"Felix hyung en sağdaki dolaptan un çuvalını verir misin?"
Hyunjin daha yeni uyanmıştı. Mutfağa girdiğinde Felix ile tanımadığı birinin kek yaptıklarını gördü. Buna şaşırmıştı, Felix buradaki insanlara hemen uyum sağlamış gibiydi. Buradan gitmek isteyen o olduğu için Hyunjin'e garip gelmişti.
Felix dolaptan un çuvalını alıp Jeongin'e uzattı. "Al bakalım."
"Teşekkürler, hyung."
"Felix hyung?"
Felix kafasını kaldırıp Hyunjin'e baktı gülümseyerek. "Günaydın, Hyunjin." Jeongin Hyunjin'in ismini duyar duymaz elindeki un çuvalını yere düşürmüştü. Ağzı açık bir şekilde yere bakarken Felix çuvalı yerden kaldırdı.
"Ben... Çok çok özür dilerim."
"Önemli değil, Jeongin. İşimiz bittikten sonra beraber temizleriz." Dedi Felix gülümseyerek.
"Günaydın." Deyip bir sandalye çekti ve oturdu. "Hyung, gelsene bir. Konuşalım."
"Acil mi?"
"Hayır."
"O zaman sonra konuşabilir miyiz?"
"Tabii de..."
"Bu arada yaraların nasıl oldu?"
"İyi iyi."
"A buna sevindim. Odaya çıkınca hatırlatırsan sevinirim. Merhem yapar sürerim."
"Teşekkür ederim. Ama şey..." Gözleri etrafta dolaşan Hyunjin'in gözleri arkadaki oturma salonunda koltukta oturmuş kahve içen Minho'yu görmesi ile fikri değişmişti. "Tamam neyse. Boş ver. Sonra konuşalım." Ayağa kalktı. "Kolay gelsin."
"Teşekkürler."
Hyunjin Minho'nun yanına gittiğinde Minho başını kaldırıp Hyunjin'e baktı. "Günaydın." Dedi Hyunjin. "Oturabilir miyim?"
"Otur." Dedi Minho ruhsuz bir şekilde.
"Büyücü olmak nasıl bir şey?"
"Normal."
"Herkes sizden korkmuyor mu?"
"Hayır." Dedi Minho sanki Hyunjin çok anormal bir şey söylemiş gibi bakarak. Kaşlarını çatmış anlamaya çalışıyor gibiydi.
"Vahşi bir tür olmak nasıl bir duygu?"
"Normal."
"Hm... Neden burada yaşıyorsunuz... Ailenizin yanında olmanız gerekmez mi?"
"Sen çok soru sormuyor musun?"
"Soruyorum. Sizi rahatsız mı ediyorum?"
"Üzgünüm, öyle demek istemedim. Yalnızca daha yeni tanıştık ve birbirimizi tanımıyoruz."
Hyunjin gülümsedi. "Tanımak için soruyorum."
Minho vücudunu Hyunjin'e döndürdü gülümseyerek. "O zaman bana sorduğun tüm soruları kendin de cevaplayacaksın."
"Tamam."
Minho kafasını oynatmadan gözlerini tavana dikti. "Demiştin ki, hm... Evet. Tamam." Hyunjin'e döndü. "Melek olmak nasıl bir şey?"
"Bence çok hoş. Tüm yönlerini seviyorum. Bir yön hariç. O da saf ve temiz olduğundan dolayı yırtıcıların bizi çok çabuk aly edebilmesi."
"Anladım... Fark ettiysen Büyücüler size saldırmadı."
"Evet evet. Fark ettim."
"Bize de teklif ettiler. Ama reddettik."
"Siz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cake - hyunho
FanfictionVampir Jeongin, Meleklerin Prensi Hyunjin'i kendine aşık etmek için yediği keke aşk iksiri koyar. Fakat Hyunjin Jeongin'e değil Büyücü Minho'ya aşık olur. - tamamlandı - minific - hyunho 210223 010323