1.BÖLÜM

917 30 2
                                    

Mucizelere inanır mısınız?
Ya da birgün herşeyin düzeleceğine?

Ben inanırım.

Her ne kadar kötü şeyler yaşamış olsamda iyi günlerin yakın olduğuna inandırırım kendimi çünkü benim içimde hiç sönmeyen ucu hep yanmaya hazır olan bir umut var. Ve onu her daim yakmak için hazır olan çakmak misali sabrım var. O ikisi olmasa ben ben olmaktan çıkarım.

Çünkü umudumu yitirirsem hiç kalkamayacağımı biliyorum.

Herşeyin benim için ablam için daha kötü olacağını bilirim.

Kendim için değilse de ablam için o umut hep olmalı çünkü ablamın bütün umudu bendim biliyorum. Kaç kere bana 'sen olmasaydın ben de olmazdım.' dediğini hatırlamıyorum. Ama tek bi' şeyden emindim. Oda birbirimizi çok sevdiğimiz gerçeği.

Ben Rümeysa Kaya annesini ve babasını 14 yaşında kaybetmiş, 15 yaşında okulumu bırakmak zorunda kalmıştım. Ablamla bir sürü engeller aşmış ve birbirimize sıkı sıkıya bağlanmıştık. Birbirimizi zorda olsa toparlamıştık.

Mardin de yaşıyorduk. Küçükte olsa bir evimiz vardı. bize de yetiyordu. Hem kirası da yoktu ki bu iyi yanıydı ve Ben ablamdan uzak kalmak istemediğim için aynı yerde çalışıyorduk ki gerçekten çok iyi maaş veriyorlardı. İkimize de fazlasıyla yetiyordu. Tabii benim param alışverişe gidiyordu. Ablamınki eve.

Şuan ise işe gitmek için hazırlanıyordum. İlk önce yaz olduğu için üzerime beyaz bir tişört, altına ise çok sevdiğim ayak bileklerimde biten pileli siyah eteğimi giydim. Saçlarım zaten doğal dalgalı olduğu için tarayıp açık bıraktım. Küçük siyah çantamı açıp içine telefonumu, tokamı, parfümümü ve pembe glossumu koydum.  Evimiz tek katlı olduğu için hemen küçük salonumuza doğru ilerledim.

Salona girdiğimdeyse ablam üzerini giymiş beni bekliyordu. Beni gördüğünde ise hemen yanıma yaklaşmaya başladı ve o enerjik sesiyle "günaydın güzelim" dedi. Yanıma yaklaştığın da ise her iki yanağıma birer öpücük kondurduğun da bende aynı enerjik sesimle "Günaydın ablam." diyip ben de onun tombik yanaklarını ısırdım. Ben de ablam gibi tombul yanaklıydım. Ve size şunu söylemem lazım ki insanların yanaklarını acayip bir şekilde ısırmayı çok seviyorum hele ki bebeklerin yanaklarını daha bir seviyordum.

Ablam artık bu huyuma alıştığı için hemen kalçama şaplağı basıp mutfağa ilerletti bizi.

Mutfağa girip önce ketıla su doldurup kaynamaya bıraktım. Ardından buzdolabına ilerleyip kahvaltılıkları masaya dizmeye başladım. Ablamda buzdolabından İki yumurta çıkarıp tavaya yağı döküp ocağa bıraktı. Ablam yumurtayı pişirirken Bende hemen tabak, çatal ve çay bardaklarını masaya dizdim. Çayda demlendikten sonra bardaklara doldurup masaya bıraktım.

İkimizde hemen birlikte kahvaltımızı yapmaya başladık. İkimiz de doyduğumuzda ablam kahvaltılıkları buzdolabına bırakırken bende bulaşıkları elle hemen yıkayıp tezgaha durulanmaları için bıraktım. İkimizde işlerimizi bitirdikten sonra ablam salona ilerleyip çantalarımızı alırken bende kapının yanındaki siyah ayakkabımı giyerken ablamda hemen gelip ayakkabısını giymişti.
Kapıyı kilitlediğimde 10 adımla küçük bahçemizden çıkıp bahçe kapısını kapattım.

Ve ikimizde hemen yarım saat uzaklıkta olan HANCIOĞLU konağına doğru yürümeye başladık.

~~~

Yarım saat sonra;

Konağa vardığımızda hemen konağın küçük ön kapısına doğru yürümeye başladık.

DEVRAN BEYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin