merhabalarr, yine çok özletmeden geldim. yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfen!! umarım beğendiğiniz bir bölüm olur.
Jeongguk Namjoon'un kapısının önünde dikilirken saat gecenin ikisiydi. Elinde buruşturup top yaptığı bir kağıt vardı, içinde şarkı sözlerinin yazdığı kağıt. Taehyung'la en son görüştükleri günün gecesinde yazdığı kelimelerle dolu kağıt. Bir şarkıya dönüşmesini istediği, sahnede bağırarak söylerken Taehyung'un gözlerine bakmak istediği kelimeler.
Jeongguk alnını koyu kahve kapıya yasladı, kulpu sıkıca tutan elini aşağı itmek ve odaya girmek için gereken cesareti bulamıyordu. Bunun nedeni neydi? Jeongguk'un diğerleri ona yazmasını istemeden bir şarkı yazması mı? Yoksa yazdığı kelimelerin altındaki anlamın onu korkutuyor olması mı? İlk defa müziğe karşı olan aşkını değil, içinde ne olduğunu çıkaramadığı hisleri yazmıştı.
Namjoon'un ona bir şeyler sormasını istemiyordu, sormazdı da zaten. Yine de ona bu kağıdı vermek zor geliyordu. Sanki günlüğünün bir parçasını koparıp başkalarına okutmak gibiydi.
Derin bir nefes aldı önce. Odadan gelen tıkırtıları dinledi, Namjoon'un uyumadığını biliyordu. Birkaç dakika önce bira almak için mutfağa giderken görmüştü onu. Eğer Namjoon bu saatte uyumuyorsa şarkılar üzerinde çalışıyor olurdu.
"Namjoon?" Jeongguk kapıyı bir süre daha bekledikten sonra aralamayı başardı. İçerisi tam beklediği gibiydi. Namjoon'un odası fazla düzenli olurdu. Düzenli ve ilham verici. Stüdyo olarak kullandıkları çalışma masasında bir sürü hoparlör ve büyük bir bilgisayar ekranı vardı. Klavyesi her zaman önünde olurdu, odayı klavye sesleri ve mouse tıklamaları doldururdu.
Namjoon müzik yapmak için doğmuştu. Bu Jeongguk'u onunla ilk tanıştığı zamanlar sinir ediyordu. Kıskanıyordu hatta, böyle yetenekli birinin çevresinde olmak bazen zordu. Kendisini bok gibi hissetmesine neden olurdu. İşe yaramaz.
"Jeongguk?" Namjoon'un kaşları havalandı, sandalyesini kapıya doğru döndürdü ve kulaklığını çıkarırken elindeki biradan büyük bir yudum aldı. Şaşırdığı belli oluyordu. Uzun zamandır baş başa konuşmamışlardı, uzun zamandır Jeongguk pek konuşacak modda olmamıştı.
"Yeni müzik?" Jeongguk kaşlarını kaldırıp bilgisayar ekranını işaret etti ve arkasından kapıyı kapatıp Namjoon'un yanına adımladı. Sandalyesini arkasından tutup yeniden çalışma masasına dönmesini sağladı, bu sırada kendisi için bir sandalye buldu ve yanına çekip oturdu.
Eski bir sandalyeydi. Her an kırılacak gibi gıcırdardı. Bu evi kiraladıklarında içindeydi ve sürekli ne zaman kırılacağıyla ilgili dalga geçerlerdi. Bir iddiaya girmişlerdi, kim oturduğunda kırılırsa o kişi hepsine yemek ısmarlayacaktı.
"Uğraşıyorum bir şeylerle." Namjoon mırıldandı. Jeongguk bu işlerden pek anlamasa da ekrana baktığında pek ilerlemediğini anlayabiliyordu. "Uyku tutmadı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
komorebi | taekook
FanfictionGüneş ışınlarının ağaç dallarının arasından süzülüp yarattığı ışık hüzmeleri. Yaşadığını hissetmek için elinden geleni yapan müzisyen Jeongguk bir gece hayatını altüst edecek dövmeci Taehyung'la tanışır.