Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
1. kişi anlatımı Himari Takao
"Sadece buradan çıkmamız lazım."
Inui kolumdan tuttu ve balkona doğru sürükledi. Bu sürede kapı hala tekmelenmeye devam ediyordu.
Dışarısını kontrol ettikten sonra kendisini balkondan sarkıttı.
"Gel boynuma sarıl. Yavaşça ineceğim"
Kapının birden kırıldığını duydum ve hızlıca Inui'nin dediğini yaptım. Düşmeyeyim diye belimden tutarak destek verdi. İkinci katta yaşadığımız için fazla sorun yaşamadan indik.
Inui beni indirdi ve evin önünde bulunan motora ilerledik fakat lastikleri patlamıştı. Inui kendi kendine söylendi ve elimden tutup koşmaya başladı. Arkamızdan bağırış sesleri geliyordu. Inui telefonunu çıkartıp Ken olduğunu düşündüğüm kişiyi aradı.
"..."
"Sıçtık."
"..."
"Sorun mu ne? Eve geldiler. Son anda kaçtık ama peşimizdeler."
Telefonu kapattı ve cebine koydu. Daha hızlı koşmaya başladı. Bir tane ara sokağa girdi. Sokakta hızlıca ilerledi. Bir süre sonra durdu. İkimizde soluk soluğaydık.
"Nereye gideceğiz?"
"Baji'nin evine."
Dediği şey ile kaşlarımı çattım. Bir süre bakıştıktan sonra iç çekti.
"Orası güvenli. Hem tek olmazsın."
Kafam daha da çok karıştı. Tek olmayacaksam yanımda kim olacaktı? Baji mi?
Kafamın daha çok karıştığını fark edince konuşmaya devam etti.
"Oraya gidince anlarsın."
Çok yardımcı oldun cidden. Kafamı salladım. İnui etrafa baktı ve yürümeye başladı. Peşinden gittim.
Beş dakika boyunca yürüdükten sonra malikane tarzı bir eve geldik. Hatta tarzı değil direkt bir malikane. Burası cidden Baji'nin evi miydi?
Kapıda bir sürü koruma vardı. İnui onlarla konuştuğunda kapıyı açtılar ve dört tanesi bizimle geldi.
Büyük bir bahçesi vardı. Etrafa bakarken Baji yanımıza geldi.
"Hoş geldiniz."
Arkadaki adamlara kafası ile gitmeleri için işaret verdi. Adamlar hemen dediğini yaptı.
"Hoş bulduk." diye yanıtladı Inui.
Baji gülümsedi ve bana döndü.
"İyisin değil mi? Bebeğin de iyi?"
Kafamı salladım.
"Evet iyiyiz."
Tekrar gülümsedi ve bizi içeriye doğru götürdü.
Evin içinde kırmızı ve siyah renkleri hakimdi. Aralarda beyaz ve zümrüt yeşili vardı. Ayrıca evin içinden güzel bir piyano sesi geliyordu.
Baji bizi oturma odasına getirdi. Burada da zümrüt yeşili koltuklar vardı. Büyük bir piyano da vardı.
Kimin çaldığında baktığımda bembeyaz uzun saçlı bir kızdı. Açık mavi gözleri ve bembeyaz teni ile çok güzel gözüküyordu. Büyük ihtimalle en fazla yirmi yaşındaydı. Ayrıca fazlasıyla mutsuz gözüküyordu.
Bizi fark etmeden piyano çalmaya devam ediyordu. Baji birden konuşmaya başlayınca sıçradı ve piyano çalmayı bıraktı. Bize doğru baktı.
"Tanıştırayım bu Yuma!"
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
evet Yuma'nin sadece obur kitaplarla beraber bir iki kere adi gecmisti simdi de hikayeye duzgunce dahil oldu
