Bir süre bana soran gözlerle baktiktan sonra konuşmaya devam etti ;
" Sen benim geçmişimi neden merak ediyorsun Sırat Soydanlı ... "
....
Amina ' nın sorduğu soruyla kafamdaki fırtına daha da yellenmişti. Neden merak ediyordum sorusuna ne diyebilirdim. Artık karımdı ve istediğimi söyleyebilir ve yapabilirdim. Onun bu konuda hiçbir günahı yoktu. Ama bunu ona belli edemezdim. Açıklamalarını duymamış gibi davranacaktım.
" Sen bu dakikadan itibaren benim karımsın. Her ne kadar iki hafta olacak olsa da başımı eğdirecek en ufak hareketinde bu evin avlusuna seni gömerim bırak ailen tüm İran arasa bulamaz seni " dedim.
Sert sesim onun geri çekilmesine sebep olmuştu. Onu korkutmak bana iyi geliyordu. Benden korkması ama bana bir o kadar da yaklaşmaya çalışması içimdeki anlamsız duyguyu harekete geçiriyordu.
" Ben senin gerçek karın değilim . Hala anlamak istemiyorsun geçmişim ne önemi var bak şuan burdayım seninde davrandığın gibi iki haftalık kölenim hadi napacaksan yap bana Sırat. Zaten acı çektirmek istiyorsun hadi bitsin." Dedi. Gözlerinden sicim sicim akan yaşlar boynuna inmişti.
Hızla yanına yaklaştım. Gözlerini gözlerime odakladı ve hiç kırpmadan bakmaya başladı.
Islak kirpikleri , kurumuş dudaklarıyla hırçın ve kadınlığı ön plana çıkıyordu. Ensesini sıkıca kavradığım da gözlerini hızla kapattı. Sertçe dudaklarına yapıştım. Ona ceza vermek istiyordum. Canını yakmak istiyordum. Ama dudaklarının tadını aldıkça onun canını yakmaktan çok ona zevk veriyordum. Dilimi dudaklarının içerisine itmeye çalıştığım da engel oldu. Diğer elimle belini sertçe kavrayıp kendime yapıştırdım.
Dudaklarımıza akan tuzlu suyla durdum. Ağlıyordu. Sinirle geriye çekildim. Benimle öpüşmek istemiyordu. Belli ki aklında başkası vardı. Bu düşünceyle daha da sinirlenmiştim.
Gözleri kapalıydı.
" Sen benim Eğretimsin bunun için para aldın ne o yoksa diğerlerine de mi böyle davranıyordun ."
...
Dedikleri kulaklarım da yankılandı. Diğerleri kelimesini duyduktan sonra aklım, kalbim yerinden gitmişti. Beni ne zannediyordu bilmiyordum ama ruhum tarifi edilmez bir dalgalanmaya yelken açmıştı.
Olduğum yere çöktüm. Artık sessizce ağlamıyordum. Delicesine haykırıyordum. Ailem için , kaderim için , mahvolan hayatım için. Ellerimi başımın arasına almış bağırıyordum.
'' Yeter anlıyomusun yeter. Bende insanım benim de bir kalbim var . Ben orospu değilim mecburen burdayım benimle konuşmak zorunda değilsin yalandan korumak zorunda değilsin evet para aldım Allah kahretsin ki evet para aldım . Allah canımı alsın da kurtulayım . Zaten İran ' da bu duyulursa canımı alacaklar .Hatta sen al canımı . !! ''
Deli gibi bağırıyordum. Korkuyordum. Hayatımı kendi ellerimle mahvediyordum. Kafamı dizlerime gömdüm ve sessizce ağlamama devam ettim.
Sırat hafifçe yanıma eğildi ve dizlerimin önüne çöktü . Ellerini dizlerime dayadı. Kafamı kaldırıp baktığım da yüzünde anlayamadığım bir acıma duygusu vardı.
'' Bana acıma öyle bakma yüzüme '' dedim . sesim kısılmıştı ister istemez.
Yanağımdan tutup çenemi kavradı. Yanaklarımdan süzülen göz yaşlarımı sildi. Yüzüme öylece bakıyordu. Yaklaştı ve alnımdan öptü. Tepkisiz bir şekilde onu izliyordum. Ayağa kalktı ve ellerini cebine koydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞİRETİN SOYU (Düzenlenecek )
General FictionBen Amina . Eğreti gelin Amina. Kaçınız hikayemi biliyorsunuz ? Uzaklardan gelip yurdunuz da Sırat'ın kollarına sığınan Afganistanlı Amina 'nın yürek burkan öyküsü.