• Bölüm 4

1.9K 118 470
                                    

Jisung'dan

Minho kalkıp otele doğru yürümeye başlayınca aklıma müthiş bir intikam planı geldi. Hemen peşinden onu takip ettim.

Minho, Hyunjin ve Changbin'in odasına girmişti. Tam nasıl gireceğimi düşünüyordum ki beyin yoksunu Minho anahtarı kapının üstünde unuttu. Bunu firsat bilerek hemen odama koşup mor boyamı aldım.

Aldıktan sonra Minho'nun odasına girdim. Benim odamdan biraz daha küçük gibiydi. Odaya ilk girdiğimde koridor vardı, koridorun hemen solunda giyinme odası vardı. Koridordan sağa dönülüyordu. Oradada gardrop ve yatak vardı. Yatağın hemen sağına doğru bir koridor daha uzanıyordu, banyonun büyük ihtimal orada olabileceğini düşünere ilerledim. Evet, banyo oradaa. Hızlıca şampuan kutusunu aldım ve mor boyayı içine damlattım.

Tam o sırada bir kapı açılma, birkaç saniye sonrada kapanma sesi duyuldu. İşte şimdi boku yedim. Korktuğum başıma geldi, Minho odaya girdi. Şu anda o kadar paniğimki kendimi kapıyla boğup öldürebilirim. Tabi böyle birşey yapamam ama keşke yapabilsem. Ne yapacağım hakkında hiçbir fikrim yok.

Çareyi beklemekte buldum, Minho telefonla konuşuyordu istemeden, ya da isteyerek kulak misafiri oldum.

"Hey! Nasıl böyle birşey olduğunu söylersin! Gazetecilerden kurtulmak için buraya geldik, yine gazetecilere yakalandık. Hayır, hayır. Gelmiyorum, hepsini geri gönder! Gidip Han Jisung'un başının etini yesinler, cahil olan o! Hayır! Kaç kez söylemem gerekiyor benim suçum yok diye? Herşey Shin Ryujin tarafından yapıldı, benim haberim bile yoktu! Gazeteciler neden bunu anlamamakta ısrarcı?! Bu söylediklerimi onlara söyle ve kaybol."

Telefonu kapattı

"BUNLARDAN BIKTIM BEN!" diye bağırıp birini aramaya başladı. Evet, bu kişi Shin Ryujin'di.

"Merhabalar efendim, öncelikle bu Park Chaeyoung meselesinden dolayı başım hala dertte, neden birşey yapmıyorsunuz, bari benim yapmama izin verseniz? Efendim lütfen. Hayır, hayır. Birdaha aynı şeyler yaşanmasın lütfen. Herkesle düşman olmak istemiyorum, bazı kişiler kullanmak için işimize yarayacak, unutmayın lütfen bunu. Kendinize iyi bakın."

Bu konuşmayı yaptıktan sonra odadan sinirle çıkmıştı. Sinirli olduğu anlaşıla biliyordu. Kapıyı o kadar sert kapatmıştı ki. Ayrıca 'kullanmak için işimize yarayacak' derken bizden mi bahsediyordu? Hayır hayır tek düşmanları biz değiliz ki?

Konuşurken sesinden anlamıştım. O da benim gibi zor durumda, yalan söylemek zordundayım. Ama mor saç rengi bence ona çok yakışıcak.

İşim bittiği için bir an önce odadan çıkmak ve sadece uyumak istiyodum. Saat daha 8 bile olmadı ama günüm cidden çok yorgun ve yorucu geçti.

Odama gittiğim anda kendimi yatağa savurdum. Üstümü başımı değiştirmeden sadece gözlerimi kapadım ve düşünmeye başladım. Nasıl bir durumun içinde olduğumu...

                                  **********

Birkaç saat öylece uzandım. Belkide uyumuş olabilirim. Kafamda birsürü soru vardı, kalbimde garip bir his vardı. Uyuyamıyordum. Bu yüzden kalkıp çalışmaya karar verdim. Saat iki gibi sıcak yatağımdan kalkıp kendine kahve hazırladım, ardından uzun zamandır üzerinde çalıştığım bir kitabı yazmaya devam ettim.

Yazdığım kitabın neredeyse sonlarına geldim. Ama kitabı nasıl bitireceğim hakkında hiçbir fikrim yok. Aşk, insanın üzerinde nasıl bir etki bırakabilirdi?

Düşünmeye başladım, kendi hissettiğim şeyin ne olup olmadığını bile bilmiyorum. Bu yüzden önce aşkı tatmalıyım, ondan sonra kitabın sonunu getirmeliyim.

Minho Bizim Jisung Bizim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin