- 9 -

498 49 32
                                    

"Jisung!" 

"Hazırım." Dedi elindeki çanta ile telaşla Minho'nun yanına gelirken. Gözlerini evde gezdirdi. "Ama Jeongin yok."

"Onsuz gidemeyiz." Dedi Hyunjin. İkisi de Hyunjin'e baktı. "Onu bırakmamalıyız burada. Ya başına bir şey gelirse?"

"Efendim," Dedi Beomgyu. Üçlü Beomgyu'ya döndü. "Bay Yang güvenlik için Kurtadamlar Kalesine götürüldü."

Minho güldü. "Bang işini sağlama almış. Düşünende kabahat."

"Tamam, Minho. O güvendeyse gidelim."

"Hala onun güvenliğini mi düşünüyorsun? O gitmiş, Hyunjin! Hepimizi bırakıp gitmiş. Şu saf, iyi yanını bir süre sustur. Çünkü burada kimse kendini senin için feda etmeyecek."

Hyunjin ayaklarına bakıp birkaç adım geri çıktı. Yutkundu, başını kaldırıp sert bakışları ile Minho'ya baktı. "Haklısın. Gidelim."

Jisung oluşan gerginlikten dolayı elini ensesine attı. "Hadi Minho. Gidelim." Deyip Minho'nun kolundan tuttu Jisung. 

Minho, Jisung, Hyunjin ve Beomgyu Chris'in odasındaki tünelden geçip Ejderhalar Kalesine ulaştılar. Tünelden çıkmadan Jisung ve Beomgyu dışarıyı kontrol etmek için önden giderlerken Minho ve Hyunjin yalnız kalmıştı. Minho Hyunjin'e sert olduğunu düşünmüştü. Bir özrü hak ediyordu Hyunjin.

"Hyunjin," Diye mırıldandı Minho. Hyunjin belirsiz bir ifade ile Minho'ya baktı. Minho yutkunup karşısına baktı. Yürürlerken Minho durup Hyunjin'e döndü. "Hyunjin," Diye yineledi. Hyunjin de durup Minho'ya döndü. "Melek olmandan kaynaklandığını düşünmüyorum. Birçok Melek arkadaşım oldu. Hiçbiri senin kadar temiz, saf değildi. Sadece ileriki zamanlarda... Kötü hissetmemen için sana sert davranıyorum..."

"O kadar da temiz değilim. Bana aşık arkadaşımın önünde seninle aşk yaşadım..."

"Ona aşk yaşamak denmez. Ayrıca sen bunu düşünme. Herkes hayatında bir kez olsun aşk acısını tatmıştır. Bizde tadacağız. Senle ben...  Yüzümüzde kırışıklar oluştuğunda, saçlarımız beyazladığında, belimiz tutulduğunda... Belki o zaman acı tatlı kavgalar eder kalperimizi kırarız. Ama sonra barışırız." Dedi Minho. İkisi de sessizce kıkırdadıktan sonra Minho burukça gülümsedi. Hyunjin'in gözünün önüne düşen saç tutamını saçının arkasına götürdü. "Seni seviyorum, Hyunjin."

"Bende seni seviyorum, Minho."

"Biliyorum, güzelim." Hyunjin bir elini Minho'nun yanağına yerleştirip başparmağı ile Minho'nun yanağını ıslatan gözyaşını sildi. Minho gözlerini sımsıkı yumdu. "Çok korkuyorum. Deli gibi korkuyorum." Hyunjin de korkuyordu. Bunun nedeni çok açıktı. "Sen burada beklesen? Gelmesen?"

"Olmaz, Minho. Arkadaşlarım burada. Felix ve Yeonjun burada. Onlar olmadan yapamam."

"Ölebilirsin, Hyunjin." Deyip şiddetli bir şekilde ağlamaya başladı Minho. "Seni koruyamamaktan deli gibi korkuyorum."

"Sorun olmayacak, Minho." Hyunjin Minho'nun eğdiği başını kaldırıp kendisine bakmasını sağladı. Gülümsedi. "Sevdiklerimizle beraber sağ sağlim çıkacağız bu kaleden."

Minho "Teşekkür ederim, Hyunjin. Seni çok seviyorum." Deyip Hyunjin'e sımsıkı sarıldı. 

"Bende teşekkür ederim, sevgilim." 

İkisi de birbirine uzunca baktıktan sonra Minho Hyunjin'in yüzünü elleri arasına alıp kendi dudaklarını Hyunjin'in dolgun dudaklarına bastırdı. Hyunjin yavaşça gözlerini yumup Minho'yu öpmeye başladığında Minho ağır bir şekilde Hyunjin'e karşılık verdi.

cake - hyunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin