Mikey, Takemichi ile ayrıldıktan sonra Draken'lerin evinin bulunduğu yola girdi tekrar.
Telefonu titreyince baktı. Bu kadar çabuk yazacağını düşünmemişti.
" Dikkatli git. "
" Teşekkürler, sen de. "Onu niye bu kadar çok önemsediğini düşünmeden edemedi Mikey. Sadece birkaç serserinin elinden kurtarmıştı onu.
Düşüncelerini bi kenara bırakıp yoluna devam etti.
Draken'lere vardığında uyuyor olduğunu gördü. Balkona çıkıp oturdu biraz.
Uzun zamandan beri üç beş arkadaşından başka biriyle iletişim bile kurmuyordu. Belki de Takemichi'yle konuşmalıydı.
Ama etrafındaki herkes zarar gördüğü için istemiyordu da...
Önce annesi, sonra abisi, şimdi de canından çok sevdiği kız kardeşi Emma...
Sanki sıra, arkadaşlarına gelmiş gibi hissediyordu artık.
Derince bi nefes aldı. ' En iyisi konuşmayayım o çocukla.' diye geçirdi içinden.
Birkaç dakika daha temiz hava aldıktan sonra içeriye girip Draken'in yanına uzandı.
Rüyalar alemine geçiş yapmadan önce inanmadığı Tanrı'ya yalvardı. ' Tanrım lütfen... Lütfen artık benden birilerini alma. '
Sabah uyandığında telefonuna uzandı saate bakmak için. Bi mesaj vardı.
" Dışarda bi kahvaltıya ne dersin? "
" Cidden... Seni kurtarmış olabilirim ama bu karşılıksızdı. Bana iyilik yapmaya çalışmana gerek yok. "
" Sadece arkadaş olmaya çalışıyorum. Ve teşekkür mahiyetinde bi kahvaltı... Çok mu şey istiyorum. "İç çekerek kabul etti Mikey teklifi.
" Yarım saate nerede istersen olurum. "
" *konum* "
" Ev? "
" Aynen. Bir şeyler hazırladım bile. "
" Tamam. Çok uğraşmana gerek yok. "Takemichi'nin evde buluşmak istemesinin nedeni bir şeyler konuşurlarken daha rahat olmasını istemesiydi. Mikey dilsiz ve sağır olduğu için dışarıda onun için daha zor olacağını düşünmüştü.
Mikey birkaç dakikada hazırlanıp yola çıktı. Kendine kızıyordu bi yandan. Çünkü onu da incitebileceği halde teklifini kabul etmişti.
Attığı konuma vardığında kapıya birkaç kere vurdu ve beklemeye başladı.
Birkaç saniye sonra kapı açıldı ve Takemichi Mikey'i şaşırtan bi şekilde işaret diliyle ' Hoşgeldin. ' dedi.
Mikey ' Hoşbuldum. ' anlamına gelen işareti yapınca Takemichi gülümseyip eliyle içeriyi gösterdi geçmesi için.
Takemichi Mikey'e mutfaktaki kahvaltılıklarla donatılmış masaya kadar eşlik edip karşısına oturmadan önce köşedeki kağıt ve kalemi aldı.
Kağıda eğilip bir şeyler yazmaya başladı. Mikey onu izliyordu. Takemichi'nin yüzündeki tebessüm ona çok tatlı gelmişti.
Takemichi yazısını bitirince Mikey'in önüne koydu kağıdı. " Ne sevdiğini bilmediğim için her şeyden azar azar koydum. Çekinme lütfen. Çay mı yoksa portakal suyu mu? "
Mikey gülümseyerek ayağa kalktı. Takemichi şaşkınca ne yapacağını izlerken dolabı açıp sütü çıkardı. Gülümseyerek sütü gösterdiğinde Takemichi kıkırdadı.
O an Mikey, Takemichi'nin kısılan gözlerime bakarken kahkahasını duymasa bile bütün hücrelerinde hissetti. Sanki duymuş gibiydi.
Daha önce bu duyguyu tatmamıştı ama cidden çok güzeldi. Midesinde kelebekler uçuşuyormuş gibi hissetti bardağa uzanırken.
Sütü bardağa döküp geri buzdolabına koydu. Eliyle Takemichi'yi işaret etti ' Sen ne içersin? ' demek istercesine.
