merhaba, iyi okumalar^^ (bu bölüm bazı argo kelimeler ve hoş olmayacak durumlar içermektedir lütfen buna dikkat ederek okuyunuz) Medya: Çınar (temsili)
××××××
Ertesi güne oldukça sinirli başlamıştım. Yine çok geç saatlere kadar ders çalışıp uyumamıştım bu yüzden uykumu tam olarak alamamıştım. Bir yandan ısrarla çalmakta olan alarmı kapatmaya çalışıyordum ki aklıma Ege geldi. Sohbeti kontrol ettim. Mesajıma hâlâ bakmamıştı. Kaşlarımı çatarak yataktan kalktım.
"Neyse okulda görüşürüz artık..."dedim kendi kendime.
Rutin işlerimi hallettikten sonra çantamı alıp çıkmak için Doğa'yı bekledim. Sağ salim okula geldiğimizde kardeşime veda edip direkt sınıfa çıktım. Ege yerinde yoktu. Günlerden perşembeydi. Bugün neredeyse bütün dersler sayısaldı. Bu yüzden gelmesi çok önemliydi. Belki de biz erken gelmişizdir diye düşündüm. Normalde o kardeşiyle birlikte gelirken karşılaşırdık ama bugün böyle olmamıştı. Boşverdim ve dersin başlamasını beklerken kafamı sıraya koyup gözlerimi dinlendirdim...
İlk ders bitmişti. Ege hâlâ ortalıkta yoktu. Oflayarak yerimden kalktım ve 9.sınıfların katına çıktım. Aradığım sınıfı bulduğumda kapıda birileriyle çarpıştım.
"Lan."
"Abi? Napıyosun burda?"dedi Doğa. Hemen yanında Oya belirdi.
"Oya'ya birşey sormam lazım."dedim direkt.
"Anladım ben, gel sen."diyip beni bi kenara çekiştirdi Oya. Bir sürü kız bize bakıyordu şuan. Doğa hepsine ölümcül bakışlar atarak yanımıza geldi ama mesafeyi korudu.
"Abimi soracaksın değil mi?"
"Evet. Nerede o?"
"Evde. Ne yapıyor bilmiyorum ve odasından da çıkmıyor."
Dişlerimi sıkarak başka tarafa baktım ve sinirle nefesimi verdim. "Gelmeyecek yani bugün?"
"Büyük ihtimal."
"Olay ne?"diye sordu Doğa.
"Sence?"dedim ve sorularıma yanıt aldığım için yanlarından ayrıldım. Şuan kimseye hiç bir şey açıklayamayacak kadar gergindim. Tek temennim bugünün bitmesiydi...
Oya'nın dediği gibi olmuştu. Ege gelmemişti. Çıkış zili çaldığında ne yapacağıma karar vermiştim artık. Kardeşime gelmeyeceğime dair mesaj attıktan sonra kararlı adımlarla sınıftan çıktım. Hedefim tam da önümdeydi. Beni kimse durduramazdı bu saatten sonra.
"Çınar. Çınar!"diyen tanıdık bir ses koridorda yankılandı.
"Ne var Ceren?"diyerek ona döndüm.
Ben büyük adımlar atarak ilerlerken o ise bana yetişmeye çalışıyordu.
"Ne yaptığını görebiliyorum!"
"Ee? Yani?"
"Yapma."
Histerik bir şekilde güldüm."Ceren uzak dur."
"Çınar böyle olmaz bak-"
"Karışma."
Ceren oflayıp beni takip etmeyi bıraktı. Bahçeye çıktığımda hala onların peşinden gidiyordum. 5 kişilerdi. Önce çıkış kapısında biraz oyalandılar. Daha sonra birisi arabayla gitti ve diğerleri öbür tarafa yürümeye başladılar. Hedefimde Ahmet ve daha sonrasında Eren göteleği vardı.
Sanırım ilerideki parka gidiyorlardı. Ahmet sigarasını yakmış ilerliyorken arkalarından yetiştim ve ıslık çaldım. Ahmet sikine takmazken Eren beni fark edip onu uyarmıştı. Ben boşuna göt kılı dememiştim ona:)
