"Nerdeyse bitti"dedi Rosa ellerini saçlarımdan çekerken.Bu gece için çok titiz hazırlandı herkes ve tabi bende.Bu davet belkide ailemin ve dahi benim kaderim olacak.Rosa önümden çekilip aynada kendimi görmemi sağladı.Evet hiç de fena değil.
"teşekkür Rosa"dedim aynada kendimi izlerken
"rica ederim Leydim."dedi ve odadan çıktı.
Ne acı dışarı da birçok insan katlediliyorken biz burada eğleniyoruz.Bizi onlardan ayıran sadece Alman askerleri tarafından örülen uzun bir duvar.Ama Almanlara göreyse daha fazlası.Bu ülkeyi ilk başlarda çok sevdim.Ne de olsa Fransa aşk ülkesiydi bütün dillerde.Ancak savaşın başlaması Almanların Fransa'ya girmesi burasını hiç de yaşanacak bir yer yapmadı.
Birçok Diplomat, asker, memur, çocuk, kadın, adam, bebek biranda ortadan yok oldu.Kimse onların biranda nereye gittiklerini bilmiyor ama kimlerin nerelere gönderebileceğini elbette tahmin ediyor.
Biz bu ülkede hala saygı gören birkaç aileden biri olarak yaşamaya çalışıyoruz.Babamı ne zaman öldüreceklerini bilmeden tabi.Tüm duam biran önce Rusya'ya dönmek.Annem bu savaş olayları başladığından beri tedirgin, ablam ise sevgilisi bir Fransız askeri olduğu için gergin, babam ise koca bir belirsizlik.Bana gelince ben herkesi idare etmeye çalışan küçük Anya.
Bugün Yahudi dostlarımıza yemek götürenediğim için üzülürken annemin
"yakında aynı duruma düşeceğiz, biraz bizi düşün"demesi bana savaşın soğuk yüzünü bir daha gösterdi.
Fransa da Almanların başı olan general Wilhelm bugün Fransada yaşayan çok az sayıda ki soylu ile beraber birşeyler yemek istemiş.Bakalım yine ne yumurtlayacak!En sonki davette bu Yahudi mahallesine duvar örme olayı yaşandı.Umarım şimdi daha kötüsü olmaz.Dün Bay Abell kamplardan söz etmişti umarım böyle birşey olmaz.
Anneme ve ablama göre onlar ile konuşmam bile tehlikeliymiş ancak ben olmasam Bay Abell in küçük oğlu akşama aç uyumak zorunda kalacak.Yakında nasılsa buradan gideceğiz o zaman da elimizde bulunan yiyecekler atılacak.Şimdi hiç olmazsa onlar da faydalanıyor.Zaten son olanlar onlar için çok onur kırıcıydı."Anya hadi gidiyoruz"
Aa ablam gelmiş
"tamam Tina geliyorum"
"umarım yine aklında Yahudiler için bir plan yoktur"
"nerden çıktı bu Tina"
"ne bileyim sanırım babamın başı gitmeden bu işten vazgeçeceğin yok da"
"saçmalıyorsun abla."
"tamam öyle olsun ama babama birşey olursa tüm suç senin ve o lanet olası Yahudilerin.Bak birkez daha diyorum Almanlar senin Yahudilere yardım ettiğini duyar ve babamın kılına zarar verirse seni asla affetmem"dedi ablam işaret parmağını bana sallarken.
"korkma abla öyle birşey olmayacak"dedim ve onu sakinleştirmek adına kucakladım.
"tamam neyse sen dediklerimi unutma da.Friedrich den da hala bir haber yok.Deliriyorum artık!Acaba şimdi nerde, nasıl, napıyor? Ahh Anya"
"üzülme nolur Tina.Ben inanıyorum Friedrich sana verdiği sözü tutup geri gelecek"dedim ve koluna girerek odadan çıkardım.
Annem ve babam çoktan hazır bir şekilde kapıda bizi bekliyorlardı.