Takemichi çaydanlığa uzanınca Mikey elinden kapıp fincanı doldurdu. Karşına oturup ilk sütü içti sonra tabağındaki dorayakileri fare gibi kemirmeye başladı.
Mikey farketmese de Takemichi onu dikkatle izliyordu. Çok tatlı göründüğünü düşündüğü için yüzüne yayılan gülümsemeye engel olamamıştı.
Mikey ona dönünce utanarak bakışlarını önündeki çay fincanına çevirdi. Eli ayağına dolaştığı için fincandaki çaya yanlışlıkla elini sokunca acıyla inledi.
Mikey Takemichi'nin yüzündeki ifadeyi görünce bi terslik olduğunu anlayıp ayağa kalkarken Takemichi soğuk suyla elini duruluyordu.
Mikey Takemichi'nin elini avcunun içine alıp iyice suyu açtı. Elini soğuk suyun altında tutmaya devam ederken Takemichi çok yakın oldukları için gerilmişti.
Musluğu kapattıktan sonra Mikey not kağıdını alıp bir şeyler yazdı. " İlk yardım çantası nerede? Ciddi bi yanık olabilir. "
Takemichi notu okuduğunda onu endişelendirdiği ve kahvaltıyı mahvettiği için üzülmüştü.
" Gerçekten gerek yok. İyiyim ben. Özür dilerim. "
" Sana iyi olup olmadığını sormadım. Çanta nerde Takemichi? Ayrıca bunlar olabilecek şeyler. Özür dilemene gerek yok. "
" Koridorun sonundaki odadaki karşı dolapta. "Mikey hızlı adımlarla çantayı alıp geldi ve Takemichi'nin eline üzerinde yanık kremi yazan bi merhemi sürüp canı yanıyorsa diye üfledi.
Sonra sargı beziyle güzelce sarıp ellerini yıkadı.
" Yaranı sardığımıza göre devam edebiliriz, değil mi? Ama bu sefer portakal suyu içeceksin. "
Notla beraber portakal suyunun bulunduğu bardağı Takemichi'nin önüne koydu.
" Misafir benmişim gibi davranıyorsun. Seni hiç iyi ağırlayamıyorum. "
" Seninle vakit geçirmek zaten eğlenmemi sağlıyor yani sorun değil. "
Gülümseyerek çatalına bi zeytin taktı Mikey. Zeytini ağzına atarken Takemichi'nin notu okurken büründüğü tatlı surat ifadesini izledi.
Kahvaltıyı sorunsuz bi şekilde bitirdikten sonra Mikey kalkmak için izin istedi.
" Biraz daha kal. Film falan izleriz, fena mı? "
" Peki... Filmin yarısında gidebilirim ama. "Takemichi sevinçle zıplayarak dvd'lerin bulunduğu rafa koştu. Mikey arkasından gidince Takemichi'nin ' Hangisi? ' der gibi bakan gözleriyle buluştu gözleri.
Vampirlerle alakalı bi film seçip altyazılı bi şekilde izlemeye başladılar.
Başrol salak diye düşündü Mikey. Mis gibi çocuk varken neden şu aptal kadına aşık olursun ki...? Hem o kadın yalancının teki!
Film bitince Takemichi yerinde doğruldu. Ve Mikey'e baktı. Öyle huzurlu bi şekilde uyuyordu ki... Uyandırmak istemedi.
Uzun bi süre inceledi onu. Kirpikleri uzundu. Hafif kemerli bi buruna sahipti. Dudakları pespembe ve dolgundu. Yanakları kızarmıştı. El bilekleri inceydi. Hoş bi vücudu vardı. Giydiği beyaz tişörtün üzerinden belli oluyordu kasları.
Düşüncelerinden sıyrılıp kalktı yanından. Bi battaniye alıp üzerini örttü. Sonra akşam yemeğini hazırlamaya geçti.
Gitmek isteyecekti ama belki kalırdı?
NightOfGaara biraz geç oldu ama doğum günü hediyen olsun askimm
Herkese iyi okumalarr <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Feelings are Entrusted to You
FanfictionDuyamadığım sözcüklerin yerini gözlerindeki parıltı doldurdu... ~Mikey Gözlerimdeki parıltının tek sebebi sonsuza kadar sen ol... ~Takemichi