Halen şehre dönmedik , sizin için evden uzaklaştım int çeken yer arıyorum insaf ama ya : D 🥺💗
Hyunjin
Bir günlüğüne beni zorla da olsa okuldan kaçırmış , gezecegimizi söyleyip günümü ele geçirmişti. Kim bilir yine nereye götürecek beni... Umarım aklımdan geçen yerlerin hiçbiri değildir.
O günden sonra yaklaşık üç gün boyunca sakin zaman geçirdik. Arada benimle birlikte ders çalışıyor, bazen ona kitap okumamı isteyip bana şarkı söylüyordu. İnsan olmaya çalışıyordu işte.Arabadan indiğimiz sırada daha etrafıma bakmadan ona döndüm.
" M-minho, ne-nereye geldik?"
Anahtarı cebine atmış , ardından yanıma gelip elimi tutmuştu.
" Dön bak bakalım nereye geldik.."
Arkamı döndüğümde hiç bu kadar mutlu olacağımı düşünmemiştim. Müze mi...hemde nostalji müzesi...oturup ağlamak istiyorum,hep gelmek istedim.
Gözlerim dolduğu sırada bana bakıp güldü." Hey ağlayacaksan dönüyoruz!"
" H-hayır ha-hayır..."
Yüzüme yaklaşıp dudaklarımdan öpmüş, ben ağlayacakken izin vermeyip ikimizi de içeri sokmuştu. Burası öyle herkesin girebileceği bir yer değildi.. giriş zor ve pahalıdır... Yanımdaki dünya zengini ondan rahat tabii.
İçeride gezdirdiğim bakışlarım parlıyordu resmen. Öyle güzel bir havası vardı ki, yoğun kahve renkleri... Kasetler, kitaplar, müzik aletleri, aklınıza eski ne gelirse.
" Gel ilk buraya gidelim ."
Beni ilk kitapların yanına sürüklediği sırada sesimi çıkarmadan onu takip ettim. Burada ölebilirim.
Kitapların arasına girdiğim an hiç çıkmak istemedim. Dakikalar boyunca ona anlatmamı istedi, susturmadı bu sefer. Ben anlattım o dinledi.
Kitaplardan birini elime tutuşturdu ve telefonu çıkardı.
" Hyunjin, gülümse."
" Ah ne-neden?"
" Fotoğraf çekelim."
Fotoğraf çekmeyi seviyorum..ama kendimi değil. Zorla da olsa gülümsedim, onlarca fotoğraf çekti... Salmadı beni. Biz bir süre müzeyi gezdik, elimi bir saniye olsun bırakmadı.
Biz kitapların arasında gezinmeye devam ederken bir rafta durup bakmaya başladım. Elimi bırakmış , bana arkamdan sarılmıştı.
" M-minho, bir-biri görebilir.."
" Görsünler bebeğim."
Ne desem de bırakmaz biliyorum. Dakikalar birbirini kovaladı, biz oradan çıktığımız sırada bir sürü yer gezdik. Şüphesiz hayatımın en güzel günüydü. Arabaya bindiğimiz sırada kahvemi elime tutuşturmuş ve çalıştırmıştı.
" Minho.. "
" Efendim güzelim? "
" Te-teşekkür e-edi-ediyorum."
" Ne için?"
" Bugün, ç-çok gü-güzeldi."
Bana bakıp gülümsemiş, elimi tutup üst üste öpmüştü. İnanılmaz garip.
" Bende teşekkür ederim."
" Ne-neden?"
" Hâlâ benimle olduğun için."
Hafif gülümseyip döndüm önüme. Yol boyunca açtığı sakin şarkı uykumu getirmiş olacaktı ki gözlerimi kapattım. Uyumadım, sadece gözlerim dinlensin istiyorum. Araba durduğu sırada gözlerimi açacaktım ki yüzümde hissettiğim dudakları bana engel oldu.
![](https://img.wattpad.com/cover/332103669-288-k783649.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MOKİTA - HyunHo -
Фанфик• Yüreğinden yaralı bizim hikayemiz, Kaderimden kalanı silsem de gitmiyor.• 19/01/23