B-3

647 34 167
                                    

Demir: Tuana! Bu kadar yeter, koruma istemiyorsun diye çocuğa iftira atma. Çağan iyi biri öyle birşey yapmışsa da bir bildiği vardır.

Tuana: gerçekten 2 gün önce tanıdığın çocuğa mi inanıyorsun baba?

Demir: Yeter dedim Tuana.

Tuana: baba ben koruma falan istemiyorum, işlerime engel oluyor.

Çağan: (at yalanı diye bir söz vardır)

Demir: ne kadar istemesen de Çağan'ı kendi isteği olmadan işten çıkarmayacağım.

Tuana: tamam baba, senin istediğin olsun. (Çağan'a, kötü bı bakış attım, gözlerini devirdi.)

Demir: oğlum sana demeyi unuttum, sana da bu evde bı oda ayırttım burda kalman amaçlı sözleşmede de yazıyordu zaten sen yarın yerleşirsin oraya bi kaç kişi göndertirim evine eşyalarını getirirler buraya.

Çağan: (sözleşmeyi okumamıştım ve bundan haberim yoktu ama yine de bozuntuya vermedim)
tabii efendim.

-

Ertesi gün

Demir: eşyalarını getirdiler Çağan'cım odanda, istediğin gibi yerleşebilirsin, Tuana da yardım etsin sana, değil mi kızım?

Tuana: Ya baba ben ne alaka kendisi yapsın işte koca adam

Demir: Tuana dedim.

Tuana: off (diyerek Çağan'ı odasına kadar takip ettim, arkadan babamın "babaya of denmez" sözlerini duymazsam olmuyordu tabii.

Tuana: Çağan'ın odasını yerleştirmeye yardım ederken gözüme birşey ilişti ve aldım. bı oyuncak bebekti bu ama normal bı bebek değildi, korkunçtu annabell gibiydi resmen, Çağan arkasını dönmüştü ama bı anda önüne döndü ve gözlerinin fal taşı gibi açıldığını gördüm bana doğru öfkeyle geliyordu.

Çağan: Ne yapıyorsun sen! Ver onu bana.

Tuana: neden böyle birşey taşıyorsun yanında?

Çağan: seni ilgilendiriyor mu?

Tuana: sadece sordum (dedim, ellerimi havada teslim olmuş gibi kaldırarak. Sonra geriledim ve diğer eşyaları yerleştirmeye başladım, Çağan'a baktığımda o bebeği birşeylere sardıktan sonra çekmeceye koydu ve kilitledi. Neden çirkin ve ürkütücü bir bebeğe bu kadar önem veriyordu ki..)

-

Gece yarısı

Tuana: uyandım ve saate baktım 03:45:ti. Susadığımı farkederek yataktan sarsılarak kalktım, uyku hâliyle mutfağa doğru ilerledim ve mutfağın kapısına geldiğimde şok olmuştum. Bir oyuncak bebek vardı, ışığı açtığımda bu bebeğin Çağan'ın bebeği olduğunun farkına vardım ve çığlık attım, 10 sn içinde Çağan'ın koşarak geldiğini gördüm.

Çağan: NOLDU TUANA?!

Tuana: Ça-Çağan şuna bak senin bebeğin bu (diyerek mutfak kapısını gösterdim, fakat yine şok olmuştum çünkü bebek yoktu..)

Çağan: Tuana ne saçmalıyorsun sen bunun şakası mı olur? Bı daha o bebek hakkında konuşma!

Tuana: dedi ve beni dinlemeden gitti. Halüsinasyon gördüğümü asla düşünmüyorum, ve birşeyler döndüğünden eminim.

-

Sabah

Uykumu kesen telefonumun çalmasıydı, kim olduğuna bakmadan açtım.

Tuana: alo?

Burak: Uykunu mu böldüm uykucu?

Tuana: ha, yok ya, bişey mi oldu bu saatte aradın?

Burak: bu saat dediğin 14:35 mi?

Tuana: Ne! O kadar oldu mu? Niye bu kadar uyumuşum ki of

Burak: neyse neyse ben şey için aramıştım, ne zamandır gorüşmediğimizi farkettim bu yüzden bu geceye plan yapma!

Tuana: doğru bayadır görüşmüyoruz gerçekten, ama nereye gidicez ki?

Burak: bara?

Tuana: çok iyi olur kafam dağılmış olur hem.

Burak: çok iyi o zaman ben seni akşam 19:00 gibi alırım?

Tuana: olur olur, hadi görüşürüz Burak'cımm

Burak: görüşürüzz

Tuana: ( üstüme eşofman giyip aşağı indim Çağan koltukta oturmuş telefonla oynuyordu)
Beni neden uyandırmadın?

Çağan: çünkü senin alarmın değilim?

Tuana: hahaha çok komiksin sen

Çağan: biliyorum

Tuan: egoist

Çağan: ben ve ego yan yana bile gelemez.

Tuana: tabii canım.

-

Tuana'dan

(Şuan 2 saattir dolabımla bakışıyorum ve ne giyeceğimi bulamıyorum, derken neyse ki bu evde Çağan adlı birinin de olduğu aklıma geliyor.)
ÇAĞAN!

Çağan: (Tuana bağırıyordu, önemli birşey olacağını düşünüp yukarı koştum fakat gayet rahattı.)
Neden bağırıyorsun?

Tuana: bak şimdi ben akşam gece kulübüne gidicem ama ne giyeceğimi bulamıyorum, bu yüzden sen bana seçiceksin.

Çağan: yalnız ben sizin korumanızım stilistiniz değilim Tuana hanım.

Tuana: napabilirim? seç hadi zorunlu

Çağan: peki (dolabına bı kaç dakika göz gezdirdim ve arkalarda gözüme bı elbise ilişti aldım ve Tuana'ya verdim.)

Info;

Tuana: Nasıl, olmuş mu?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Tuana: Nasıl, olmuş mu?

Çağan: baya..yani, gerçekten çok güzel görünüyorsun...

Tuana: sevindim. (Çağan odadan çıktıktan sonra makyajımı yaptım ve saçımı sıkı bi at kuyruğu yaptım, ardından aşağı indim. Çağan beni bekliyordu.)

Çağan: arabayı ben sürücem, baban çok sakar olduğunu bu yüzden benim sürmemi istediğini söyledi :).

Tuana: Burak'la gideceğim, gerek yok :)

Çağan: gideceğiz :D

Tuana: off sende geliyorsun değil mi, unutmuşum (derken telefonum çaldı Burak'tı. Bana geldiğini söyledi bende geliyorum dedim ve Çağan'la evden çıktık.)

Burak: bu kim?

Çağan: Çağan ben, Çağan Efe.

Burak: (Tuana'ya baktım.)

Tuana: korumam..(Burak kendini gülmemek için zor tutuyordu.)
Burak! Çarpıcam bı tane bak!

Çağan: çarpar.

Burak: tamam soru sormuyorum binin hadi.

-

Askolar nasilsiniz ben iyiyim sukur, 10 yil sonra bolum attim by the way umarim guzel olmustur, neyse hadi bye diger bolumde gorusuruzz

𝐋𝐨𝐯𝐞 𝐖𝐢𝐭𝐡𝐨𝐮𝐭 𝐁𝐨𝐝𝐲𝐠𝐮𝐚𝐫𝐝 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin