4.Bölüm: Kitap ve Sırrı

76 8 6
                                    

Başlıyoruz
Virabismillah

____________________________

Tam önümdeki kitapları yere indirip rafa bakacaktımki büyük kütüphanede kapının açılma sesi yankı yaptı. Ne yapıcağımı şaşırmıştım, hızlıca dün topladığım kitaplardan birini alıp yandaki koltuğa oturdum. Kitabı açmış okuyormuş gibi tuttum. Gelen kişi bir kaç yeri gezmiş en sonda benim yanıma adımlanmıştı. Karşımda biri durmuş ve beni izliyordu. Kafamı kitaptan kaldırıp baktığımda karşımda Doğu' yu bana bakarken bulmayı beklemiyordum. Başımı kaldırdığımı görünce yanıma yaklaşıp koltuğa oturdu.
"Selam, bende seni arıyordum"
Demesiyle şaşırmıştım beni neden arıyorduki. Tam ağzımı açmış neden beni aradığını sorucaktım ki benim ne diyeceğimi anlamış gibi.
"Dün boynunda olan fotoğraf makineni gördüm. Acaba benle okul dışında fotoğraf çekmeye gelirmisin?"
Sorusuna şaşırmıştım aslında ama bana davranışlarından iyi biri olduğunu düşünmüş ce kafamı olumlu anlamda sallamıştım. Yüzünde mutlu olduğunu belirten bir gülümseme oluştu ve
"Ben hemen fotoğraf makinemi alayım sende bahçeye çık olurmu?"
Diye sormuş ama cevabımı bile beklemeden hızlıca kütüphanenin çıkışına ilerlemişti. Bu haline kıkırdamış ve bende kalkmıştım. Bu gün büyük ihtimal rafa bakamayacaktım ama yarın kahvaltıdan sonra ilk işim buraya gelip rafa bakmak olucaktı. Kütüphaneden çıkıp bahçeye çıktım. Bir iki dakka sonra Doğu gelmişti. Elinde iki tane kağıt tutuyordu. Büyük ihtimal izin kağıtlarıydı. Beraber okulun çıkış kapısına geldik. Elindeki kağıdı güvenliğe verip benim yanıma geldi. Kapının açılma sesi geldiğinde beraber dışarıya çıktık. Bana baktı ve
"Bildiğim bir kaç yer var oralarda güzel fotoğraflar çekebiliriz"
Dediğinde bir şey demeden onu onayladım. Bir dolmuş durağına gelip beklemeye başladık. Beş dakka sonra gelen dolmuşa binip öğrenci kartlarını tuttuk. Arkalara ilerleyerek bir yere oturduk. O bana bir şeyler anlatırken ben sadece onu dinliyordum. Yarım saat sonra dolmuş durmuş ve bizde inmiştik. Yavaş yavaş yürüyüp yolu izliyorduk.

1 Saat Sonra

Zaman geçmiş ve biz bir kaç fotoğraf çekmiştik.

Fotoğraf çekerken bir kaç çocukla karşılaşmış ve beraber saklanbaç oynamıştık. Doğuyla dahada yakınmıştık ve bende onunla en azından bir kaç kelimede olsa konuşmaya başlamıştım. Biraz daha çocuklarla oynamış ve en sonunda kocaman bir ay çiçeği tarlası görmüştük. Biraz ilerisinde iki salıncak vardı ikizde oturmuş ve yavaş yavaş sallanmaya başlamıştık. Doğu bana bakarak
"İyiki benimle geldin çok eğlendim teşekkür ederim"
"Bir şey değil bende teşekkür ederim"
"Buraya kadar hep ben kendimden bahsettim sende kendinden bahsetsene"
"Peki, benim senin gibi öyle heycanlı anılarım yok. Yetimhaneden kurtulmak için bu okula geldim. Pek arkadaşım yok bir Rıfkı birde Vişnem var. Onlar dışında pek kimseyle konuşmam."
"Rıfkı ve Vişne kim?"
Diye sordu onlar hakkında konuşmak hoşuma giderdi zaten.
"Ayyy sen beni gerçekten seviyorsun."
Diye konuşan Rıfkıyı takmayarak Doğu'ya döndüm.
"Şu anda benle konuşan iç sesim Rıfkı. Kendisiyle annem ve babam vefat ettikten sonra tanıştık kendisi en yakınım olur"
"İç sesin mi?"
"Evet? Senin iç sesin yok mu ki?"
"Yok ama galiba olsun isterdim gerçekten Rıfkıyı seviyorsun. Annen ve baban için üzüldüm. Allah rahmet eylesin."
"Amin. Evet Rıfkı beni arada delirtsede onu seviyorum. Vişnede seninde gördüğün kedim. Onu bu sene buldum daha altı aylık ve çok küçük. Onu ben büyüttüm"
Konuşmalarımı dikkatle dinliyor ve arada soru soruyordu galiba ikimizde iyi hissediyorduk. En sonunda ayağı kalkıp mini ama işlek bir caddeye girdik. Biraz ilerledikten sonra karşımıza yerde gitar çalan ve önündede gitarın kılıfı bulunan bir çocuk gördük. Doğu çocuğu görür görmez yanına gitti ve konuşmaya başladılar.Onlar gülüşürken yanlarına yaklaştım.Doğu beni görür görmez
"Aslan bak bu Hazan, Hazan bu da Aslan"dedi. Elimi uzatarak
"Memnun oldum Aslan"dedim.
"Bende Hazan abla"diyerek elimi sıktı.
"Şarkılara devamsa Hazan ablanda bir şarkı söylesin mi Aslan"diye soran Doğuyla kafa salladı Aslan.
"Ne söylemek istersin Hazan abla" dedi.
"Emir Can İğrek Nalan çalabilirsen sevinirim"dedim. Söyleye bilirim anlamında kafa sallayınca önüme döndüm. O tatlı nayif ses kulaklarımı doldurdu.

Sihrin SırrıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin