmeden edememişti henüz 5-6 yaşlarında olmalıydı. "tabii söyle bakalım."

"annelerimi bulamıyorum! iki dakika önce yanımdalardı, hemen kayboldular. kocaman kadın oldular hala ben onu onları arıyorum inanabiliyor musun?"

jeongyeon kıza ilk başta güldi sonradan ise tüm vücudunu kıza döndü. "annelerin yerine sen kabolmuş olabilir misin acaba?" kız elini çenesine koyup düşinüyormuş gibi yaptı. "hayır, hayır. onlar kaybolmuşlardır."

jeongyeon gülümseyerek kızın yüzünü inceledi. tanıdık geliyordu, ama küçücük kızı nereden tanıyacaktı ki? "pekala o zaman kaybolan annelerini bulalım. adın bakalım?"

"yuna, son yuna."

jeongyeon, soyadınıda duyduğunda kimlere benzettiğini anlamıştı. yuna, chaeyoung ve mina'nın kızı olmalıydı. "tamam o zaman, yuna. bende jeongyeon. tanıştığımıza memnun oldum." jeongyeon elini uzattığında kız parmaklarıyla elini tutup sallamıştı.

"en son annelerini nerde gördüğünü hatırlıyor musun peki?" yuna ayağını yere vurarak konuştu. "tam buradalardı işte."

jeongyeon, kızın bir kaç dakikadır  ayakta durduğunu farkedince eliyle önündeki sandalyeyi gösterdi. "önce otursan iyi olur küçük hanım."

yuna başını sallayarak sandalyeye ilerledi. yerleşince ise etrafta tatlı bir şeyler aradı. jeongyeon küçük kızın canının bir şeyler çektiğini farkedince bir kaç gündür çantasında duran ama yemediği şekerlemeyi çıkardı ve uzattı. "alabilirsin."

yuna 'teşekkür ederim' der gibi kafasını salladıktan sonra şekeri alıp paketini açtı. çilekli olduğunu farketmesi gülümsemesine sebep olmuştu. annesi gibi kendiside çileğe aşıktı.

daring woman, 2yeon ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin