Bölüm atmayalı baya oldu. Bunun için hepinizden özür dilerim. İlham şu sıralar hiç gelmiyordu fakat 2 gündür o İlhamı bulunca kullanmak istedim.
Umarım bölümü beğenir, yorumlarınızı eksik etmezsiniz. Hepinizi çooooook seviyorum.
(Bol bol coooook bol yorum istiyorum)
-
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Duştan Taehyung'un kucağında çıkmıştım. Benimle öyle güzel ilgileniyor, öyle güzel iltifatlar ediyordu ki içimdeki yangın her saniye bedenime daha çok işliyordu. Onun o güzel gözleri gözlerime değdiği an bütün dünyanın gerçekliği benim için sonlanıyor, sadece onun ve benim olduğu o kısa an gerçekliğini koruyordu. Kötü günlerimizin üzerine öyle güzel günler geçiriyorduk ki o günlerin en ufak bir ayrıntısı dahi aklımıza gelmiyordu.
Kendimizi birbirimize o kadar çok kaptırmıştık ki tüm dünyadan soyutlanıp büyülü bir hisse odaklanmıştık. Tabiri caizse aşktan gözümüzün kör olduğu o dönemdeydik, ve sanırım sonsuza dek bu dönemde kalacaktık.
Huzuru bulduğum kucağından beni ayırarak yatağın soğuk yüzeyine bırakmıştı. Hemen sonrasında üzerime eğilerek anlıma ufak bir öpücük yerleştirmişti. Dudaklarının değdiği yer bedenimde ufak bir yangına sebep olmuştu.
"Sana bir hediyem aldım."
Onun bana bir hediye aldığı düşüncesi dudaklarıma bir gülümseme olarak yansırken gözlerim hafiften dolmuştu.
Gözleri gözlerimin dolduğunu fark ettiği an elleri yanaklarıma ansızın yerleşmişti. Parmaklarıyla bulunduğu yeri hafifçe okşamaya başlamıştı.
"Çok hassasınjungkook. Seni şu yataktan hiç çıkarasım yok.Ellerimbedeninin her bir karışında dolaşmak istiyor."
Her bir ayrıntısıyla resmetmek istediğim dudakları kıvrılırkengülümsemişti. "Bedenim, ellerinle sarmalanmak istiyor." Utancımı bir kenara bırakarak topladığım tüm cesaret kırıntılarıyla söylediğim cümle onda hafif bir şok etkisi yaratmıştı. Benden böyle bir cümle beklemiyordu. Daha çok şaşırtacaktım onu.
Yüzündeki şaşkınlık ifadesinin yerini hınzır bir gülüş aldığında yanaklarım çoktan kızarmaya başlamıştı. Yanaklarımda duran elleri kalçalarımın iki tarafına yerleştirirken üzerime doğru hafifçe eğilmişti. Onun bu hareketiyle dudaklarımı gerginlikle ısırarak hafifçe kalçalarımı havaya kaldırarak geriye doğru gitmiştim.
Dudaklarında ki gülümsemeyle ellerine tekrar geri giden kalçalarımın iki tarafına yerleştirirken "Nereye kaçıyorsun böyle? Ellerimle sarmalanmak istiyordun, istediğini vereceğim sana." Diye fısıldadı. Kalın ve derin sesi istemsiz hassas noktam olmaya başlamıştı, ve o çoktan bunu kullanmaya ant içmişti.
