iki

262 24 2
                                    

taylor swift - lover'Benim kalbim ödünç alınmıştı ve seninki de hüzünlüydü'

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

taylor swift - lover
'Benim kalbim ödünç alınmıştı ve seninki de hüzünlüydü'

*

Şule tostunu alıp geldiğinde benim aklım hâlâ dün gece Güney'in bana attığı mesajlardaydı. Bana karşı gerçekten bir şeyler hissediyor muydu? Bunu saatlerdir kendime sorup duruyordum.

Güney böyle şakaları severdi. Lâkin bir şaka için kendini bu kadar açıklamak zorunda da hissetmezdi.

Ayrıca şakayı da üç yıl önce arasını açtığı çocukluk arkadaşına yapmazdı. Yapmazdı değil mi?

"Hâlâ Güney'i mi düşünüyorsun?" Bunu o kadar sesli söylemiştiki kantindeki tüm insanlar bizi duyabilirdi. Hatta belki de çoktan duymuş olanlar vardı.

Ani refleksle elim Şule'nin ağzına gitti.
Tostunu çiğneyen Şule neye uğradığını şaşırmış olmalıydı.

Gözlerimi etrafta gezdirdim ve kimsenin duymadığından emin olduğumda elimi Şule'nin dudaklarının üstünden çektim.
"Kimse duymadı merak etme Begüm."
Ama duyabilirlerdi.

"Artık düşünme Begüm." Nasıl düşünemezdim? Kafamda deli sorular vardı ve bunların cevabını alamazsam olduğum yere düşüp bayılabilirdim.

"Düşünmeden duramıyorum." Şule tostundan bir lokma daha alırken gözlerini devirdi.

"Çok güzel de durursun." Yaşamayan bilemez arkadaş. Ben başka bir şey demiyorum. "Sen bilmezsin."

Şule beni küçümseyerek güldüğünde bacağına sert olduğunu düşündüğüm bir yumruk attım. Hiçbir tepki vermemesi acıya dayanıklı olduğunu gösteriyordu.
Tabii ki ben yumuşak vurmamıştım.

Aşina olduğum o yüz kantine girdiğinde içime yayılan gerginlik neredeyse kalp krizi geçirmeme sebep olacaktı.

'Abartma' demeyin. Her gün çocukluk
arkadaşımdan aşk itirafı almıyordum.

Güney'in hiç umursamadan kantindeki rastgele boş bir koltuğa oturması sinir kat seviyemi arttırıyordu. Nasıl bu kadar rahat olabiliyordu? Sanırsın gecenin bir yarısı ona hoşlandığımı söyleyen bendim.

"Bu kadar rahat olması normal mi?" Şule söylediğime güldüğünde sadece göz devirmekle yetindim.

"Ne?" Sorduğum soru da gülenecek ne vardı? Ben mi yanlış bir şey söylemiştim?

"Neden bu kadar gerildin Begüm?" Haklıydı. Gerilmesi gereken ben değildim.
Güney gerilmeliydi. "Gerilmiyorum."

Şule yüzündeki alaycı gülümseyişle tostunu yemeye devam ederken zil çalmıştı. Oturduğum koltuktan kalktım ve kantin çıkışına yürümeye başladım.

Merdivenleri çıkarken ciğerlerime dolan koku tanıdık bir kokuydu. Nerede karşılaşsam tanıyabileceğim bir koku.

Güney'in arkamda olduğunu anlamam ile neredeyse kalbim duracaktı. Ondan hoşlanmıyordum bile. Bu kadar gerilmemem gerekirdi.

Sadece rahatsız oluyordum. Güney'den rahatsız olmuyordum fakat dün yaptığım şey suçluluk duymama sebep oluyordu. Kendini sevdiği kişiye açmak onun için elbette ki zor olmuştu ve benim ona verebilecek bir cevabım bile yoktu.

Sınıfa gitmek için koridara adım attığımda beni engelleyen şey kolumdaki Güney'in eliydi.

Bedenimi ona çevirdim ve kahverengi gözlerinin içine baktım. Onun da benden farkı yoktu. Gergin olduğu bariz ortadaydı.

Söyleyeceği şeyi bekledim. "Çıkışta konuşalım." Ben cevap veremeden koşar adımlarla yukarı çıktığında olduğum yerde öylece durdum.

Zor bir konuşma olacaktı.

Çoktan zil çalmıştı ve ben eve gitmek yerine saatlerdir Güney'in yanıma gelmesini bekliyordum.

Siyah şişme montumun fermuarını en uç noktaya kadar çektim. Soğuk rüzgar estikçe uzun kızıl saçlarım yüzüme çarpıyordu. Gerçekten sinir bozucu olmaya başlamıştı.

Bir kere daha saçımı geriye attığımda laf söylemekten de geri kaçmıyordum. "Gelme yüzüme ya,g-"

Cümlemi bitirmemi engelleyen şey saçımdaki elleriminin üstündeki Güney'in sıcak elleriydi. Arkamı dönecekken beni durdurdu. "Sadece saçını bağlayacağım."

Güney benim saçımı bağlarken ben kanıma yayılan gerginlik ile başa çıkmaya çalışıyordum. Bu kadar gerilmemem gerekirdi.

Saçımı bağlama işini bitirmiş olacakki karşımda durdu. Uzun boyu kafamı kaldırmama sebep oluyordu. Ellerim saçlarıma gitti. "Teşekkür ederim."
Güldü. Uzun zamandır benim yanımda gülmüyordu. Özlemiştim.

"Rica ederim. Kim seni saçlarına kızarken görse aynı şeyi yapardı." Alaycı ses tonu beni de güldürürken üzerimdeki gerginlik azda olsa gitmişti.

"Begüm ben dün hakkında konuşmak istemiştim." Gülümsemem yüzümde solarken gittiğini söylediğim gerginlik kendini neredeyse beşe katlayarak tekrar vücuduma hücum etmişti.

"Tabii konuşalım." Sesim içime kaçmış olmalıydı. Neden bu kadar utanıyordum ki?

"Aslında dün o mesajları yazarken kafam pek yerinde değildi. Arkadaşlarla biraz içmiştik." Bu cümleden çıkarmam gereken ana fikir benden hoşlanmadığı mıydı?

"Yani benden hoşlanmıyorsun?" Gözlerimin içine bakarken sadece beni onaylamasını istemiştim.

"Hoşlanıyorum Begüm."

*

Ayy kısa tutuyorumm ama yapacak bir şey yokk içimden geldiği gibi yazıyorumm.

Yorumlarınızla destek vermeyi unutmayınnn.

🪷🧝🏻‍♀️☁️

Senden Önce YıldızlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin