sabah 4.30
Bağrışma sesleri duyuyordum.
Gözlerimi hafif aralamamla birinin beni yakamdan tutup savurduğunu farketmem bir olmuştu. Gözlerimi açınca Vlad'ı görmemle neye uğradığımı şaşırmıştım. Kaliningrad'dan Moskova'ya gelen bu herif dev vücudu uzun boyu ve sert bakışlarıyla ordudaki herkesi korkuturdu.
Almanlar Doğu Cehpesinde! Uyan artık aptal herif!
Gözlerim kocaman açıldı. Vlad'ın da çıkmasıyla beraber odada kimsenin olmadığını farkettiğimde gözlerim daha da açılmıştı. Üniformamı, kaskımı, ve botlarımı giydiğim gibi koşmaya başladım.
Moskova Muharebesi.
Boşlukta hissediyorum.
Bir anlığına, hayatı için canla başla savaşan tüm askerlerin sesi kesilmişti
Bomba sesleri, kurşun sesleri, çığlıklar. Hiçbirini duyamıyordum.
Gözlerim buğulanıyordu, yerde kanlar içinde kıvranıp yaralarını elleriyle kapatmaya çalışan, ailesini ve eşlerini bir daha görmeme korkusuyla yanıp tutuşan askerleri, hiçbirini göremiyordum. Evimi özlemiştim, eve gitmek istiyordum. Tekrar sıcak yatağımda yatmak istiyordum. Eve gitmek istiyordum!
Birinin omzuma çarpıp beni sarsmasıyla kendime gelmiştim.
GERİ ÇEKİLİYORUZ! GERİ ÇEKİLİYORUZ!
Çocukça düşüncelerimden sıyrılıp biraz olsun kendime geldim. Gözlerim, hızla koşan Ivan 'ı bulmuştu. Ben de arkasından koşmaya başladım. O gerçekten Ivan mı? Formalarımız kamuflaj desenlidir, Bordo değil.
Ivan kanıyordu.