- 8 -

559 55 32
                                    

Hyunjin gülerek odasına girip koşarak yatağına atladı. Ardından kahkaha atmaya başladı. Felix Hyunjin'in atladığı yatağın bir köşesinde oturmuş kitabını okurken Hyunjin'in gelmesi ile dikkati dağılmıştı. Hyunjin'e garip bakışlar atarken Hyunjin gülmeye devam etti.

"İyi misin?"

"A... Tabii ki de iyiyim." Diye bağırdı Hyunjin. Kahkaha atmaya devam etti. "Dün gece bu yatakta neler oldu?" Felix kaşlarını çatıp hayretle gözlerini açtı. 

"Çocuk musun sen Hyunjin?"

"Evet evet! Daha çocuğum."

"O zaman seni ilgilendirmez. Git kendi işine bak."

"Senden beklemezdim, hyung."

"Tamam dediklerin biraz rahatsız etmeye başladı."

"Hyung," Deyip yatakta oturdu Hyunjin. Sıcacık gülümserken Felix'in ellerini tuttu. "Biz arkadaşız. Bir çok şeyi içine attığını biliyorum. Ama bunlarla tek başına baş etme. Önceden yoktum. Ama şu an varım. Ne olursa olsun seni destekleyip iyiliğini isteyeceğim. Benden çekinme. Söylemek istediğin, konuşmak istediğin bir şey olursa söyle."

"Teşekkürler, Hyunjin." Deyip sımsıkı sarıldı Felix. 

"Seni seviyorum, hyung."

"Bende seni seviyorum, Hyunjin."

İkili birbirlerine sımsıkı bir şekilde sarılırken odaya birinin girmesi ile birbirlerinden ayrılmış odaya giren kişiye bakmışlardı. 

"Pardon, bölüyor muyum?"

"Hayır." Deyip gülümsedi Felix Chris'e bakarken Hyunjin'e döndü. "Sabah Ejderhaların Kalesine gidecektik."

"Yani şu an?"

"Evet."

"Anladım," Deyip ayağa kalktı Hyunjin. "Yeonjun'u almadan gelmeyin. Bozuşuruz." Dedikten sonra odayı terk etti Hyunjin. 

"Onu duydun. Yeonjun'u almadan gelmiyoruz."

"Peki, Yeonjun'u almazsak gelmeyiz."

"Şaka yapıyordum."

"Bende öyle." Deyip güldü Chris. "Hadi gel. Gidelim."

-

"Girmem doğru olmaz." Dedi Felix Chris'in odasının kapısının önünde beklerken. "Senin özelin."

"Önemli değil. Gelebilirsin." Dedi Chris odanın içerisinden. Eğilip yerdeki karton kutuların içindeki eşyaları karıştırıyordu. "Kulübedeki bir afacan sayesinde bir özelim yok." Deyip güldü.

Felix tereddüt ederek Chris'in odasına girdiğinde etrafa bakınmaya başladı. Chris'in koyu renklerin hakim olduğu odasını inceledi.

Chris karton kutuların arasından bir porselen kutu çıkardı. Felix Chris'e dönüp kutuyu işaret etti. "Onu yalnızca Melekler üretebilir. Meleklerin kendilerine has sıvılarından yapılır."

"Evet, Melek bir arkadaşım hediye etmişti." Deyip gülümsedi Chris elindeki kutuya bakarken.

"Hoş." Dedi Felix yerde oturmuş Chris'in yanına çömelirken. 

Chris elindeki kutuyu açıp içinden bir anahtar çıkardı. Kutuyu kitaplığının herhangi bir rafına koyduktan sonra ayağa kalkıp odasının içerisindeki bir kapının önüne geldi. Anahtar ile kapıyı açıp kapının ardından aşağı doğru inen merdivenlere baktı. Birkaç odasında ilerledi ve masasının üzerinden bir meşale alıp yaktı. Felix sıfır merak ile Chris'i izlerken Chris gülümseyerek Felix'e baktı. Felix'e elini uzattı. Felix Chris'in uzattığı eli tutup beraber karanlık merdivenden aşağı inmeye başladılar. "Burası tünele inen yol."

cake - hyunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin