0.5

92 6 1
                                    

   "Hadi hadi uyan hey ". James'in sesini duyup uyanmıştım.
James: Sen iyimisin?
-evet
James: hadi Jess bizi bekliyor. Okul bitti

   Olduğum yerden kalkıp parmaklarımı kütlettim zaten her tarafım uyuşmuştu. Sıranın üstündeki eşyaları çantama koyup omzuma aldım. Merdivenlerden hızlı adımlarla inip okulun bahçesine geldik. Okul çoktan boşalmıştı. Çok ıssızdı. Karşımda duran Ray ve Alex'e bakıyordum bakın oraya oturup sigara içiyorlardı , bakışlarımı onlardan ayırıp gözlerimi Jess'e yönelttim . Okuk forması giymemişti basketbol grubunda olduğu için sertbest giyinmiş olmalıydı. Yavaş adımlarla yanımıza geldi James ile selamlaştıktan sonra yüzüne aptal gülümseme koyup ellerimden tuttu.
Jess: Daha iyimisin?
- ah evet
Jess: İyi olmana sevindim.

  Ray ve Alex'in bize bakışlarını görebiliyordum. Sırf ibnelik olsun diye Jess'e sarıldım. Ray'in büyüyen yeşil gözlerini görebiliyordum. Ağzındaki sigarasını düşürdükten sonra kendini toparladı kafasını Alex'e çevirdi.

   Kıskançlıktan mı bilemem ama yüzü çok komikti. İsterse onada sarılırdım. Ben Ray'in saçma tepkilerini izlerken Jess kulağıma eğilip "çok güzel kokuyorsun" dedi.
Yanaklarımın kızardığını hissedebiliyordum. Jess tekrar sessiz bir şekilde "istersen bana gel" dedi. Bir süre daha sarıldıktan sonra James'in sözleri bizi ayırdı.
James: Hadi ama sarılmanız bittiyse gidelim acıktım
Jess: Tamam tamam şampiyon sakin ol
Max: Ne yiyeceğiz?
James: Çin restorantına gidelim

   Çin restorantı.. ablamla o gün oraya gidecektik beni oraya götürecekti. Bunu düşündüğüm için bir anda gözlerim doldu Jess çenemden tutup gözlerimizi hizaya getirdi
- iyi misin?
- evet
Jess: James bence bugün gitmeyelim. Max iyi gözükmüyor

   James olayı kısa kesip eve doğru ilerledi. Gözlerinde hayal kırıklığı vardı restoranta gitmeyi çok istiyor gibiydi. Üçümüzde ilerlemeye başladık. Okulun arka tarafından yürümeye başladık. Bir süre sonra Jess tekrardan bana döndü. Bu sefer yüzüne aptal gülümseme değil piç gülüşü vardı.
- hadi bana gel yemek yiyelim hem kafan dağılır bana olayı anlatırsın
-  Ortada olay yok ki
Jess: Yalan söyleme şu Çin restorantı olayını merak ettim
- Gerek yok
Jess: Offf beni meraktamı bırakacaksın

  Üzgün gözlerle bana baktıktan sonra dayanamayıp kabul ettim. Hava hafif kararmaya başlamıştı çok yavaş yürüyorduk nedenini bilmiyorum.
?: Jamessssss
İdrak edemediğim ses uzaktan geliyordu hatta git gide yakınlaşıyordu. Koşarak bize yakınlaşan kişinin Alex olduğunu fark etmem uzun sürmedi.
Alex: Nereye gidiyonuz?
- Kör müsün ?
Alex: Biraz oooo yanınızda biri daha gelmiş. Dur lan seni tanıyom bir yerden
James: Kolunu üzerimden çekermisin?
Alex: Olmaz şuan rahatım rahatsızmı oldun Jamesss?
James: Evet
  Derin nefes verip yoluma ilerlemeye devam ettim bunlarla gerçekten uğraşamazdım. James ve Jess gelene kadar şu köşede biraz durmaya karar verdim. Hızlı adımlarla köşeye geldikten sonra kendimi kaldırıma attım.
?: Ne işin var burada?
Arkamdan gelen ses ile kafamı hafifçe döndürdüm. Amerikan zorbaları gibi tepemde duran Ray'e sert bakış attıktan sonra elimi telefonuma götürdüm.
Ray: Hop sana birşey dedim?
- umursamıyorum
Ray: Neden?
- ciddiye alınacak biri değilsin
Ray: Salak mısın lan sen
- Neden?
Oturduğum yerden kalkıp üstümü silkeledim. Çantamı yerden alıp omzuma taktım. Gözlerimi onun gözlerine hizaladıktan sonra tek kaşımı kaldırdım
Ray: Lan
- Ne
Ray: Şuan ibne gibi gözükmüyorsun
- Ne
Ray: Erkek gibi göründüğünü söylüyorum
- Off çok boş attın bay bay
Ray: Jess ile fazla samimi olma
- Nedenmiş?
Ray: Hakkında söylentiler varda ondan en yakın arkadaşın sana dememiş bakıyorumda
- Açık açık konuşsana bilmece gibi konuşuyorsun
Ray: Açığım zaten
- Tabi canım
Ray: Neyse saçmalama bu çocuktan hayır gelmez size haberin olsun sırf erkek arkadaş istediğin için bir tacizcinin eline düşme
- Ne tacizcisi?
Ray: Sen gerçekten salaksın
- Ne yapmamı bekliyorsun?
Ray: Birazcık beynini kullanıp arkadaşlığı kesmeni.

Ray cebinden çıkardığı sigara paketinden sigarasını aldıktan sonra Alex'in olduğu tarafa doğru ilerlemeye başladı. O köşeyi dönerken James ve Jess bana doğru geliyorlardı. Ray'in dediği şeyler aklımda kalmıştı. Daha açık konuşabilirdi. Bilmece gibi konuşup gitti. Ona ayıracak vaktim yok kimseye ayıracak vaktim yok. Kimseyle uğraşamam.

BROKEN (bxb) (yaoi) (bl) (gay) (loveislove)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin