"Minho," Felix ve Minho Jeongin'in odasında Jeongin ile bir süre sohbet ettikten sonra odadan çıkarken Felix ifadesiz bir şekilde Minho'ya bakıp konuştu. "Ben bir şey hissediyorum."
Minho kaşlarını çattı.
"Sende biliyorsun." Dedi Felix. Büyücü olduğun için bunu hissediyor ve görüyorsun..."
"Evet." Diye zorla mırıldandı Minho.
Felix derin bir nefes aldı. "Bundan sonra yapacaklarımı çok fazla düşünmeyeceğim."
Minho eğdiği başını kaldırıp Felix'e baktı. "Felix, Bang'i düşündüğümden değil ama eğer Bang'i seviyorsan onunla ol." Bunun nedenini ikisi de biliyordu. Acı ama gerçekti.
-
"Jisung?" Felix eşyalarını toplayan Jisung'u gördüğünde kaşlarını çattı. "Bir yere mi gidiyorsun?"
Jisung Felix'e dönüp gülümsedi. "Hayır. Sadece odamı düzeltiyordum."
"Anladım."
"Birazdan yemek yapacağım. Bana yardım etmek ister misin?" Diye sorduğunda Felix gülümseyerek başını olumlu anlamda salladı.
Jisung odasını düzenlemeyi bitirdikten sonra Felix ile mutfağa geçmiş yemek yapmaya koyulmuşlardı. Beraber tatlı tatlı sohbet ederek yemeklerini yaparlarken Jeongin mutfağa inmiş onların sohbetlerine ortak olup yemek yapmada onlara yardım etmişti. Saat geç olmuştu. Akşam yemeği yeme vakti geldiğinde üçlü yemeyi yapmayı bitirmişti.
"Jeongin, sen git Chris hyungu çağır. Bende Minho'yu çağırayım." Jisung Felix'e döndü. "Felix hyung sende Hyunjin'i çağırır mısın?"
"Hyung," Dedi Jeongin. "Biz seninle masayı kuralım. Felix hyung da üçünü çağırıp gelsin." Dedikten sonra Felix'e döndü Jeongin. "Olmaz mı?"
"Olur. Çağırırım."
"Peki," Deyip Jeongin ile masayı hazırlamaya başladı Jisung.
Felix de üst kata çıkıp ilk Hyunjin ile kaldığı odaya gitti. Oda boştu. Oda çok büyük olduğu için ilk önce bulamadığını düşünüp biraz daha aradı. Fakat yine bulamadı. Pes edip Minho'nun odasına gitti. Kapıyı birkaç kez çaldı. Açılmayınca kapıyı biraz aralayıp içeri girdi.
"Minho," Deyip odaya doğru adımlarken kitaplığın ardında bulunan ikili koltukta Minho'nun üzerinde bir Hyunjin görmeyi beklemiyordu. "A pardon, bir şey görmedim. Çıkıyorum." Deyip geri döndü Felix.
"Hyunjin! Kalk!"
"Özür dilerim."
Minho hızla ayağa kalkıp Felix'in yanına gitti. "Felix, düşündüğün gibi değil. Hyunjin'in halleri işte. Biliyorsun."
"Biliyorum. Ama yine de özür dilerim. Senin özelin."
Minho gözlerini kıstı. "Kapı çalmadan girecek bir tipe benzemiyordun."
"Çaldım zaten."
"Ne? Çaldın mı?" Dedi Minho şaşkınlıkla açtığı gözleri ile Felix'e bakarken.
"Kafan Hyunjin'deymiş demek ki..."
"Hayır." Deyip dudaklarını birbirine bastırdı Minho. "Değildi. Dalgın hallerim olsa gerek. Anlam çıkarmayalım."
"Peki, ben gidiyorum. Yemeğe bekliyoruz." Deyip odayı terk etti Felix.
Minho ise arkasından seslendi. "Teşekkürler." Ardından sert bakışları ile Hyunjin'e döndü. Hyunjin sırıtarak Minho'ya bakıyordu. "Sen başıma bela mısın, çocuk?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cake - hyunho
FanfictionVampir Jeongin, Meleklerin Prensi Hyunjin'i kendine aşık etmek için yediği keke aşk iksiri koyar. Fakat Hyunjin Jeongin'e değil Büyücü Minho'ya aşık olur. - tamamlandı - minific - hyunho 210223 010323