12

48 5 2
                                    

   6. Ders matematikti James uyuduğu için bu ders beni yanlız bırakmıştı. Alex'in ona hediye ettiği sweati giyiyordu. O güzelce uyurken ben sınavımız için not tutuyordum. Hiçbir zaman derslerime tam odaklanamadım ve aptal Ray'in söylediği cümleler kafamın içinde dönüp dolaşıyordu.
"Level atlayalım"
Ray'ın söylediği sözler aklımda defalarca dolarışken gözlerim pencereden dışarıya kaymıştı. Hayal kurmayı pek sevmezdim ama konu Ray olunca durum farklıydı. O hiç ilişki adamı değildi tek gecelik insan gibiydi. Ben isterim ki bir insan çıkıp gelip Ray'i düzgün biri yapsın.
    Zilin çalmasıyla sınıf hafifden dağılmaya başlamıştı. James'i hiçbir şey derin uykusundan uyandıramazdı. Sanki ölüm uykusuna yatmış. Ben de tüm dikkatimi kapıya yönlendirmiştim. Ray'in girmesini istiyordum. Bir kaç dakika sonra adım sesleri yükselmeye başladı daha çok koşma sesi gibiydi. Alex hızlı adımlarla girdi sanki bir şeyden kaçıyordu.
"Eee beyler naber?"
James uyuduğuna göre bu soru banaydı.
"İyidir Alex sen?"
"Bende iyi senin gözler birini bekliyor galiba?" Piç gülüşünü yaptığını hissedebiliyordum gözlerimi kapıdan ayırmadan "Ray nerede?"dedim.
"Hastanede" diye cevapladı. Gözlerimi Alex'e doğrulttuktan sonra "Neden?" dedim endişeli bir şekilde söylersem dalga geçmeye başlayacaktı.
Alex ağızının içinde birşeyler gevelerken ellerini James'in saçında gezdiriyordu.
"Alex geveleme sadede gel"
Kısa süre sessizlikten sonra " Sirozmuş" dedi. Gözlerimi kocaman açtıktan sonra içimden "Siroz ne lan" dedim. Alex sanki iç sesimi okur gibi "Kısaca ölecek "dedi. Lan böyle bir durumda bu denirmi?
James'in "Noluyor yaa" sesleriyle Alex'in yüzü değişti ciddi ifadesi gidip mutlu bir yüz koydu.
"GÜBAYDIIIIN
Gübaydın? O hangi dil.
    Alex ve James sohbet ederken sınıftan aşır adımlarla çıktım. Nefes almam gerekliydi. Sonra gidip hastalığı araştıracaktım. Gözlerimin dolmasıyla iki gözyaşım aktı. Kimsenin görmemesini dilemiştim. Başımı yerden kaldırıp temiz bir hava aldım. Telefonumu elime alıp
"Siroz" yazdım.

   Siroz, hepatit ve kronik alkolizm gibi birçok karaciğer hastalığının sebebiyet verdiği karaciğerde ileri derecede hasar oluşumuna denir. Karaciğerde aşırı alkol tüketimi gibi nedenlerle yara dokusu oluşabilir.
Çok birşey anlamasamda kötü birşey olduğu açıktı. Sınıfa ağır adımlarla girip zilin çalmasını bekledim.

"Kısaca ölecek"
    Cümle kafamın içinde yankılanırken ben en kötü seneryoyu kafamda kurmuştum bile. Hoca sınıfa girip dersi anlatmaya başlamıştı. James'e defteri verip onun not tutmasını söyledim.
Kafamı duvara dönüp sessizce ağlamaya başladım. Ölmesini istemiyordum. Hiçkimsenin ölmesini istemezdim.
   Masanın altına koyduğum telefonumun titreşimi düşüncelerimden kurtardı beni.
Sevgilim: Neredesin?
- Sınıftayım
Sevgilim: Tamam hadi çık
- Ray sen neredesin?
Sevgilim: Spor salonunda
Görüldü

   Elimi kaldırıp lavabo için izin aldım. Kapıya yönelirken James'e "Ray "diye fısıldadım. O olayı anlar bi biçimde kafasını salladıktan sonra not olmaya devam etti.

   Hızlı adımlarla spor salonuna ilerledim. İnanın bir vampir bile bu kadar hızlı gidemez.

   Salonun önüne vardığımda derin bir nefes alıp kapıyı yavaşca açtım.

    Ray köşede oturmuş elindeki basketbol topunu sektiriyordu. Beni gördüğünde ayağı kalkıp gülümsemeye başladı.

Kapıyı kapatıp Ray'a doğru ilerledim.
- Bir sorunmu var?
- Sorun yok Ray
   
Ray'i baştan sonra incelediğimde damarlarının belli olduğunu farkettim. Ve sol kolundan serum yediği çok belliydi. Ablam hastanedeyken bende çok serum yemiştim. Damarların nerede hangi şekilde olduklarını çok iyi bilirdim. Kan verildiğini, alındığını kolun morarıklığını.. Ray'in serum yediği çok belliydi.
- Koluna ne oldu?
   Bana doğru mu yalanmı söyleyeceğini merak ettiğim için sordum.
- Hiç
- Ray?
- Efendim?
- Sen kilomu verdin?
- Evet 2 kilo
- 2 mi ?

   Tüm cesaretimi toplayıp derin bir nefes aldım. "Ray sen-" o cümlemi bitirmemi beklerken benim boğazım düğümlenmişti. "Sen siroz musun?" Sesim giderek kısılmıştı. Gözlerim dolmuştu sadece "hayır" cevabını duymak istiyordum.
  
Gözlerimi tekrar Ray'e çevirdiğimde ciddi bir ifadeyle baktığını gördüm.
"Alex mi söyledi?"
"E-evet?"
   
Derin bir nefes verdikten sonra "Evet " dedi. Gözlerimi tekrar ona çevirdiğimde ciddiyeti hiç bozulmamıştı.  Birşey söylemeden öylece ayakta kaldım. Seneryonun en kötüsünü hayal etmiştim zaten.

BROKEN (bxb) (yaoi) (bl) (gay) (loveislove)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin