1.Bölüm=Kaç!

18 5 22
                                    

Okul gerçekten güzel gözüküyordu umarım sorunsuz atlatırım bu seneyi okulun içine girip danışmadan sınıfımı sordum. Sınıfım 10/C sınıfın nerde olduğunu öğrenip bulmak için yola koyuldum.

 Ah bu arada ben kendimi tanıtmayı unutmuşum. Ben Alisa, Alisa Ayvaz ve hayat mottom "Ölmemeye çalış"  evet vefat eden babam hep bu sözü söylerdi bana, ama o kalbimde yaşıyor. Ölmemeye çalışıyorum baba. Çok heyecanlıydım gözümün hafifçe dolduğunu hissettim hemen elimle gözümü sildim. Eh arkadaşım olmadığı için bir süre tek takılacağım, olsun iç sesim ne güne duruyor. Kendime güldüğüm sırada sınıfımı buldum hemen kapıyı tıklatıp içeri girdim.

"Merhaba hocam ben yeni öğrenciyim."

"Hoş geldin, ismin neydi?"

"Alisa Ayvaz"

"Bende tarih hocasıyım adım Melike, boş yer bulup geçebilirsin."

arka sıralardan boş yer bulup geçtim. Dersin bitmesine 15 dakika kala telefonumun titrediğini hissettim hemen gizlice kimin aradığına baktım, arayan kardeşim Melda'ydı telefonu cebime atıp lavaboya gitmek için hocadan izin istedim.

"Hocam lavaboya gidebilir miyim?"

"Hızlıca git."

Hızla sınıftan çıkıp telefona yanıt verdim.

"Ne oldu dersteyim."

telefondan ağlama sesi geliyordu. Kaşlarım çatıldı

"Melda neyin var ağlama söyle."

"Alisa ben.."

"Sen ne? endişeleniyorum söyler misin artık şunu."

"Ben regl oldum."

"Gerçekten mi bu muydu? ah bende kötü bir şey oldu zannettim, ödümü kopardın. Neden ağlıyorsun sen regl olmak istemiyor  muydun geçen sene?"

"Evet merak ettiğim içindi ama çok garip bir şeymiş."

hafifçe güldüm.

"İhtiyacın olan şey yanında mı?"

"Evet çantandan gizlice almıştım."

"Bu konuyu uzun uzun konuşacağız sen artık genç kızsın  şimdi kapatmam lazım."

"Tamam görüşürüz."

 Saate bakıp telefonu kapattım. Saat 10.22, gözümle lavaboyu aradım tam kapıyı açacakken bir ses geldi kalbim sanki yerinden çıkarcasına hızlı atmaya başladı, duraksadım. Ses yine geldi, bu ses silah sesiydi çok yakından geliyordu sürekli silah sesi geliyordu. Sanki buz kesilmiştim ne yapacağımı bilmiyordum her yerden çığlık sesi geliyordu. Birden bir el beni kolumdan tutup lavabonun içine soktu kabinlerden birinin içine girip klozetin üstüne çıktık. Ağlamamı durduramıyordum elimle ağzımı kapattım.

"Tamam bitecek bir şey olmayacak kurtulacağız."

"Adın ne?" diye sordu bana

"Öleceğiz" ağzımdan bu kelimler döküldü.

"Ölmeyeceğiz adın ne?"

"Alisa"

"Barış bende, bak bende çok korkuyorum ses çıkarmayalım tamam mı? bitecek."

başımı aşağı yukarı salladım.

şuan klozetin üstünde bu şeyin bitmesini bekliyorduk. O da ağlıyordu ama ağlamak istemiyormuş gibi kendini sıkıyordu. Telefonumdan karşıma çıkan ilk kişiye mesaj attım. 

Tuvaletin kapısı açıldı, içeri biri geldi silah, sesi durdu. Korkuyu iliklerime kadar hissediyordum Barış beni sakinleştirmek için kolumu tuttu diğer elini de dişleriyle sıktı. Beni sakinleştirmeye çalışıyordu ama o da çok korkuyordu. Polis siren sesleri geliyordu.

"Ateş eden ben değilim onu gördüm Mert Karadağ."

"Yanımıza gel" dedim sesim titreyerek

"Kahretsin vurulmuşsun." 

"Kardeşim vuruldu" dedi

"Olamaz"

her taraf kan içindeydi kalbim güm güm atıyordu.

her taraf kan içindeydi kalbim güm güm atıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

sesler kesildi.

"Bitti mi?" dedi Barış

"Bitmiştir umarım."

ağlamam bir türlü dinmiyordu. Telefonumdan saate baktım 10.28

altı dakika boyunca korkuyu iliklerime kadar hissettim öyle bir altı dakikaydı ki hiç bitmeyecek sandım hiç bu kadar korktuğumu hatırlamıyordum. Tüm hayatım gözümün önünden geçti babamın söylediği söz geldi hep aklıma.

Ben Alisa Ayvaz okulun ilk gününde az kalsın ölüyordum. Peki Neden ben? "Ölmemeye çalıştım baba."...



Altı DakikaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin