Ekonomi daima önüme çıkan sorunlardan birisi olmuştu. Sürekli elimde olan -ya da olduğunu zannettiğim- imkanları alıveriyordu benden. Ben de öylece izlemekle yetiniyorum, ama bir şeyi çok isteyip de gücünüzün yetmemesi gerçekten acıtıyor. Para. Hayattaki her şeyi ifade etmiyor tabii, ama çok şeyi ifade ediyor. Seçemediğiniz bir şeyin yaşamınızı bu denli etkilemesi ne kadar da ilginç, değil mi? Hayat bazen fazla "adilce" davranabiliyor.
Daegu'da doğup büyümüş biri olarak finansal durumumuz hiçbir zaman refah içinde yaşamaya yeterli olmamıştı. Orası sessizdi, ıssızdı. Biraz da yalnızdı, şehrin çılgın kalabalığından çok uzaktaydı, yeterince iş imkanı yoktu. Geçinmek için yapabileceğin şeyler tarım, hayvancılık ve benzeri mesleklerle sınırlıydı. Kendimi bildim bileli orada bir gelecek istemiyordum. Ama tüm bunlara rağmen huzurluydu da. Sabahın köründe kalkıp keçileri gütmek çok hoşuma gitmese de, en yakın hastaneye gitmek için bir saat yol çekmem gerekse de fazladan yük taşımıyordum zihnimde. Ve hayır, ulaşımımızı traktörle sağlamıyoruz.
İçinde yaşadığım hayat standartları Seul'deki ortalama bir insandan çok farklıydı, bunu oraya adım atıp da Seul'deki fiyatları görünce fark ettim. Bunca öğrencinin yaşadığı şehir bu kadar pahalı olmak zorunda mıydı?
İşte bu yüzden siteye bir iş bulmak amacıyla özgeçmişimi bıraktım. Birkaç çocuğun evine gider matematik dersi verir, paramı alır ve paşa paşa kaldığım yurt odasına dönerdim. İlk hafta boyunca hiç arayan olmadı, bu durum umudumu oldukça kırıyordu. Aslına bakarsanız 1-2 tane arayan oldu, ama onların istediği özel bir öğretmen değildi.
"Kusura bakmayın beyefendi, kızınızın kiralık sevgilisi olamam, benim bir kız arkadaşım var!"
Yine yapacak bir şey bulamadığımdan sıkkınlığın dibini boyladığım bir sabah telefonum çaldı, arayan kişi kayıtlı değildi. Boğazımı temizleyerek açtım telefonu.
"Alo?"
"Merhabalar, Choi Beomgyu ile mi görüşüyorum?" Bal gibi tatlı bir ses tonu vardı hattaki kadının, tam bir hanımefendi olduğu aşikârdı. Bana para umudu vaad ediyordu.
"Ta kendisi!"
"Sitede ilanınızı gördüm Beomgyu-ssi, çok düzgün bir gence benziyorsunuz."
"Çok teşekkür ederim. Hitap etmek için adınızı rica edebilir miyim-"
"Bayan Kang demeniz yeterli. Kısa keseceğim; benim bir oğlum var, sınava hazırlanıyor. Normalde notları oldukça iyidir, ama geometrisinde bir düşüş var. Taehyun inanılmaz zeki bir çocuk, ders çalışmayı da çok sever. Geometride sınav notu neden düştü anlayabilmiş değilim. Ama sizin yardımcı olabileceğinizi umuyorum."
"Tabii ki de. Ancak-"
"Para konusunu hiç dert etmeyin. Saat başı 30.000 won kulağa nasıl geliyor? Yol masraflarınızı da biz karşılayacağız."
30.000 won? Bu teklif edeceğimin katbekat fazlası. Bununla sadece o çocuğa ders versem bana yeter de artar bile! Sonra kafamın içinde yaptığım kutlama Bayan Kang tarafından bölündü.
"Cuma günü saat 17.00'de evimizde olabilir misiniz? Size adresi mesaj atacağım."
"Elbette, bayan Kang!"
Görüşmeyi sonlandırır sonlandırmaz kollarımı etrafımda savurarak kendi kendime bir dans figürü sergiledim. Bunun şerefine kız arkadaşımı bir yemeğe çıkarmalıyım.
Adı Ryujin, kendisi iyi kızdır. Biz çocukluktan beri yakın arkadaştık, çevredeki insanlar tarafından da çok yakıştırılıyorduk. Galiba sevgili olmamızın en büyük nedeni bu çevreden gelen baskıydı. Ona aşık olduğumu sanmıyorum, onun bana aşık olduğunu da. Çünkü biz sevgili olsak da aramızdaki ilişki hiçbir şekilde başkalaşmamış, sadece adı değişmişti. Hâlâ buluştuğumuzda enerji içeceği eşliğinde video oyunları oynardık. Hâlâ bana ağır ablalık taslardı, ve hâlâ benden daha iyi LOL oynadığını iddia ederdi.
"Pişt, Ryuk! Sana bomba gibi bi' haberim var!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Sea of Confusion | Taegyu
Fiksi PenggemarChoi Beomgyu özel ders vererek harçlığını çıkartmak isteyen sıradan bir üniversite öğrencisidir. Bir siteye özgeçmişini bırakır, ve çok geçmeden bir telefon gelir. Arayan kişi geometri dersleri için Beomgyu'nun hayalini bile kurmadığı kadar çok para...