Çağan'dan
Tuana aşağı inmişti, doğruyu söylemek gerekirse çok güzel görünüyordu ama onu biraz sinir etmekten bir şey olmazdı :)
Ç: Elbisen güzelmiş.
T: Her zamanki gibi güzelim işte :)
Ç: Ben elbiseyi kastetmiştim?
Tuana göz devirirken ben sırıtıyordum.
T: Çok konuşma da gel, geç kalacağız.
~
Tuana'dan
sonunda gelmiştik, babamı gördüm yanına doğru ilerlemeye başladım, Çağan'ın arkamdan geldiğini hissediyordum.
D: Kızım, çok güzel olmuşsun.
Gülümsedim.
T: Senin şıklığına ne demeli peki babacığım?
Birlikte güldük, babam Çağan'a döndü.
D: Çağan sen gelsene şöyle, Tuana sen burada kal.
T: birşey mi oldu baba?
D: Yok kızım yok, sadece küçük bir konu vardı onu konuşacaktım.
Kafamı salladım, yanımdan ayrıldılar.
Anlam verememiştim, babamın, benim bilmemi istemediği Çağan'la konuşacağı ne olabilirdi ki?Çağan'dan
Demir Bey'le balonun dışında, sakin bir yere gelmiştik. Etrafına göz atıp, konuşmaya başladı.
D: Çağan, bak bu partiye rakip şirket de davetli. Bizim aramız, o şirketin ortaklarıyla hiç bir zaman iyi olmadı çünkü..
Biraz duraksadı, merak ederekten devam etmesi için başımı salladım, tekrar söze girdi.
D: Bir kaç yıl önce, o şirketin kurucusunun oğlu Arda, Tuana'ya aşıktı hatta takıntılıydı diyebilirim. Tuana onu hiç bir zaman sevmedi çünkü o çocuğun aşkı, korkutucu derecede tehlikeliydi. Bu partiye büyük ihtimal o da gelecek hâlâ Tuana için herşeyi yapar, onu görmesine ve ona yaklaşmasına izin verme. Ben sana güveniyorum oğlum, Tuana sana emanet.
Duyduklarım karşısında tepkisizdim, öylece Demir Bey'e bakıyordum. Kendime gelip söze girdim.
Ç: Tuana için tehlikeli bir durum söz konusuysa neden buraya gelmesini özellikle istediniz ki?
D: Sen evde Tuana'ya, şirketin partisi olduğunu söylediğinde, büyük ihtimal gitmek istemeyeceğini düşündün çünkü o gitmek istemiyormuş gibi davrandı değil mi? Ama tam tersi o her şirket partilerine, balolarına normalden daha çok özenir ve gelmek ister ama bunu belli etmez. Eğer ben onun gelmesini istemeseydim o bu işin içinde birşey arardı. Ve Tuana küçüklüğünden beri bir işe koyulmuşsa o işin peşini asla bırakmaz.
Sen ne yap et Tuana'yla partiden erken ayrıl.Hayretle kafamı salladım ve söze girdim.
Ç: Merak etmeyin, Tuana'ya birşey olmasına asla izin vermem.
Demir Bey'in yüzündeki gururlu ifadeyi görebiliyordum.
Biri bana güveniyorsa, o kişinin güvenini kırmak yapmak isteyeceğim son şey bile değildir.~
T: Artık söyler misin Çağan?
Ç: Kızım, sen beni anlamıyor musun? Söyleyemem ne demek.
Tuana sabahtan beri Demir Bey'in bana söylediği şeyi öğrenmeye çalışıyordu, ama artık pes etmiş gibiydi.
T: Of seninde ağzından bir kelime alınmıyor, daha fazla uğraşamam ben içecek alacağım.
Ç: Bende geliyorum.
Dediğim an, Tuana arkasına döndü ve göz göze geldik. Şuan çok yakındık ve bu beni sebepsizce heyecanlandırıyordu.
T: Bir dakika yalnız bırakamıyor musun beni, çok mu aşıksın bana?
Daha önce söylediği hiç bir cümleyi bu kadar ciddiye aldığımı hatırlamıyordum. Peki ya o? O ciddi miydi bu sözcüklerinde?
Tuana'dan
Gözlerini, gözlerime kenetlemişti, neden bu kadar ciddi bakıyordu? Şaka yaptığımı anlamayıp bana kızmış mıydı yoksa? Bunu test etmenin bir tek yolu vardı.
Geri adım atıp gülmeye başladım, bana anlamayan gözlerle bakıyordu.
Çağan'dan
Gerileyip gülmeye başlamıştı, bir an olsun şaka yapması gibi bir düşünce aklımdan çıkmıştı sanki. Neden bu kadar etkilenmiştim? Bunun gibi cevaplarını bilmediğim onlarca soruyu geride bıraktım ve bozuntuya vermemeye çalışarak söze girdim.
Ç: Komik miydi?
T: Belki?
Dedi ve hızlı adımlarla içeceklerin olduğu masaya ilerledi.
Ç: Bir daha böyle birşey yapma.
T: Neden, etkilendin mi?
2 saniyelik oluşan sessizlikten sonra yine gülmeye başladı. Sinirlerim bozulmuştu, bu kız ciddi olmak nedir bilmiyor muydu?
Ç: Ciddiyim, Tuana.
T: Neden yapmayayım Çağan? Şaka işte, niye bu kadar ciddiye aldın şakadan anlamıyor musun.
Cevap vermedim, Tuana önüne dönüp içeceklere uzandığında, derin bir nefes alıp arkama döndüm. Gözüme Demir Bey ilişti bana bakıyordu ve girişi işaret ediyordu.
Girişe doğru baktığımda, Demir Bey'in yaşlarında iki adam ve benim yaşlarımda bir adamın, içeri girdiğini gördüm. Onların, Demir Bey'in anlattığı kişilerin olmasını anlamam uzun sürmedi.
Tuana önüne döndüğünde ilerlemesini önlemek için önüne geçtim, anlamaz gözlerle bana bakıyordu. Arda'nın, Tuana'yı görmemesi gerekiyordu.
T: Çağan çekilsene, ne yapıyorsun?
Ç: Olmaz Tuana, bekle iki dakika.
T: Ya kafayı mı yedin niye çekilmiyorsun?
Arkama baktım bu tarafa bakmıyorlardı. Önünden çekildim.
T: Sonunda.
~
Çağan'dan
Tuana hâlâ onu görmemişti, biraz ötede bir kaç arkadaşıyla konuşuyordu, benim gözlerim ise Arda'nın üzerindeydi. O da birileriyle konuşuyordu. Tuana yanıma yaklaştı ve söze girdi.
T: Neyin var?
Ç: Birşeyim yok?
T: O zaman neden cesedini saklayamamış seri katil gibi davranıyosun?
Ç: Of Tuana, yok birşey işte.
Peki deyip arkasını döndüğünde tekrar Arda'ya baktım, Tuana'ya baktığını görmemle ayağa kalkmam bir oldu. Kalabalıktan tam olarak ne yaptığını göremesem de ayağa kalktığını gördüm. Buraya yaklaştığını anlayınca Tuana'nın elini tuttum ve gözüme gelen en güvenli yere doğru ilerledim.
T: Çağan! Ne oluyor bugün sana? Niye lavaboya getirdin beni? Hey, sana söy-
Tuana'dan
Çağan beni lavabonun kapısına yaslamış, üstüne ağzımı kapatmıştı. Şaşkın gözlerle ona bakıyordum. Burası karanlıktı, ışıklar yanmıyordu.
Yüzüme yaklaştı nefesi yüzüme değiyordu. Söze girdi.Ç: Biraz susar mısın?
•
Eveett, bolum bu kadardı ben bolumun cok guzel oldugunu dusunuyorum ama biraz kısa oldu sanirim, onu da diger bolumlerde telafi ederizz. Sizleri cok seviyorum oy vermeyi unutmayınn, bolum hakkinda fikirlerinizi yorumlarda bekliyorumm.🧡

ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐋𝐨𝐯𝐞 𝐖𝐢𝐭𝐡𝐨𝐮𝐭 𝐁𝐨𝐝𝐲𝐠𝐮𝐚𝐫𝐝
Документальная прозаHer girdiği işten kovulan Çağan, sonunda sabit bir iş bulabilecek mi? Ve bulduğu iş onun başına neler getirecek..