"afedersiniz benim hatam Tina yı lafa tuttum "dedim annem ve babamın bizi azarlamasına fırsat vermeden
"önemli değil canım kızım.Hazırsanız çıkalım"dedi babam paltosunu giyerken.Davet yeri eski devlet opera binasıydı.Tabi eskiden şimdi ise yalancı yüzlerin mekanı.
"Anya çok rica ediyorum lütfen general Wilhelm ile söz düellosuna girme!" dedi babam arabadan inerken.
"neden baba?"dedim şaşırarak çünkü babam benden daha önce böyle birşey istemedi.
Babam anneme ve Tinaya kısa bir bakıp beni kolumdan çekerek ileri götürdü
"sanırım bizim yaptığımız yardımlardan şüpheleniyorlar.Bugün konsolosluğa gelip benimle konuştu.Yahudilere yardım yapanların cezaları halkında epey bilgi verdi.Ama asıl amacı bana ikaz vermekti.Bak tekrar diyorum sakın Anya"dedi babam.
"inanmıyorum yaa.Nasıl bir canilik bu?"dedim ancak yanımıza annem ve Tina geldiği için devamını getiremedim.
"girelim lütfen hava çok soğuk"dedi annem Tina nın kolundan çıkıp babamın koluna girerken.Davet bütün sıkıcılığı ile devam ediyordu.Etraf tam da tahmin ettiğim gibi leş kargaları ile dolu.
"sevgili dostlar!Geldiğiniz için hepinize teşekkür ederim.Yüce Führer Adolf Hitler in sayesinde yeni bir düzen kuracağız.Merak etmeyin Führer sizin bu sadakatinizi asla boş çevirmeyecek!Şimdi eğlencenize bakın" dedi Alman general Wilhelm.Aman ne hoş!
Davet son hız devam ederken ben de bütün dikkatimi Wilhelm e verdim.Tanrım nasıl bir cani bu böyle? Öldürdüğü onlarca insan sonunda nasıl başını yastığa rahat koyabiliyor?
İnsanlar dışarıda ki savaşa aldırmadan dans pistini doldururken içeri birden bir asker girdi.Doğruca Wilhelm in kulağına eğilip birşeyler söyledi.Wilhelm askeri büyük bir dikkatle dinledi ve sonra askeri yolladı.Tanrım yine kime zarar verdiler acaba?Davet sonunda evimize gelip odalarımıza çekildik.Yorucu bir davetti.Birçok yapay yüze gülüp etraf da dünya barışından söz eden Wilhelm ı duymak gerçekten ruhumu yordu.Herkes uykuya daldıkdan sonra mutfağa doğru süzüldüm.Çekmecelerin birinden aldığım beze ekmek, reçel ve peynir koyup kapıdan çıktım.Davet yüzünden Bay Abell gile gidemedim.Umarım küçük Jader aç uyumamıştır.
Gizlice bahçeden geçip yan binaya girdim.Binanın en üst katına çıktım.Daha sonra baca açılan duvara geldim.Anlaştığımız gibi 3 kere tıkladım.Kısa bir süre sonra duvar hareketlendi.
"Bay Abell çok üzgünüm rahatsız ettim ve yine çok özür dilerim bu akşam vaktinde gelemedim"dedim saç ve sakalı karışmış adam bana minnetle bakarken.
"aa leydi Anya, çok teşekkür ederim size.Üzgün olmanıza gerek yok zaten aylardır rahat uyuyamamıyoruz ve özür dilemesi gereken de benim size böyle bir riske sokuyorum"dedi utanarak yere bakarken.
"o nasıl söz Bay Abell.Merak etmeyin ben halimden memnun.Hem sizin bizim üzerinizde olan emeğini nasıl unuturuz.Siz olmasanız tek bir nota piyano çalamazdım"dedim minnetle soğuk elini tutarken.
"şey ben size biraz yiyecek getirdim.Çok değil ama idare edin lütfen"dedim hazırladığım yiyecekleri uzatırken.Kendi bahçemize girdiğimde birden bir araba sesi duydum.Sonra daha da acele edip mutfak kapısından evin içine geçtim.Gece gece Paris sokakları artık iyice güvensiz oldu.Odama geçip başımı rahat bir şekilde yastığa koyduğum sırada sokakta bir çığlık koptu.Çok yakından geliyordu.Hızla yataktan kalkıp perdeyi açtım.Alman askerler yan binaya gelmişti.Aman tanrım dibimize girdiler.Odamdan çıkıp anne ve babamın odasına girdim.Tina da buradaydı
"baba buda ne böyle?" dedim camın önümde babamın yanında yerimi alırken
"bilmiyorum Anya tek bildiğim çemberin iyice daraldığı"dedi babam elini omzuma koyarken
"gidelim artık Vladmir buradan"dedi annem korku ile şalına sarılırken.Babam benden ayrılıp annemin yanına geçti
"korkma Katia yarın bir mektup yazacağım Rusya'ya."dedi ve annemin yanağına bir öpücük kondurdu.Onları izlemeye daldığımız bir sırada sırada kapı hızla çalmaya başladı.Tina korku ile yerinden sıçradı.
"açmayalım"diye atıldım hemen.
"saçmalama elinde sonunda girecekler.Kaçmamızı gerektirecek bir durum yok ortada"dedi babam ve kapıyı açıp aşağı indi.Bizde 3 kadın peşinden indik.Tanrım koru bizi.Babam kırılacak gibi çalan kapıyı hışımla açtı
"ne demek oluyor bu!Benim kim olduğumu bilmiyor musunuz!" demesine kalmadan kapı iteklenerek açıldı.İçeriye birçok alman askeri doldu birden ve en sonda general Wilhelm.Babam geri geri gelip önümüze siper oldu
"general Wilhelm ne demek oluyor bu? "dedi babam
"şu demek oluyor Bay Vladmir bize ihanetiniz ortaya çıktı!"dedi eldivenlerini çıkarırken
"yoo bir yanlışlık olmalı biz size ihanet etmedik"dedi babam korkarak.
(Ölüm kokusu alıyorum)
"getirin"dedi Wilhelm yanındaki askere dönerek.Asker hemen çıkıp gitti.Çok geçmeden yanında sürüklereye sürüklereye bir adam getirdi.
"işte ihanetin Vladmir!"dedi adamı göstererek.Adama dikkatli bakınca onun Bay Abell olduğunu anladım.
"Bay Abell"nidası yükseldi boğazımdan birden.
"takendisi."dedi Wilhelm
"üzgünüm Leydi Anya.Oğlum Jader in hayatı sözkonusuydu"dedi yaşlı gözlerle ve sonra ne olduğunu anlamadan Wilhelm in tabancasından çıkan kurşunla salonun ortasında öldü.Annem biranda çığlığı bastı.
"işte Vladmir!Şimdi ihanetini ödeyeceksin!"dedi ve tabancayı babama doğrultu.Tina biranda yanımdan geçip babama siper oldu
"buna izin veremem general Wilhelm"dedi öne atılarak.Babam ise ablamı geçip Wilhelm e yaklaştı
"beni öldür ama kızlarıma ve karıma zarar verme Wilhelm.Bırak onlar yaşasın!"dedi yalvararak.
"demek onlar yaşasın!"
"dostluğumuzun hatrına lütfen Wilhelm.Bırak gitsinler.Rusya ya dönsünler"dedi yaşlı gözlerle.
"öyle olsun ama bu senin yaşayacağın anlamına gelmez!Siz bayanlar en geç sabaha evi boşaltarak ülkeyi terk edebileceksiniz.Yanınıza em fazla 15 kilo alabilirsiniz"dedi ve babama tekrar döndü.
"şimdi eski dostum cehennem de görüşmek üzere"dedi ve silahı çekip babamı vurdu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Hikayem
Historical Fiction2.Dünya Savaşında hayatımı değil ama hayatındakileri kaybeden bir genç kadının hikayesi...